FATİH ÖZKILINÇ- Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan  önceki gün Kabine Toplantısı'nın ardından normalleşme kararlarını açıkladı. Sokağa çıkma kısıtlamalarının 1 Temmuz'dan itibaren kalkacağını ifade eden Erdoğan "Müzikle ilgili sınırlamayı daha ileri bir saat olan 00:00'a çekiyoruz; kusura bakmayın kimsenin kimseyi rahatsız etmeye hakkı yok" dedi. Yeni normalleşme kararlarını değerlendiren sektör temsilcileri kısıtlamaların kalkmasını olumlu bulduklarını ancak gece 24:00’ten sonra getirilen müzik yasağının ise yanlış olduğunu savundu.

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklanan yeni normalleşme kararını değerlendiren İzmir Müzisyenler Derneği Başkanı Oktay Çaparoğlu, gece 24:00’dan sonra müzik yasağına ilişkin Dünya Müzik Günü'nde devletin zirvesinin müziğe karşı takındığı tavrı ve açıklamayı talihsiz bulduklarını söyledi.

Sınırlama manidar

Artık katlanamadıklarını dile getiren Çaparoğlu, “İbn-i Sina 1000 sene öncesinden veba salgınıyla  mücadele ederken insanlara umudunuzu, sevginizi, neşenizi koruyun, şarkı  söyleyin, eğlenin, dans edin, mutlulukları çoğaltın. Bu salgını ancak öyle yenebiliriz demişti. Umudumuzu, neşemizi, zevklerimizi, renklerimizi soldurmayı amaçlayan dayatmaları kabul etmiyoruz. Eğlence, kültür, sanat ve müzik sektörü üzerindeki, baskıcı, ötekileştirici müdahaleleri kabul etmiyoruz! Pandemi sürecinin bedeli eğlence, kültür ve sanat sektörüne en ağır şekilde ödetildi. 1.5 yıldır mekanlar kapalı, müzisyenler işsiz. Bu yasakların temelinde yatan şey pandemiyi fırsat bilerek farklı yaşam tarzlarının baskılanmasıdır. Bütün yasak ve sınırlamaların kaldırılması beklenirken müzik yasağının 24:00 olarak belirlenmesini, eğlence ve müzik sektörünün sorunlarını çözmeyeceği gibi, siyasal bir karar  olarak değerlendiriyoruz. Virüs notalarla bulaşmıyor, virüs insanlar kongrelerde, mitinglerde lebaleb dolmasıyla bulaşmazken, eğlence sektöründe hizmet alan insanların 24:00'den sonra müzik dinlemesiyle, alkol tüketmesiyle ya da dışarıda olmasıyla da bulaşmıyor. Bu anlamda bu yasak ve sınırlamayı manidar buluyoruz. Toplumu kutuplaştırmaktan, farklı hayat tarzlarını şeytanlaştırmaktan ve birbirine nefretle bakar hale getirmekten başka hiçbir işe yaramayan bu söylem ve tavrı tehlikeli buluyoruz” dedi.

“Ötesi despotluğa girer”

