TBMM'de Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu'nda görüşmeleri tamamlanan ve Genel Kurulda görüşülerek yasalaşması beklenen Öğretmenlik Meslek Kanunu teklifini değerlendiren Anadolu Eğitim Sendikası İzmir İl Başkanı Adnan Sarısayın, 12 maddelik Öğretmenlik Meslek Kanunu taslağının yetersiz olduğunu taslakta yer alan ‘Uzman öğretmen’ ve ‘başöğretmen’ gibi ayrımlara karşı olduklarını belirterek “Her öğretmen uzmandır” dedi.
FATİH ÖZKILINÇ- Bir süredir kamuoyu gündeminde olan Türkiye Büyük Millet Meclisi(TBMM)’de Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu'nda görüşmeleri tamamlanan ve Genel Kurulda görüşülerek yasalaşması beklenen Öğretmenlik Meslek Kanunu teklifini Anadolu Eğitim Sendikası İzmir İl Başkanı Adnan Sarısayın değerlendirdi.
Yeterli değil
Öğretmenlerin yıllardır beklediği meslek kanunun tüm paydaşların itirazlarına rağmen hiçbir değişiklik yapılmadan komisyonlardan geldiği gibi geçtiğini dile getiren Sarısayın, "Öğretmenlik meslek kanunu bu haliyle öğretmenlerin hiçbir sorununa çare olmaz, sorunlarını çözmeye yetmez. Hakimler, Savcılar Kanunu 124 madde, Avukatlık Kanunu 201 madde, Veteriner Hekimlik Kanunu 50 madde Öğretmenlik Meslek Kanunu ise 12 madde. Yeterli ve öğretmenlerin sorunlarını çözecek bir kanun teklifi olmadığını görüyoruz. Öğretmenlik Meslek Kanunu ile tüm öğretmenlerin kadrolu öğretmenlik adı altında toplanmasını bekliyorduk ama maalesef bu kanun bu şekilde olmadı. Hazırlanan kanun taslağında öğretmenler ayrıştırılıyor” dedi.
Öğretmenler sınav istemiyor
Öğretmenlik mesleğinin aday öğretmenlik döneminden sonra "öğretmen", "uzman öğretmen" ve “başöğretmen" olmak üzere üç kariyer basamağına ayrılmasını da eleştiren Sarısayın, “Bizim tek başöğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk’tür. Öğretmenlik zaten uzmanlık gerektiren bir ihtisas mesleği. Ayrıca öğretmenler arasında bu tarz ayrımları doğru bulmuyoruz. Yılını dolduran her öğretmen unvana bağlı olmadan yeterli, ekonomik, sosyal özlük haklarına sahip olmalıdır. ‘Uzman öğretmen’ ve ‘başöğretmen’ gibi ayrımlara karşıyız. Her öğretmen uzmandır, sınav yapılmasını kabul etmiyoruz. Toplumda öğretmeni itibarını artıracak bir gelir seviyesine de saygınlığa da kavuşturulması gerekiyor. Özellikle sözleşmeli öğretmenlerin mağdur olduğu öğretmenlere eş özrü haklarının verilmesini, sözleşmeli öğretmenlerin kadroya geçirilmesini bekliyorduk ama böyle bir kazanım ortada yok” diye konuştu.
“Öğretmenler için üzücü bir durum”
Henüz TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmeyen Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun yeniden düzenlenmesi gerektiğini kaydeden Sarısayın, “Kanun mevcut haliyle öğretmenlerin beklentisi boşa çıkmıştır. Bu kanun taslağı TBMM Genel Kurulu'nda yeniden görüşülmek üzere komisyonlara tekrar havale edilip, eksikler giderilmelidir. Özellikle sözleşmeli öğretmenlerin asil öğretmenliğe atanmasında eskiden sınav yapılıyordu bu kanun taslağında sınav kaldırılıyor. Ama yerine nasıl olacağı belli olmayan bir değerlendirme getiriliyor. Değerlendirme neye göre yapılacak, nasıl yapılacak belli değil. Mülakat yapılacaksa mülakatların sağlıksız olduğunu defalarca gördük. Yazılı sınavlardan 90 puan alıp mülakatlarda düşük puan verilerek çocuklarımızın elendiklerini gördük. Bu tip mülakatların kaldırılması gerekiyor. Öğretmen karşı şiddete karşı hükümler yer almıyor. Öğretmene karşı bir şiddet hareketi olduğu zaman şikayete bağlı olmadan davaların açılmasını bekliyorduk. Maalesef bu kanun tasarısında öğretmene yönelik şiddeti engellemeye dair bir hükmün de bulunmadığını görüyoruz. Bu kanun taslağının paydaşların görüşü alınmadan hazırlandığını görüyoruz. Bu büyük bir eksiklik. İçerisinde öğretmenlerin, idarecilerin ve tüm paydaşların olması gerekiyor. Öğretmenlerin yetiştirilmesinden, sosyal ve özlük haklarında, görevde yükselmelerinden, emeklilerine kadar süreci barındıracak gerçek bir meslek kanuna ihtiyaç var. Bu böyle bir kanun da tüm paydaşların önerisi alınarak hazırlanabilir. Maalesef ‘ben yaptım oldu anlayışıyla’ 12 maddelik bir meslek kanunu tasarısı komisyona getirildi. Bu 12 madde de bütün itirazlara rağmen geldiği gibi komisyondan geçti. Öğretmenler açısından üzücü bir durum” değerlendirmelerinde bulundu.