İlaç fiyatlarına zam yapılacağının duyurulmasından sonra piyasadaki ilaçlar buharlaştı. İlaç Takip Sistemi ile ilaçların nerede olduğunun kolay bir şekilde tespit edileceğini söyleyen İzmir Eczacılar Odası Başkanı Tuncay Sayılkan, 'Kural gereği zammı erken açıklıyorlar ama 20 Şubat'tan itibaren geçerli olacak. Bundan dolayı ilaçlar yoka giriyor. Herkes bir sorumlu arıyor. Burada en son sorgulanacak kesim vatandaşla birlikte eczacılar' diye konuştu


 
Selçuk Durmaz-Fiyat Değerlendirme Komisyonu'nun 20 Şubat'tan geçerli olmak üzere ilaç fiyatlarına yüzde 10,65 oranında zam yapılacağını duyurmasından sonra piyasada ilaç bulunamaz hale geldi. Sağlık Bakanlığı ilaç stoklaması yapan ilaç firma ve depoları hakkında cezai yaptırım uygulayacağını açıkladı. Zammın gerçekçi olmadığını belirten İzmir Eczacılar Odası Başkanı Tuncay Sayılkan, 'Hiçbir eczacı ilacı satmayıp elinde tutamaz. Bu işin İlaç Takip Sistemi adıyla bir karekod uygulaması var. Sisteme karekodunu okuttuğunuzda ilacın hangi tarihte üretildiğini, fabrikadan hangi depoya gittiğini, hangi eczaneden hangi vatandaşa satıldığını görebiliyorsunuz' dedi.


'Erken açıklanması doğru değil'


İlaç fiyatlarına zam yapılacağının açıklanmasıyla hastalar soğuk algınlığı, ağrı kesici, grip tansiyon gibi ilaç ihtiyaçlarını karşılayamaz oldu. Sürekli kullanılan ilaçların bulunamaması vatandaşta tepki uyandırdı. Firma ve ilaç depolarının ilaç stokladıklarına yönelik eleştiriler artarken Sağlık Bakanlığı, 'hastaların ilaca erişimine engel teşkil etmek suretiyle piyasaya ilaç verilmemesi durumuna karşı gerekli tedbirlerin alınacağını' açıkladı. Eczacılar ise ilaç depolarından ilaç temin edemez hale geldi. Devletin ilaç harcamaları artmasın diye ilaç fiyatlarını belirlemede kuru düşük tuttuğunu söyleyen İzmir Eczacılar Odası Başkanı Tuncay Sayılkan, 'İlaç fiyatlarını belirleyen ayrı bir Euro kuru var. Onu da Fiyat Değerlendirme Komisyonu belirliyor. 3 Ocak günü yapılıyor bu belirleme. Kural gereği erkenden açıklıyorlar ama 20 Şubat'tan itibaren geçerli olacak. Bundan dolayı ilaçlar yoka giriyor. Herkes bir sorumlu arıyor. Burada en son sorgulanacak kesim vatandaşla birlikte eczacılar. Hiçbir eczacı yüzde 10 kar için bunlarla uğraşmaz' ifadelerini kullandı.
Sayılkan, İlaç Takip Sistemi ile hangi ilacın nerede olduğunu, hangi eczaneden hangi vatandaşa satıldığının takip edildiğini kaydetti. Bu sistemin Türkiye'de 6 yıldır kullanıldığını söyleyen Sayılkan şöyle dedi: 'İlacı bir depo mu elinde tutuyor, eczacının biri almış da binlerce kutu ilacı bir yere mi saklamış. Ya da her gün bir milyon kutu üretilen ilaç yüz bin kutuya mı düşürülmüş. Üretimde mi bir azalma var. İlaç Takip Sistemi ile sorumlusu kim bulmak gerekir. 20 Şubat yaklaştıkça iş daha sıkıntılı bir hale geliyor. Tarih yaklaştıkça kimse bu stoğu yapanlar daha çok artacak. Yüzde 10 fazla kazanacaksınız. Yüzde 10 bir üretim ve dağıtım firması için iyi bir kârdır.'


'Sağlıktan tasarruf doğru değil'


Sayılkan, kanser hastalarının ilaçlarını bulmada sorunlar yaşadıklarını dile getirdi. İlaç üretiminde ham maddede dışa bağımlı bir noktada olunduğuna değinen yapan Sayılkan, 'Zamdan dolayı bulunamayan ilaçlardan bahsediyoruz. Ama bizim rutinde de özellikle ithallerde bulunamayan ilaçlarımız var. Siz yabancı bir firma olsanız 4 liralık Euro'nun olduğu bir ülkeye 2,34 dolar ile ilaç getirir misiniz ilacı? Getirmiyorlar da işte. Yeni nesil kanser ilaçları bu yüzden gelmiyor. Çünkü onlar hem pahalı hem de acil bulunması gereken ilaçlar. Kanser ilaçlarının yokluğuyla ilgili ayrı bir mücadele veriyorduk. Şimdi yoklar listemize birkaç sayfa daha eklendi' ifadelerini kullandı. Sağlıkta tasarrufa gidilemeyeceğine vurgu yapan Sayılkan şöyle dedi: 'Şu ortaya çıkıyor ki bu ülke insanı 40 milar TL bütçeyle sağlık hizmeti alamıyor. Sağlık alanında belirlediğiniz bütçe büyütülmeye muhtaç. Sağlık otoritelerinin konuyla ilgili politikalarını değiştirmesi gerekir. Bir sürü insan mağdur oluyor, ilaca ulaşamıyor, sağlığından oluyor. Israrlı tasarruf doğru değil.'