Mimarlar Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu üyeleri, İzmir il Emniyet Müdürlüğü’ne tahsis edileceği öne sürülen AKM binası ile yıkım tehdidi altında olduğu iddia edilen Resim Heykel Müzesi hakkında açıklama yaptı. Açıklamada her iki yapının da mevcut işlevlerinin korunması ve misyonlarının devamlılığın sağlanması gerektiğinin belirterek “Tüm İzmir kamuoyunu Cumhuriyet dönemi yapılarının yıkımı kararlarına karşı durmaya çağırıyoruz” denildi.


 

FATİH ÖZKILINÇ Mimarlar Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu üyeleri kent gündeminde bir süredir tartışılan “Atatürk Kültür Merkezi, Resim Heykel Müzesi ilgili basın açıklamasında bulundu. Şube merkezinde düzenlenen basın açıklamasına Mimarlar Odası İzmir Şubesi Sekreteri Banu Aydın, Asil Üye Uğur Yıldırım, Sayman Üye Seçkin Kutucu ve Ege Üniversitesi Atatürk Kültür Müzesi Mimarı İnal Göral katıldı.

Açıklamayı yapan Şube Sekreteri Banu Aydın, “Yerel basında Ege Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezi binasının İl Emniyet Müdürlüğü'ne tahsis edilmesine yönelik haberler yayınlanmış bulunuyor. Ayrıca bu yapının hemen bitişiğinde yer alan Resim Heykel Müzesi’nin yıkım tehdidi altında olduğunu da öğrenmiş durumdayız. Resim Heykel Müzesi ile ilgili bilgisine başvurduğumuz Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın bize ilettiği yazısında; İzmir Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı'nca 2018 Türkiye bina deprem yönetmeliğine göre yaptırılan deprem dayanım performans analizi sonucunda, yapının depreme dayanıksız olduğunun tespit edildiğini, bu nedenle içindeki eserlerin taşınmasına karar verildiği söylenmektedir. Bilinmesini isteriz ki özellikle 1999 yılından önce yapılan tüm yapıların 2018 deprem yönetmeliğine göre yapılacak performans analizi testlerinde dayanıksız çıkması çok normaldir. Günümüzde güçlendirme teknikleri çok gelişmiştir ve bu teknikler ile bu çok değerli yapı rahatlıkla güçlendirilebilir. 2000’li yılların başında benzer bir konunun gündeme geldiğini biliyoruz, o zamanki koşullarda dahi güçlendirme projesi hazırlanması istenmişken, aradan geçen 20 yılı aşkın sürede teknolojideki ilerleme ile güçlendirmenin çok daha rahat yapılabileceği ortadadır. İl Emniyet Müdürlüğü'nün bu binayı alması durumunda sahnelerin kırılarak döşemeler elde edilmesi planlamaktadır. Mimarlar Odası İzmir Şubesi olarak, binaya yapılması düşünülen bu büyük müdahalelerin yanlış olduğunu belirtmek isteriz” dedi.


Korumak İzmirlilerin görevi


Her iki yapının da İzmir’in kimliğine ve kültürüne katkı koyan ve kentin kültürel hayatı için ihtiyaç olan vazgeçilmez ölçüde değerli yapılar olduğunu belirten Aydın,  “Yapılar kesinlikle mevcut işlevleri dahilinde korunmalı ve gerekli güçlendirmeler ile yapıların üstlendiği misyonların  devamlılığı sağlanmalıdır. Aksini değil önermek, düşünmek bile İzmir’e ihanettir. Her iki yapı sit alanında yer almaktadır ve her yapı için tanımlanmış olan alanlar kesinlikle resmi tesis alanı değildir. Özellikle AKM hakkında basında çıkan haberlerin yanlış olduğunu umuyoruz, tüm İzmir kamuoyunu bu konuda bir arada durmaya ve belediye hizmet binası ile başlayan Cumhuriyet dönemi yapılarının yıkımı kararlarına karşı durmaya çağırıyoruz. Parçası olmaktan mutluluk duyduğumuz, kültürüne hayran olduğumuz şehrimizin kültür yapılarını korumak tüm İzmirlilerin görevidir” diye konuştu.


AKM’nin mimarından izin yok


AKM Mimarı İnal Göral ise binada herhangi bir değişiklik yapılmasına müsaade etmeyeceğini belirterek, “Yaşlı olduğum için artık çalışmıyorum Son olanları ben çok yeni duydum. Binanın içinde tadilat yapılabilir mi diye sorduğunuz sanırım, pastanın bir dilimini keserseniz pasta bozulur, bina bir bütündür, bir yerini bozarsanız her yeri bozulur. Zaten buna müsait de değil. Binayı bölmeye kalkmak onu mahvetmek demektir. Binayı bölmek, değişiklik yapmak isterlerse izin vermem. Bina biçimsel ve fonksiyonel olarak bir pasta gibi birbirine dengelidir, bir parçasını bozmaya kalkarsanız hepsi bozulur. Ben bunun sorumluluğunu taşıyorum.  Mimarın izni ve olur’u olmadan yeni bir proje yapılması ya da binanın değiştirilmesi mümkün değil” ifadelerini kullandı.


Muvaffakatname alınmazsa konu yargıya taşınır


Asil Üye Uğur Yıldırım da konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “Hocamız, değişiklik yapmanın binanın ruhunu bozmak demek olduğunu anlattı.. Mimardan muvaffakatname alınmazsa konu yargıya taşınır. Karşı direnç oluşturmak amacında değil İzmir için bir değeri korumak amacındayız. Cumhuriyet dönemi yapılarının yıkım kelimesiyle birlikte kullanılmasını kabul edemiyoruz. Yıkmakta iyiyiz ama yapmakta iyi değiliz. Belediyelerle yaptığımız görüşmede herhangi bir plan değişikliği kararının olmadığını öğrendik. Kanun hükmünde kararname ile yapılabiliyor ama bu alanda da hukuki mücadelemiz devam edecek” dedi.