Müzisyenler hedef haline getirildiğini öne süren Çarparoğlu, “Müzik yapma deniliyor. Müzikten ekmeğimizi kazanmamız engellenmek isteniyor. Müzisyenlik siyasal erkin karşısında durduğu bir şey olarak lanse ediliyor. Eğlence sektörü ve bu sektörde hizmet üretenler, hizmet satın alanlar ötekileştiriliyor. Tercihleri sorgulanabilir ve tartışılabilir hale getiriliyor. Bunun bir adım sonrası farklı yaşam tarzlarına saldırganlığın özendirilmesidir. İktidardan yükselen bir hedef gösterme, toplumda fazlasıyla karşılık bulmaktadır. Korku iklimi yaratmaktan, insanları sindirmekten, ayrıştırıp bir yanını makbul öte yanını kötü, rahatsızlık veren, iğrenç bir durum gibi görmekten medet uman bu anlayışı protesto ediyoruz. Özetle mevcut politik tavırdan, söylem ve hedef göstermelerinden, ötekileştirdikleri yaşam tarzlarına, düşünce, inanç ve kimliklere linç ve saldırganlığı kışkırtan rahatsızız ve kusura bakıyoruz. İnsanların yaşam tarzlarına, giyimine, kuşamına, içkisine, inancına, kimsenin karışma hakkı yoktur. Bu konularda devleti yönetenlerin konuşma hakları da yoktur. Her yurttaş bu ülkenin onurlu bir ferdidir. Yasalar karşısında herkes eşittir. Haklarıyla, insanca yaşamalıdır. Devlet ve seçilmişlerin görevi ayrım yapmadan bütün yurttaşlara adil, demokratik, eşitlikçi ve özgürlükçü bir temelde sosyal adalet ilkesiyle hizmet sunmaktır.  Ötesi despotluğa girer. Siyasal iktidarı bir an önce insanları kutuplaştıran, kesimler arasında nefret duvarları ören, ayrıştıran, ötekileştiren söylem ve politikalardan vazgeçmeye çağırıyoruz. Halkımızı da binlerce yıldır farklı kimlik, kültür, inanç ve düşüncelerin çiçek çiçek boy verdiği, bir arada barış ve uyum içinde yaşadığı bu coğrafyada bizi biz kılan değerlere, çok renkli, çok kültürlü, yaşam tarzına sahip çıkmaya, sevgi ve hoşgörüyü, karşılıklı anlayış ve tahammülü, saygı, dostluk ve sevgiyi geliştirmeye davet ediyoruz. Müzik hayattır. Sanat hayattır” diye konuştu.

Ülke turizmi için çok büyük tehlike

Kıbrıs Şehitleri Caddesi İş Adamları Derneği Başkanı Hami Torcu ise tüm kısıtlamaların kalkması sevindirici fakat müzik yapan işletmelerin saat 24.00 ile sınırlandırılması tüm turizm bölgelerinde sosyal ve ekonomik anlamda derin yaralar oluşturacağını söyledi. Kararın ülke turizmine zarar vereceğini kaydeden Torcu, “Mekanların saat 24:00 kadar açık olması bizim için iyi. Ama müziğin 24:00’da bitmesi büyük sıkıntı. İşletmeler, müzisyenler ve turizm açısından bir sıkıntı. Getirebilmek için aylardır mücadele ettiğimiz turistlerin uçuşlarının serbest bırakıldığı bu dönemde dış basına yansıyacak bu uygulamanın haberleri ülkemizde eğlencenin yasaklandığı imajını doğuracaktır. Ülke turizmi için çok büyük tehlike anlamına gelmektedir. Zaman kısıtlaması Özellikle turistik bölgelerde sıkıntılı bir karar olmuştur. Yine bu uygulama ile zaten 16 aydır kapalı olan sayıları yüz binleri bulan işletmeciler, çalışanlar, müzisyenler, sahne emekçileri tekrar açlığa terk edilmiştir. Batı ülkelerinde de örneklerini gördüğümüz şekilde ruhsatlarına göre işletmelerin uygulamadaki kanunlar çerçevesinde süre sınırı olmaksızın çalışmasına izin verilmelidir. Topluma rahatsızlık veren her uygulamanın yaptırımı kanunlarımızda zaten mevcuttur” şeklinde konuştu.

Eğlence mekanlarındaki gürültü göze batıyor

Kararın yanlış olduğunu ve düzeltileceğini düşündüğünü ifade eden Torcu, “Maalesef gürültü kirliliğini çözemiyoruz. Çok gariptir dünyanın her ülkesi bu sorunu çözmüş biz çözemiyoruz. Gürültü kirliliği derken egzoz gürültüsü de sorun ama bunu hiç kimse göz önüne almıyor. Hep eğlence mekânlarındaki gürültü göze batıyor. Ben dünyayı dolaşıyorum gittiğim ülkelerde eğlence mekânlarına da gidiyorum. Fas’ta bile gürültü kirliliği yok. Ülkemizdeki bu olayın sebebi yeterli denetimin yapılmaması” dedi.