Ali Budak-Okullara belirsiz bir tarihe kadar ara verildiğine işaret eden Eğitim-Sen İzmir 1 Nolu Şube Başkanı Bahri Akkan, 'Öğretmenlerin can güvenliği için bu yapılıyor ama geride 83 binin üzerinde bırakılan öğrenci düşünülmüyor. Bu kesinlikle çözüm değildir' dedi  Milli Eğitim müdürlükleri tarafından gönderilen bir cep telefonu kısa mesajıyla (SMS) Cizre ve Silopi'de görev yapan 3 binin üzerindeki öğretmen ilçeleri terk etti. Cizre'de öğretmenlere 'Tüm öğretmen ve idarecilerimiz bakanlığımız tarafından 14.12.2015 tarihinden itibaren hizmet içi eğitim seminerine alınmıştır. Öğretmenlerimiz seminerlerini memleketlerinde alabilirler' mesajı gönderildi. Silopi'de görev yapan öğretmenlere ise, 'Merkez okullarında görev yapan öğretmenler 14-15-16.12.2015 tarihlerinde hizmet içi eğitime alınacağından, belirtilen tarihlerde okullar tatil edilmiştir. İş-Kur personelleri belirtilen tarihlerde okullarda hazır tutulacaktır. Okullarda bulunmayan personellerin işlerine son verilecektir.' mesajı geldi. Mesaj, Cizre'de 104 okulda 43 bin 127 öğrenciye eğitim veren 1298 öğretmen ve Silopi'de 68 okulda 40 bini aşkın öğrenciye eğitim veren 1873 öğretmen için geçerli. Bugüne kadar Cizre'de 4 kez; Silopi'de ise 1 kez sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Öğretmenlerin panikle ilçeyi terk etmesinin altında yatan en önemli nedenlerden biri, bu mesajların ilan edilecek sokağa çıkma yasaklarının göstergesi olarak algılanması. İlçelerden öğretmenlerin ayrılması vatandaşlar arasında da tedirginlik yaratırken, sokağa çıkma yasağı uygulanacağı düşüncesiyle vatandaşlar fırın ve marketlerin önünde uzun kuyruklar oluşturdu.

Geride 83 binin üzerinde öğrenci bırakıyorsun

Öğrencilerin savaş koşulları nedeniyle öğretmensiz bırakılmasının kabul edilebilir olmadığını belirten Eğitim-Sen İzmir 1 Nolu Şube Başkanı Bahri Akkan, 'Bu 2 ilçeyi terk etmeyen ve oranın yerlisi olan emekçilerde bu durum tedirginliği ve kaygıyı arttırmıştır. Önümüzdeki süreçte Cizre ve Silopi ilçelerinde yeni sokağa çıkma yasaklarının ve ya yeni çatışmaların başlamasından yana çok ciddi kaygı duymaktayız. Mesajları bu sürecin bir işareti olarak değerlendirmekteyiz ve değerlendirilmektedir. Ortada ciddi bir problem var. Öğretmenin can güvenliği adı altında böyle bir şey yapıyorsun ama orada 83 binin üzerindeki öğrencinin can güvenliğini düşünmüyorsun. Geriye 83 binin üzerinde öğrenci bırakıyorsun. Eğitim-öğretiminden vazgeçtim. Bu öğrencilerin yaşayacağı travma, çatışmalar nedeniyle yaşayacakları sıkıntı, eğitim-öğretimin yapılamamasından dolayı yaşayacağı eksiklik, tedirginlik ve sıkıntı göz ardı edilerek yapılıyor. Cizreli ya da Silopili olmayan öğretmenleri ilçe dışına çıkararak can güvenliğini sağlamaya çalışmanın devletin bir politikası olması kabul edilebilir bir şey değildir. Eylül ayından beri bölgede yaşanan çatışmalı ortama ilişkin kaygılılarımızı, bu ortamdan kaynaklı çocuklar, eğitim kurumları ve eğitim emekçileri başta olmak üzere sivillerin zarar görmemesi için her türlü önlemin alınması gerektiğini söyledik. Ama bunun için önlem almak yerine tam tersi süreci daha gerilimli ve daha tedirgin hale getirmeye yönelik girişimde bulunuluyor. Bu kabul edilebilir bir girişim değildir' diye konuştu. 

Barışı sağlamalıyız

Bu sorunların çözümü ve silahların susması için yeni koşulların yaratılması gerektiğini savunan Akkan, sözlerini şöyle sürdürdü: Ortadoğu'da ve ülkemizde barış ortamının hâkim kılınması için yetkililerin çalışması gerekiyor. Bu anlamda eğitimde kuracağımız barış dilinin diğer alanları da etkileyeceğini düşünüyoruz. Çocukları savaş koşullarından ve çatışmalı ortamdan uzaklaştıracak bir eğitim ortamı yaratmak zorundayız. Ancak şu an Cizre'de ve Silopi'de bunun tam tersi yapılmaktadır.