ÖZEL - Halil Özcan / Karabağlar'dan başlayıp Seferihisar, Menderes, Gaziemir ve Urla'ya kadar uzanan yangında yaklaşık bin futbol sahası büyüklüğünde orman kül oldu. Bölgede kızılçam ormanlarının bulunduğunu belirten Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi'nden emekli ve Avrupa Ekoloji Federasyonu Konsey Üyesi Prof. Dr. Ümit Erdem, kızılçam orman yangınında kozalakların patladığını ve 300 metre ileriye kıvılcım taşıdığına dikkat çekti.

Ege Üniversitesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü'nde bitki mataryali hocalığı yaptığını belirten Erdem, orman içlerine ve yol kenarlarına okaliptus ağaçlarından şerit oluşturulmasını önerdi. Okaliptus ağacının çok su çektiğine dair söylemlerin yanlış algılandığını ifade eden Erdem, şöyle devam etti: "Bitki suyu palazlanıncaya kadar alır. Kanada, İzlanda gibi ülkelerde çok görülen bir ağaç türüdür. Ticari yönü dışında özellikle astım hastaları için çok önemli bir bitki. Şehirlerde kalmadı artık ama nerde opkaliptüs ağacı varsa serçe vardır. Bu bitki, su barındırdığı için yanmaya dayanıklı. Manisada'dan İzmir'e gelirken yıllar önce yine bir yangın çıkmıştı. Büyük ihtimalle izmarit atmışlardı. Ya da yol kenarına atılan şişeler çok kolay yangın çıkarabiliyor. Şişeler ve cam kırıkları mercek etkisi yapıyor. Orman altı sürekli temizlenmeli ya da köylüye emanet edilmeli. İki dal kesti diye köylüle ceza kesersen olmaz. Kozalaklar ticari olarak kullanılabilir ve böylelikle para kazanılabilir. O zamanda yol kenarında şerit yapılabilir diye söylemiştik. Orman içlerinde de şerit yapılabilir. Okaliptus şeridi oluşturulabilir. Yangın sırasında en azından durdurmak için çok önemli. Yaz kış yaprak dökmez ve hep yeşil kalır."  

Eşek traşı olmaz

Okaliptus ağacının budamasında yanlış yapıldığı için fazla suya ihtiyaç duyduğunu ifade eden Erdem, "Bu ağaç yeşillendikten sonra eşek traşı gibi kesiyorlar. Yapraklanmadan sonra orasını burasını kestiğiniz zaman çomak gibi bırakıyorlar. O zaman ağaç yeniden su çekmeye başlıyor. Bir türlü anlatamıyorum bunu. Bilen de bilmeyen de konuşuyor. Çiğli Kuşcenneti civarındaki okaliptusları kestiler. Ağaç budanınca su çekmeye başlar. Güvenlik için sarkan yerleri kesilebilir ama eşek traşı yapılmaz. Okaliptus gibi türler, orman içine şeritler halinde adapte edilebilir. Yol kenarlarına, şişe ya da izmarit atılma riski olan bölgelerde bu şekilde şerit uygulanabilir. Şimdi karşı fikirler, ya okaliptus olur mu falan gibi sesler çıkarabilir. Bir deneyin bakalım oluyor mu olmuyor mu? Biz alıştık şimdi her yere çam dolduruyoruz. Ama yanmaya çok dayanıksız" dedi.  

STK'lardan 1 milyon fidan kampanyası

İzmir'de 500 hektarlık orman alanını yok eden yangının ardından kentteki 9 sivil toplum kuruluşu, Ege Orman Vakfı ile el ele vererek, 'Hedef 1 Milyon Fidan' kampanyası başlattı. 2 gün 5 saat boyunca süren ve büyük bir yıkıma yol açan orman yangının ardından bölgenin yeniden ağaçlandırılmasına destek vermek isteyen üyelerimiz, vatandaşlarımız ve halkımız 10 TL karşılığında bir fidan bağışlayarak kampanyaya katılabilecek.

Tarım ve Orman Bakanlığı Orman Genel Müdürlüğü ile İzmir Ticaret Odası (İZTO), Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO), İzmir Ticaret Borsası (İTB), İMEAK Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi (DTO), Ege İhracatçı Birlikleri (EİB), Ege Sanayicileri ve İşinsanları Derneği (ESİAD) Ege Genç İş İnsanları Derneği (EGİAD), İzmir Sanayici ve İş İnsanları Derneği (İZSİAD) ve Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği İzmir Şubesi (MÜSİAD) tarafından başlatılan kampanyada 1 milyon fidan dikilmesi hedefleniyor. Yürütülecek kampanyaya katılmak isteyenler Ege Orman Vakfı'na ait TR47 0013 4000 0042 5403 9000 01 IBAN nolu hesaba fidan bağışında bulunabilecek.
Fidan bağışı kampanyasına destek veren sivil toplum kuruluşları temsilcileri, tüm vatandaşlara kampanyaya destek çağrısında bulunarak, İzmir'den 1 milyon fidan hedefine ulaşılması konusunda herkesi duyarlı olmaya davet etti.
Kampanya kapsamında bağışlanan fidanlar, Tarım ve Orman Bakanlığı Orman Genel Müdürlüğü ve STK'ların desteği ile yangınla kararan orman alanlarının yeniden yeşertilmesini sağlayacak.

Burada yeşilliği göremem

Karabağlar'da başlayan, şiddetli rüzgarın etkisiyle Seferihisar ile Menderes'e sıçrayan orman yangınında, evlerini ve bahçelerini kaybeden aileler büyük üzüntü yaşıyor. Karabağlar'da 18 Ağustos Pazar günü başlayan ve yaklaşık 500 hektarlık alana zarar veren yangını kontrol altına alma çabaları devam ederken yangında evlerini yitiren mahalle sakinleri, evlerinin bulunduğu bölgeye gelerek gözyaşı döküyor.
Seferihisar'a bağlı Eski Orhanlı Mahallesi'nde evi ve meyve ağaçları küle dönen 63 yaşındaki Hasan Poyraz, yangın bölgelerine ulaştığında hiçbir şey almadan evlerini terk etmek zorunda kaldıklarını aktardı.

20 yıllık emeğimiz 20 dakikada yandı

Yaklaşık 50 yıl önce İzmir'e taşındıklarını ve binbir emekle 20 yıl önce evinin bulunduğu arsayı satın aldığını dile getiren Poyraz, şöyle konuştu: "Ceviz, zeytin, üzüm ve başka türlerde çok sayıda meyve ağaçlarını kendi ellerimizle buraya diktik. Yangın çıktı ve 20 yıllık emeğim 20 dakikada gitti. Jandarma anons yaptıktan sonra biz her şeyi bırakıp çıktık. Uzaklardan ancak seyredebildim yangını. Gözlerimin önünde her şeyimiz yandı. Yapabilecek bir şeyimiz yoktu. Üç gündür yangın sönmüyor. İçimiz, ciğerimiz yandı. Evde dursaydık biz de yanardık. Kaçtık gittik, hiçbir şey çıkaramadık. Buna da şükür ne diyelim, can kaybımız yok. İnşallah bir an önce yangın söner. Mağduruz, umarım yetkililer bize destek olur. Ömür gitti, ben artık burada yeşilliği göremem. Allah kimseye böyle bir acı göstermesin. 20 yıllık emeğimiz kül oldu."