Ali Budak- Türkiye'de özellikle son 5 yılda eğitim sisteminde ciddi sıkıntılar olduğuna alandaki uzmanlar ve sendikalar tarafından dikkat çekiliyor. Okullardaki eğitimin AKP iktidarının son 5 yılında daha da dinselleştiğine dikkat çeken Kılıç, '2012 yılından sonra eğitim sistemi daha da dinselleşti. Eğitim, dinselleştirilmesinin yanında mezhepleştirildi de. Bunun nedeni ise MEB'in son 5 yılda imzaladığı bütün protokolleri dini cemaat, tarikat ve kurumlarla yapmış olmasıdır. Öncelikle eğitimi dini cemaatlerin elinden kurtarmalıyız' dedi.


Ülkede eğitim tarikatlarla ilerliyor


AKP'nin iktidarlığında özellikle son 5 yıldır Milli Eğitim Bakanlığı aracılığıyla eğitimdeki dinselleşmenin daha da arttığına ve dini cemaat, dernek, ve kuruluşlarla 60'ın üzerinde protokolün imzalandığına vurgu yapan Eğitim Sen İzmir 2 No'lu Şube Başkanı Hasan Ali Kılıç, 'Özellikle 2012 yılından 2016'ya kadar 1, 2016 yılında 18, 2017 yılında ise 41 protokol imzalandı. Bu protokollerin imzalandığı dernek, cemaat, kurum ve kuruluşların isimleri şöyle; Muradiye Vakfı, Diyanet Vakfı, İHH, İlim Yayma Cemiyeti, Hizmet Vakfı, Hayrat, Maarif, Ensar, TÜGVA ve TÜRGEV. MEB bütün yaptığı protokolleri isimlerini saydığım kurumlarla yaptı. Milli Eğitim Bakanlığı'nın politikaları cemaat ve tarikatlarla yapılıyor. Şu anda ülkede yaşanan budur. Bu nedenle de ülkede eğitim dinselleşmektedir' dedi.
 

Karma eğitimin kaldırılması konuşuluyor


MEB'in yaptığı son şurada eğitimdeki bütün sorunların bir kenara bırakılıp, karma eğitim sisteminin kaldırılmasının talep edilmesine dikkat çeken Kılıç, şöyle devam etti: Son süreçte karma eğitim sisteminin kaldırılması konuşuluyor. 7-8 yaşındaki çocukların ayrı ayrı okullarda öğrenim görmesi yönünde taleplerde bulunuldu. Bu talep ise Milli Eğitim Şurası'nda yapıldı. Bu talebin tartışmaya ve konuşulmaya açılmasının altında ise zemin yaratmak var. AKP sürekli aynı şeyi yapıyor. Bu değişimleri topluma sunuyor ve tepkilere göre de hareket ediyor.
 

Halkın vergileri imam hatiplere aktarılıyor


Ülkede ailelerin çocuklarını imam hatiplere göndermek istemediğini ancak hala MEB'in en büyük parayı imam hatiplere aktardığını söyleyen Kılıç, 'Bütçeden Milli Eğitim Bakanlığı'na ayrılan pay 2018 yılı için yüzde 8,9 oldu. Bunun yarısından fazlası ise imam hatiplere aktarılıyor. Dolayısıyla diğer okullar da daha çok okul aile birliklerinin bağışlarıyla ilerliyor. Şu anda maalesef böyle bir noktaya gelmiş durumdayız. AKP iktidarı ülkenin parasını eğitim, sağlık gibi insanın önceliklerine ayrımak yerine daha çok güvenlikçi politikalara ve savaşa harcıyor. Halkın güvenlikçi politikalar yerine vergilerini halk sağlığı ve çocuklarının eğitimine harcaması noktasında talepte bulunması gerekiyor. Bu sorunlara karşı da halkın mücadelesini ortak sürdürmesi lazım. 2019 seçimleriyle her şey ortaya çıkacak. Ya karanlığa teslim olacağız ya da aydınlık bir geleceğe merhaba diyeceğiz. Tek adam rejiminin demokrasiyi geliştirmediği ortadayken bunun yerine çoğulcu bir demokrasi ve yönetim anlayışını geliştirmemiz gerekiyor' diye konuştu.
 

'Sünni İslam egemen kılınmaya çalışılıyor'


Son 5 yılda özel okullara giden öğrenci sayısının 12 kat arttığına işaret eden Kılıç, sözlerini şöyle tamamladı: Özel okullaşma oranı AKP öncesi yüzde 3 iken AKP ile birlikte yüzde 20'ye çıkmış durumda. AKP'nin eğitim politikalarına karşı vatandaşın nasıl özel okullara yöneldiği rakamlarla ortada. Ve bu rakamlar sadece ekonomik durumu olanları gösteriyor. Yani parası olan, ekonomik olarak durumu iyi olan ebeveynler çocuklarını özel okula gönderebiliyor. Ya diğerleri... Bunun dışında TEOG'un kaldırılması sonrası yeni sistemle ilgili Milli Eğitim Bakanı, 'Bu sistemle sınava giren öğrencilerin sadece yüzde 10'u nitelikli okullara gidebilecek' diyerek gerçeği resmen itiraf etti. Bakan, öğrencilerin yüzde 90'ının niteliksiz ve kalitesiz okullarda, yüzde 10'unun ise nitelikli ve kaliteli okullarda eğitimlerine devam edeceğini açıkladı. Ülkenin eğitimden sorumlu bakanını düşünün, bu açıklamayı yapıyor! Hükümet aslında kendi ağzıyla eğitimin ne kadar niteliksiz olduğunu açıkladı. Bu da eğitim sisteminde dinselleşmeyi doğuruyor. Laikliğin kaldırıldığı eğitim kurumlarında Sünni İslam egemen kılınmaya çalışılıyor. Okullarda yani eğitim alanlarında mezhepçilik yaygınlaştırılıyor. Eğitimde gayri müslim ya da Alevi olsanız bile inancınıza göre eğitim artık yok. Alamayacaksınız. Laikliğin ortadan kalktığı, özellikle Sünni İslam mezhepçiliğinin merkezde olduğu ve erkek egemen olan yeni eğitim sistemiyle karşı karşıyayız.