Davaya konu olay, Kızılay Mahallesi'nde geçen 29 Temmuz akşamı meydana geldi. İlkokul öğrencisi Yağmur Kaldıran, babasından izin alıp komşularının kızıyla balkonlarında oynamaya başladı. Oyunda yaşadıkları tartışma sırasında arkadaşı küsüp yanından ayrıldı. Bunun üzerine tek kalan Yağmur Kaldıran'ın yanına gelen arkadaşının dedesi Tuncay Ç., iddiaya göre bebek alacağı vaadiyle küçük kızı torununun odasına götürdü. Hem bu odada, hem de evin salonunda torunu olmadığı sırada Tuncay Ç.'nin tacizine uğradığı öne sürülen Yağmur Kaldıran, bu durumdan rahatsız olup dışarı çıkarak karşıdaki evlerine gitti. Yaşadıklarını annesine anlatması üzerine ailesi polise şikayette bulundu. Gözaltına alınan Tuncay Ç., tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.

Savcılık, soruşturmasından sonra da Tuncay Ç., hakkında İzmir 7'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde 'çocuğa cinsel istismarda bulunmak'tan 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açtı.

DURUŞMADAN İKİ GÜN ÖNCE KALP KRİZİNDEN ÖLDÜ

Arkadaşının dedesinin tacizine uğradığı öne sürülen, o günden sonra okula gitmeyen, psikolojik tedavi gören ve ailesinin sürekli yanında bulunduğu ve duruşma günü pedagog eşliğinde ifade verecek olan Yağmur Kaldıran bunun neden olduğu stres ve tacizcisiyle karşılaşacak olmanın yarattığı korkuyu yaşamaya başladı. Duruşmada tacizcisiyle karşılaşacağı için yaşadığı stres ve korkuya minik kalbinin dayanmaması sonucu davadan iki gün önce geçtiğimiz kasım ayında kalp krizinden hayatını kaybetti.

İzmir 7'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan davanın ilk duruşmasına sanık mazeret bildirip katılmadı. Bugün yapılan ikinci duruşmaya, tutuksuz yargılanan sanık Tuncay Ç., avukatı Bekir Can Dadaş, ölen Yağmur Kaldıran'ın annesi Fikriye Kaldıran, babası Tamer Kaldıran, avukatları Ayşe Esra Ünlü Polat, Sinan Sayman, İlke Erol, Ayşe Nur Pamukçu ve Aile Sosyal Politikalar Bakanlığı avukatı Emine Şentüfekçi Tezcan ile İzmir Barosu adına avukatlar Melek Özöner, Nilay Öztürk Sakaoğlu ve Nilgün Küçükkuşçu Coşkuner ile Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Derneği adına Deniz Adıbelli katıldı. Ayakta durmakta güçlük çeken anne Fikriye Kaldıran, duruşma salonuna yakınlarının yardımıyla girdi. Kaldıran'ın yakınları sürekli ayağına ve eline su döküp ovdu.

SUÇLAMAYI KABUL ETMEDİ

Üzerine atılı suçlamaları kabul etmeyen eşinden boşanmış üç çocuk babası ve servis şoförlüğü yapan sanık Tuncay Ç., “Böyle bir olaya karışmadım. Ben bu konuda daha önce de ifade verdim. Aynen tekrar ediyorum. Mağdur benim torunum yaşında olup aynı yaşta torunum vardır. Kızıma da ben baktım. İyi bir aile babasıyım. Neden bu şekilde suçlandığımı bilemiyorum. Zannedersem Yağmur, torunum ile yaptığı kavga sonunda öfkeyle bu şekilde hakkımda suçlamalarda bulundu. Torunum ile evde oynamaya geldiler. Odadan bağrışlar gelince yanlarına gittim. İkiside kapıyı ittiriyordu. Bende Yağmur'u kucağıma alıp, 'Sen evine git' dedim. Ben kendisiyle hiç başbaşa kalmadım. Onun vücuduna da dokunmadım, kendi cinsel organımı da elletmedim. Mahaleye yeni taşınmışlardı. Bir tek eve ilk geldiğinde yanaklarından öptüm. Yağmur'u eve gönderdikten sonra babası gelip küfürler etmeye başladı" dedi.

