Urla ilçesindeki Ada Yaşam Merkezinde yaşamını sürdüren 101 yaşındaki Nuriye İdil, 90 yıl önce Konya'da eğitim gördüğü okulu ziyarete gelen Atatürk ile yaşadığı diyalogu en ince ayrıntısına kadar hatırlayarak ağlaya ağlaya o günü anlattı.

TBMM'nin 11 kurucu milletvekilinden savcı Sıtkı Gür'ün kızı olan Nuriye İdil, uzun yıllar okul kitaplarında yer alan ve birçok yerde yayınlanan fotoğrafın öyküsünü şöyle anlattı: "Fotoğrafın çekildiği zaman okuldaydım. İkinci sınıfta okuyordum. Atatürk Konya Mevlana Türbesi'ne yakın bir yerde olan Şems isimli güzel okulumuza geldi. 1922 yılıydı. Atatürk şapka devrimini daha yeni yapmıştı. Atatürk geldiğinde şapka takmıştım. Öğretmenlerim Atatürk'e götürmem için bana bir buket çiçek verdi, yanına gittim, korkuyla çiçekleri takdim ettim.Ama nasıl korkuyordum tarifi yok. Fotoğraf çekilirken Atatürk'ün yanında olduğumdan çok heyecanlıydım, zangır zangır titriyordum.Sanki bir kusur işlemiş gibi. Bana kimin kızı olduğumu sordu, bende TBMM'nin 11 kurucu milletvekilinden savcı Sıtkı Gür'ün kızı olduğumu söyledim. Sonra şapkama baktı. Sevinçle beni kucağına alarak 'Aferin, ilk şapka giyen sen oldun. Arkadaşlarını, çocukları, okulunu seviyor musun?' diye sordu. 'Çok seviyorum' dedim" Atatürk de 'O halde her sene dünyanın her yerinden çocukları davet edelim birlikte oynayın, kaynaşın' dedi. Birkaç ay sonra 23 Nisan Çocuk Bayramı'nın oluşumunda benim Atatürk ile olan bu diyaloğumun da payı olmasının sevinç ve gururunu yaşıyorum"

BABAM KUVA-YI MİLLİYECİYDİ


İdil, babası Hüseyin Sıtkı Gür'ün, 1915'te Osmanlı Tokat Başsavcısı iken Kuva-yı Milliyecilere katıldığını, yaptığı eylemler nedeniyle hakkında ölüm fermanı çıkarıldığını söyledi.

O zaman Konya'da olduklarını anlatan İdil, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bir gün evimize üç adam geldi, ellerinde bir kağıt vardı. Babamın yüzünü tanımıyorlardı. Evimize geldiklerinde ev halkı bir yandan adamları oyalarken rahmetli anneannem babamı evin bodrumunda bir yer yatağına yatırıp üzerini örttü. Adamlar babamı gördüğünde bu kim dediler. Doktor dayım benim hastam o dedi. Bana köyden hastalar gelir, çok ağır olanlara ben ilaç verir yatırırım, iyileştiklerinde evlerine yollarım. Bu adam da bu hastalardan biri' diyerek babamın hayatını kurtardı. Evde iki dayım vardı. Biri avukat diğeri doktordu"

CUMHURİYET BALOSUNDA YİNE GÖRDÜM


Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü 17 yaşındayken Manisa'da Cumhuriyet Balosu'nda gördüğünü söyleyen İdil; şöyle konuştu: "Baloda masalara hizmet ediyorduk. Mustafa Kemal Paşa beni gördü 'Seni bir yerden tanıyorum' dedi. Ben konuşamadım. Çünkü bize Atatürk'ü meşgul etmememiz söylenmişti. Baloya gelecek bütün kadınlar Avrupa'dan kumaş alıp onlardan elbise yaptırıyordu. Atatürk bunun haberini almış haber yollamış Türk kadını Türk malı kumaş alıp baloda giyinmelidir demiş. Sonra bütün kadınlar Atatürk'ün kurduğu Sümerbank'a gittiler yerli kumaş alıp kıyafet yaptırdılar. Paşa baloya gelip gördüğünde 'İşte Türk kadını böyle olmalıdır. Yeni savaştan çıktık. Böyle pahalı kumaşlar almaya gerek yok' dedi."

Atatürk'le olan resminin eskiden ders kitaplarında olduğunu ancak şimdi olmadığını söyleyen İdil; sözlerine şöyle devam etti: "Artık ders kitaplarında Atatürk'le olan resmim yok. Eskiden vardı. Neden kitaplardan Atatürk'le olan resimler kaldırılıyor anlam veremiyorum"
Türk gençlerine seslenen İdil; "Vatanınıza sahip çıkın. Devletinizi koruyun. Atatürk'ten bize kalan bu cennet vatanı daha ileriye taşımak için çalışın, gelişin" diyerek gençlere öğüt verdi.

Nuriye İdil'in gençlik yıllarında sesinin çok güzel olduğu belirtilirken, gençlik yıllarında piyano çaldığını söyledi ve piyano başına oturarak piyano çaldı.