Adnan Çetin'in kızı Afra Sevde Çetin evinde tedavi gördüğü sırada babasının ağırlaştığını belirterek, "İzmir depreminin olduğu 30 Ekim'de ayakta duramıyordu. Ama depremzedelerin ihtiyacı olur diye ambulans çağırmıyordu. Hastaneye yattığında ciğerlerinde yüzde 80 tutulum olduğunu öğrendik. 35 gün yoğun bakımda kaldıktan sonra onu kaybettik" dedi.

İzmir'de 25 yıl ara verdiği tıp fakültesinden geçen şubat ayında mezun olduktan sonra mayıs itibariyle Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi'nde göreve başlayan Acil Servis Hekimi Dr. Adnan Çetin, koronavirüse yenik düştü. Tıp fakültesinde 4'üncü sınıf öğrencisi Zeynep Ukba Hifa Çetin (22) ve psikolog Afra Sevde Çetin'in (29) babası Dr. Adnan Çetin, ayrıca 18 yıl önce hemşire eşi Perihan Yüksel'den ayrıldı. 25 yıl önce tıp eğitimini bırakmak zorunda kalan ama doktorluk mesleğine olan aşkını hiçbir zaman kaybetmeyen Çetin, mesleğini sadece 7 ay yapabildi. Babasının işini çok sevdiğini anlatan Zeynep Ukba Hifa Çetin, babasının ticarete atılıp iflas ettiğini, her işi yapsa da aklının hep doktorlukta olduğunu söyledi. İzmir Atatürk Lisesi edebiyat bölümünden mezun olup tıp fakültesini kazandığını belirten Çetin, babasının çok hırslı biri olduğunu dile getirerek, "Doktor olmayı, insanlara yardım etmeyi istiyordu. Çalıştığı hastanede bir bebeğe nasıl kalp masajı yapıldığını ağlayarak anlatırdı. Çok duygusaldı. Tıp fakültesine afla geri dönüş yaptı. Bizim de hep doktor olmamızı isterdi. Ben de inşallah babam gibi iyi bir doktor olup insanlara hizmet edeceğim. Bin çocuğum olsa hepsi doktor olsun isterim, derdi" diye konuştu.

Depremde lazım olur diye ambulans çağırmamış

Babasının mayıs ayında göreve başladığını anlatan psikolog kızı Afra Sevde Çetin ise mezun olur olmaz Sağlık Bakanlığı'nın hızla atamasını yaptığını belirterek şunları söyledi:

"Baba seni koronavirüs salgınına yetiştirecekler, diye espri yapıyorduk. Şubatta mezun oldu mayısta göreve başlamıştı. Hep dikkat et, dedik. Doktor olmak ve Covid hastalarına yardım etmek için sanki 2020'yi bekledi. İstanbul'da görev yaparken koronavirüse yakalanmış ancak İzmir'e geldiğinde semptom gösterdi. Testi pozitif çıkınca 1 hafta evde istirahat etti. Ardından 30 Ekim'de İzmir depremi oldu. Telefonda 'sesin kötü geliyor babacığım, ambulans çağır, sen 59 yaşındasın' dedim. Daha önce kalp krizi geçirmişti, kalbinde stent takılıydı. 'Ayakta duramıyorum', diyordu ama depremzedelerin ihtiyacı olur diye ambulans çağırmıyordu. Ama hastaneye yattığında yüzde 80 ciğerlerinde tutulum olduğunu öğrendik. Hemen yoğun bakıma alındı. 5 gün sonra da entübe oldu. Ama bunu hiç istememiş, kendi hep yeneceğini söylemiş. Hastanede 35 gün kaldı. 4 Aralık'ta vefat etti."