'LİNÇ EDEBİLİRDİK ADALETİNİZE GÜVENDİK'

Baba Tamer Kaldıran ise “Olaydan bir gün önce sanığın torunu bizim eve kızım ile oynamaya geldi. Ben belediyede temizlik işlerinde çalışıyorum. Olay günü de akşam saatlerinde eve geldiğimde kızım Yağmur ağlayarak eve geldi. Önce annesiyle fısıldaştı. Ben ne olduğunu sorduğumda da bana biraz önce kızımın okunan ifadesinde belirttiği olayı anlattı. Kızım 'amca beni bir odaya kapattı, eve gelmek istedim. Bırakmadı. Sana bebek alacağım dedi. Beni yatağa yatırdı, oramı buramı elledi. İstemediğimi söyledim. Kendisinin de orasını burasın elletti' şeklinde sözler söyledi. Olayı kızımdan duyunca ben sanığın ismini de bilmediğim için komşumuz olmaları sebebiyle hemen evlerinin olduğu kısma gittim ve torunun ismi ile seslendim. Sanık balkona çıkıp bakınca da 'konuşabilir miyiz ' dediğimde, 'çocuklar kavga etmiş' şeklinde sözler söyleyip, kapıları kilitledi. Biz istesek sanığı linç edebilirdik. Ancak adaletinize güvendiğimiz için yasal şikayet yoluna başvurduk. Bu olay sonrasında kızımın psikolojisi bozuldu. Yerlere tükürmeye başladı. Daha önce bakkala gidip geldiği halde bu olaydan sonra bakkala bile gitmek istemedi. Annesiyle ya da başka biriyle sokağa çıkabildi. Biz duruşma günü yaklaştıkça kızımız Yağmur'a yavaş yavaş duruşmaya çıkacağını, olayı anlatması halinde sanığın cezasını alacağını söyleyip kendisini duruşmaya hazırlamaya çalıştığımızda, 'ben nasıl çıkacağım' dedi. Zaten ilk duruşmaya katılamadık. Zira kızım yaşamını yitirdi. Sanığın tutuklanmasını istiyorum. Kendisinden şikayetçiyim" dedi.

'ANNE BEYNİMDEKİLERİ NASIL SİLECEĞİM'

Anne Fikriye Kaldıran da “Kızım ağlayarak eve geldi. Eşim de evdeydi. Kızıma ne olduğunu sorduğumda sanığı kastederek 'amca beni yatağa yatırdı. Koltuğun üstünde öpmeye çalıştı. Kaçmak istedim, bırakmadı. Sana manzarayı göstereyim, diyerek balkonda beni kaldırıp dışarıyı gösterdi. Annene babana söylemezsen sana bebek alacağım, diyerek oramı buramı elledi. Kendi cinsel organını elletti' diye söyledi. Kızım çok korkmuştu. Hatta altını ıslatmıştı. Kızım Yağmur bana 'anne sana söylemekle iyi mi ettim' şeklinde sözler söyledi. Devamında ise 'ben bebekle kanar mıyım' dedi. Biz konuşurken eşim de bu sözleri duydu. Polise başvurduk. Olay sonrasında kızım psikolojik tedavi gördü. Daha önce altına kaçırma huyu yokken altına kaçırmaya başladı. Sürekli yere tükürmeye başladı. Kendisinden iğreniyordu. Neden sürekli tükürdüğünü sorduğumda da, 'anne beynimdekileri nasıl sileceğim, kalbimden nasıl atacağım' diye sözler söylüyordu. Kızım geceleri uyuyamaz hale geldi, sokağa çıkamıyordu. Geceleri benim yanıma geliyordu. Kızım bu olayın stresiyle yaşamını yitirdi. Zaten bu olay sebebiyle ben de şu anda psikolojik tedavi görüyorum. Sanık elini kolunu sallayarak serbest dolaşıyor. Kızım ise mezarda çürüyor. Sanıktan şikayetçiyim" dedi.

Cumhuriyet Savcısı davaya katılma talebinde bulunan Bağımsız Milletvekili Aylin Nazlıaka, İzmir Barosu ve Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Derneği'nin suçtan zarar görmediklerinden katılma taleblerinin reddine, sanığın tutuksuz yargılanması yönünde mütalaa verdi. Mahkeme heyeti de katılma taleplerinin reddine, sanığın adli kontrol şartının kaldırılıp tutuklanmasına karar verip, duruşmayı mart ayına erteledi. Duruşma sonrası Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Derneği üyeleri ve Yağmur'un yakınları basın açıklaması yaptı. Dede Zeki Kaldıran ile anneanne Sevgi Kalkan, "Adalet sonunda yerini buldu. Sanık en ağır cezaya çarptırıldı. Bizim canımız yandı, başkaların yanmasın" dedi.