30 Ekim depreminde hasar alan İzmir Büyükşehir Belediyesi hizmet binasının yıkılacağını kesinleşmesinin ardından Mimarlar Odası İzmir Şubesi Başkanı İlker Kahraman binanın önemli bir kültürel miras olduğunu belirterek “Binanın güçlendirilmesi ve yıkılması konusunda yorum yapabilmek için önce raporu görmek gerekir. Oysa ortada bir rapor yoktur. Sözlü açıklamalar ile imzalı, onaylı bilimsel rapor farklılık gösterebilir” dedi.


FATİH ÖZKILINÇ- İzmir’de 30 Ekim tarihinde 6.9 şiddetinde meydana gelen depremde 17 bina yıkılırken birçok bina da ağır ve orta dereceli hasar almıştı. Depremde zarar gören yapılardan biri olan İzmir Büyükşehir  Belediyesi Hizmet Binası olmuş ve bina boşaltılmıştı. Hasar gören hizmet binasının akıbetinin ne olacağı merak edilirken İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, binanın yıkılıp yerine sembolik bir yapı yapılmasını önermiş ve öneri kabul edilmişti.  Binanın yıkılmasının gündeme gelmesiyle TMMOB bağlı odalar yapının tarihi ve simgesel bir yapı olduğunu belirterek orta dereceli hasarlı olan binanın güçlendirme yapılmasının daha doğru olacağını açıklamıştı. Büyükşehir Belediyesi’nin binanın durumuyla ilgili hazırlattırdığı rapor sonucunda ise binanın zemin yapısı, güçlendirme maliyeti ve güçlendirme yapılması durumunda binanın dış cephesinde değişiklikler meydana geleceği gerekçeleriyle binanın güçlendirmeye uygun olmadığı ve yıkılması gerektiği açıklanmış, Başkan Soyer de konuya ilişkin yaptığı açıklamada net bir mesaj vererek binanın yıkılacağını dile getirmişti.

Binanın yıkılması emsal oluşturacak


Binanın yıkımının kesinleşmesinin ardından TMMOB’ye bağlı odalar, konuya ilişkin bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Odalar adına yapılan basın açıklamasını okuyan Mimarlar Odası İzmir Şubesi Başkanı İlker Kahraman, binanın yıkılmaması gerektiğini söyledi. Binanın tarihi ve mimari önemine vurgu yapan Kahraman, bina için koruma kuruluna tescil başvurusu yaptıklarını söyledi ve “Bina kent belleğinde önemli bir yere sahiptir ve korunması gereken kültür varlığı olarak koruma kuruluna tescil başvuru talebimiz iletilmiştir. Koruma kuruluna başvuru olduğu için yıkımın kararı kurul görüşü gelene kadar uygulanmamalıdır. Koruma kurulunun da bizleri destekleyecek bir karar vereceğini düşünmekteyiz. Ayrıca binanın güncel ihtiyaçlara daha etkin şekilde yanıt veren bir kamusal binaya dönüştürülmesi durumunda, İzmir Atatürk Meydanı’nında Antik, Osmanlı, Modern ve Çağdaş dönemlere ait tüm tarihi katmanların bir arada korunması mümkün olabilecektir.  Tarihi Kemeraltı Çarşısı’nın ve Konak semtinin sahip olduğu çok katmanlı kültürel iz ve bellekten modern mimarlık mirasının silinmesi İzmir’in “modern” kimliğini zedeleyecek, bölgedeki diğer önemli modern mimarlık miras örneklerinin yok edilmesine emsal oluşturacaktır” dedi. Mimarlar Odası İzmir Şubesi’nin binanın alternatif kullanımı için başlattığı yarışmanın sonlandığını ve 42 projenin başvuruda bulunduğunu ifade eden Kahraman, “Ödül alan projeler kente çok değerli katkılar sunmaktadır. Şubemizin, jürilerin, yarışmacıların büyük özverisi ve emeği ne yazık ki yeterince değerlendirilmemiştir” diye konuştu.

Rapor olmadan yorum olmaz


Binanın yıkım kararına ilişkin raporun henüz ellerine geçmediğine dikkat çeken Kahraman, konuya ilişkin kendilerine yapılan açıklamada, “İBB Binası önemli bir kültürel mirastır. Konunun farklı boyutları bulunması nedeni ile bu tür binalarda güçlendirme kararının verilmesi ve güçlendirme yönteminin seçimi noktasında nihai karara varılması oldukça zorlu bir süreçtir. Yapılan çalışmanın bu sürece katkı sağlamasını umarım. Binanın güçlendirilmesi ve yıkılması konusunda yorum yapabilmek için önce raporu görmek gerekir. Oysa ortada bir rapor yoktur. Sözlü açıklamalar ile imzalı, onaylı bilimsel rapor farklılık gösterebilir ve elbette bilim ışığında ilerleyen kişiler için rapor önemli olacaktır. Rapor olmadan yorum yapılamayacağını bir kez daha belirtmek isteriz” diye konuştu.

“Belediye yıkmaz, yapar”


Binanın yıkım kararına ilişkin yapılan sunumda yıkıma gerekçe gösterilen nedenlerden biri de zemin yapısı olmuştu. Konunun zemin yapısı boyutlarıyla değerlendirilmesi durumunda çevredeki diğer binalarında riskli olduğuna vurgu yapan Kahraman, “Zemini kötüdür. Ancak aynı zeminde, hizmet binasının hemen arkasında Cumhurbaşkanlığı kullanımında bir bina, yan tarafta belediyeye ait İZSU binası, az ileride vergi dairesi, Valilik binası, Atatürk Kültür merkezi ve Sabancı Kütür merkezi vardır. Zeminin kötü olması sebebi ile tehlikede olan diğer bina sahiplerine İzmir Büyükşehir Belediyesi uyarı yazısı yazacak mıdır? Bu binalar da aynı sorunla karşı karşıya gelmemekte midir? Belediye örnek olmalı ve hemşerilerine umut vermelidir. Oysa belediye ‘ben dört az hasarlı bir orta hasarlı bölümü olan binamı yıkıyorum’ demektedir. Orta hasarlı bina sahipleri bir sene içinde binalarını güçlendirmeye çalışırken verilen mesaj biz yıkıyoruz olmaktadır. Oysa belediye yıkmaz, yapar” dedi.