Burcu Özkan-Süleyman Gülen- Kurban Bayramı'nın 1. Günü, Rize'de sahiplerinin elinden kaçarak denize atlayan dana Trabzon'a kadar 3 gün yüzmüştü. Sanatçı Haluk Levent, danayı satın alarak sosyal medya hesabından danaya Ferdinand ismini koyduğunu ve İzmir Kemalpaşa Çiftlik Hayvanları Barınağı'na gönderileceğini duyurmuştu.

Trabzon'da, Kurban Bayramı'nda sahiplerinin elinden kaçtıktan sonra denizde bulunan ve sanatçı Haluk Levent tarafından satın alınan dana, İzmir Kemalpaşa'daki yeni evi olan Çiftlik Hayvanları Barınağı'na getirildi. Vişneli Mahallesi'ndeki kurtarılmış çiftlik hayvanları barınağına ulaştırılan dana, kamyonetten biraz güçlükle indirilmesinin ardından barınak yetkilisi Sibel Çağlar'ın azmi ve sevgisi sayesinde kalacağı bölüme daha önce kurtarılmış 'Patrik' isimli boğanın yanına konuldu.

Artık güvende

Kurban Bayramı'nda binbir zorluk yaşadıktan ve günlerce denizde yüzdükten sonra 'Ferdinand'ın artık güvende olduğunu belirten Kemalpaşa Çiftlik Hayvanları Barınağı yetkilisi Sibel Çağlar, Ferdinand'ın sağlığını düzeltip ardından güvenini kazanacaklarını belirtti. Çağlar "Ferdinand beni 3 gündür uyutmuyor. Onun gelişi beni çok heyecanlandırdı. Dün gece yola çıkıp bana yaklaştığını öğrenince iyice heyecanlandım ve uyuyamadım. Ferdinand'ın haberini ilk duyduğumda ölmüş olabileceğini yani çoktan kesilmiştir diye düşündüm. Çünkü insanlar bizim gibi bu konuya vicdani bakmıyorlar ama ölmemiş, yanılmışım. Çok zorlu yollardan geçti, günlerce denizde tek başına yüzdü ve artık burada bizimle güvende. Ferdinand'ı özlemle karşıladık. Haluk Bey'e de oğlumuzun geldiğini heyecanla haber verdik. Ferdinand için görüştük ve hala görüşmeye devam ediyoruz. Önce sağlığını düzeltip arkasından güven kazanacağız. Buradaki hayvanlara ve bize adaptasyon sağladıktan sonra buradaki diğer hayvanlar gibi serbest gezebilecek" dedi.

"Görür görmez harekete geçtim"

Denizde 3 gün yüzden Ferdinand'ın durumunu haberlerde gördükten sonra hemen onu bulmak için harekete geçtiğini belirten Çakır "Ferdinand için be birkaç arkadaşlarımla irtibata geçtim. Anahit isimli bir arkadaşım Ferdinand'ın sahiplerine ulaşıyor ve numaramızı bırakıyor. Ardından Haluk bey Ferdinand'ın 2 sahibine ulaşıyor ve benim de onu almak istediğimden bahsediyor. Haluk Bey de isteğimizi geri çevirmiyor ve önce Anahit'e ardından bana ulaştı. Haluk Bey sağ olsun işin mali kısmını kolaylıkla halletti. Tabi ben de nakil ve diğer konularda kendisine destek verdim. Şimdi artık Ferdinand bizlerle. Ferdinand hayatının sonuna kadar bizle artık. Hayatını kendi eceliyle kendi ömrünü tamamladığı vakitte, ne zaman noktalarsa o zaman veda edeceğiz Ferdinand'a." diye konuştu.     
Dananın getirilişi sırasında sanatçı Levent'in kurduğu "AHBAP" adlı iyilik hareketinin bazı üyeleri de hazır bulundu.

Danayı motosiklet kasasında bulduk

Kurban Bayramı'nda Rize'de sahibinin elinden kaçıp denize atlayarak Trabzon'a kadar yüzen dana ülke gündemine oturmuştu. Sanatçı Haluk Levent danayı satın alarak Kemalpaşa'da bulunan Çiftlik Hayvanları Barınağı'na bağışlayacağını duyurduktan sonra bizim maceramız da başladı.
Haber Ekspres muhabirleri Burcu Özkan ve Süleyman Gülen, 3 gün denizde yüzen dananın Kemalpaşa'daki bir hayvan barınağına verileceğini öğrendikten sonra hemen adresini öğrendi. Kahraman Ferdinand, Kemalpaşa Vişneli Mahallesi'nde çok tatlı bir hanımefendi olan Sibel Çakır'ın çekip çevirdiği Çiftlik Hayvanları Barınağı'na verilecekmiş. Geleceği saati de öğrendik ve gazetemizin bulunduğu Çankaya'dan düştük yollara.

Yol uzun, biz heyecanlı

Çankaya'dan metroya binip Bornova'ya geçtik. Köprü altında dolmuşu beklemek için oturmaya hazırlanırken Kemalpaşa dolmuşu geldi ve atlayıp Kemalpaşa'ya gittik. Çok yabancı bir yerdi bizim için, ilk defa gitmiştik. Şoför bizi Kemalpaşa'nın göbeğine bırakıp gitti. Hemen ileride bir pastane vardı ve orada oturup dondurmasını yiyen eski hızlı ambulans şoförlerinden Hüseyin Amca ile tanıştık. 50 yıldır Kemalpaşa'daymış Hüseyin Amca. Bize bineceğimiz otobüsün numarasını söyledikten sonra başladı Kemalpaşa'nın kısa tarihinden, kendi ambulans anılarından anlatmaya. 768 numaralı otobüsün gelmesini beklerken yarım saat Hüseyin Amca'nın anılarını dinledik. Otobüse binip onu geride bırakırken Kemalpaşa dolmuşçularından şikayetçiydi Hüseyin Amca, fütursuzca hareket ediyorlarmış.

Cevizli yolculuk

768'e yaşlı furyasıyla dolu otobüse atladıktan sonra uzun bir yokuş çıktık. Daha sonra Dereköy sapağına geldik ve güzel köylerin olduğu yollardan geçtik. En son tekrar Dereköy sapağına geldiğimizde şoför unutup neredeyse Kemalpaşa yoluna dönecekti son anda Vişneli yoluna döndü. Derinden bir oh çektik. Vişneli tabelasını gördüğümüzde sevincimiz suratımıza yansıdı, Burcu tabelanın fotoğrafını bile çekecekti yetişemedi. Vişneli'nin göbeğinde indik ve bir an çölde yalnız bırakılmış deve gibi yolun ortasında kalakaldık. Sonra bir çiftlik tabelası görüp "Ferdinand herhalde buraya gelir" diye düşünerek oraya doğru yürüdük. Çiftliğin sokağında 3 teyze oturmuş sohbet ederek ceviz kırıyorlardı. Bize de ikram ettiler ve iştahla yedik. Sonra derdimizi anlattık ve Vişneli Mahallesi Muhtarı'nın oğlu Hakan Oğuz "Ben orayı biliyorum buraya biraz uzak sizi götürebilirim" şeklinde teklifte bulununca hemen kabul ettik. Nasıl götüreceğini söylediğinde ise çocuklar gibi mutlu olduk. Motorun yan tarafında bağlanan tekerlekli kasaya atlayıp düştük yola. Bir elimizde ceviz, bir elimizde telefonla Vişneli Çiftlik Hayvanları Barınağı'na yola çıktıktan 2 buçuk saat sonra ulaşabildik.