Aykut Polatlı - İzmir'de 92 özel eğitim kurumu (Çeşitli nedenlerle, bireysel özellikleri ve eğitim yeterlilikleri açısından yaşıtlarından beklenilen düzeyden anlamlı farklılık gösteren bireylerin eğitim gördüğü kurumlar) yer alıyor. Her kurumda 60'a yakın çocuk eğitim alıyor. Bu merkezlere çocuk başına ayda 600 lira devlet desteği sağlanıyor. Kurumlar bu destek karşısında toplamda her ay 36 bin TL bir kazanç elde edebiliyor. İddialara göre bazı özel eğitim kurumları ise bu devlet desteğini alabilmek için fakir setlerdeki ailelerin özellikle Roman çocuklarını alarak kurumlarına kayıt ediyor. Birçok çocuk aileleri tarafından para uğruna devlet okullarından alınıp aylık 100 lira karşılığı özel eğitim kurumlarına kayıt yaptırılıyor. Bu kurumlara kayıt için çocuklara kamu hastanelerinden özel rapor alınıyor. Ardından öğrenme bozukluğu ve algı eksikliği teşhisi konulmuş ama aslında çoğu sağlıklı olan çocuklar Rehberlik Araştırma Merkezleri'ne(RAM) gönderiliyor. RAM yöneticileri de çaresiz. Görevliler, hastaneden gelen resmi raporu sorgulama yetkileri olmadığı için, gelen resmi rapor doğrultusunda tutanak hazırlıyabiliyor.

Özel eğitime muhtaç değiller

Bu iddiaların sahibi ise İzmir Romanlar Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (İZ-ROM) Başkanı Abdullah Cıstır, bu kurumlardan sadece bir tanesinden 19 çocuğun RAM'lara gönderildiğini belirtti. Cıstır, devletten yardım alan özel rehabilitasyon merkezlerinden bazılarının Roman mahallelerindeki dar gelirli ailelerin çocuklarını özel eğitime muhtaç olmadıkları halde para karşılığında okula kaydettiklerini iddia etti. Cıstır, skandal durumu İzmir Valisi Mustafa Toprak ve Milli Eğitim Bakanı Yardımcısı Orhan Erdem'e de aktardığını belirterek, iddiasını ciddiye alan Vali Toprak'ın talimatıyla durumun araştırılması için bir komisyon kurulduğunu ve komisyonun araştırmasını sürdürdüğünü kaydetti. Cıstır'ın iddiasına göre bazı özel rehabilitasyon merkezleri ve eğitim kurumları Roman mahallelerine gidip velilere, 'Çocuğunuzu bize gönderin, raporu biz ayarlarız. Size de devletten aldığımız paradan 100 TL pay veririz' şeklinde teklifte bulunuyor. Merkezlerin cazip para teklifi karşısında geçim sıkıntısı çeken ailelerin 'öğrenme bozukluğu ve algı eksikliği' olmayan çocuklarını bu merkezlere göndermeyi kabul ettiğini belirten Cıstır, bu aşamadan sonra ise merkezlerin bir şekilde 'sahte rapor' düzenleterek ve sağlıklı çocukların merkezlerine gelmesini sağlayarak, devletten 'haksız kazanç' elde ettiğini savundu. Cıstır, bu düzenlemeyi yapan özel eğitim kurumlarının aynı yöntemi sadece Roman mahallelerinde değil gelir düzeyi düşük birçok mahallede uyguladığını söyledi. Haksız kazanç ve devletin kandırılmasının yanısıra bu süreçte okula gitmeyen ve geleceği kaybolan yüzlerce çocuk var.

RAM yetkilileri bir şey yapamıyor

İZ-ROM Başkanı Cıstır, durumu bildirdiği İzmir'deki Rehberlik Araştırma Merkezleri'nden Sorumlu İzmir İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Abdullah Kotay'ın ve diğer RAM merkezi yetkililerinin ise hastane raporlarını resmi olarak sorgulayamadıkları için bir şey yapamadıklarını kendisine belirttiğini aktararak, devletten haksız kazanç elde edilmesi ve Roman ailelerin bu amaçla kullanılmasının kabul edilemez olduğunu söyledi.
Bu şekilde merkezlere yönlendirilen aslında algı eksikliği ya da öğrenme güçlüğü olmayan çocuklar hem sosyalleşemiyor hem normal okula gidemiyor' diyen İZ-ROM Başkanı Abdullah Cıstır, doktor raporlarının ispatlanamamasının nedenini ise şöyle açıkladı: Doktor 'size ben bu raporu 6 aylığına verdim. Altı ay sonra çocuk iyileşmiş olabilir' diyor. Bir yıl içerisinde o çocuk tekrar normal okula başlayabiliyor. Doktorlar Romanların dezavantajlı durumunu bildiği için psikiyatrik tanılarla 6 aylıklık rapor veriyor. Dolayısıyla ispatlanmayacak bir durum ortaya çıkıyor. Bu tam anlamıyla bir skandal.

Kotay: Değerlendirme yetkimiz yok

İzmir İl Milli Eğitim (MEM) Müdür Yardımcısı Abdullah Kotay ise iddialar hakkında şunları söyledi: Bu konularla ilgili bir şey diyemem. Bu durumla ilgili bir değerlendirme yapma yetkimiz yok. Bizim çalışma biçimimiz kurumlarımızın yapması gerekenler, prosedür ve mevzuat belli. Bize iletilip de araştırmadığımız bir konu olmadı. Ben bu konu çerçevesinde bir yorum yapmayacağım.

Purçu ve Özçeri bu işin peşine düşmeli

CHP'den İzmir Milletvekili seçilen Özcan Purçu ile Başbakanlık danışmanlarından yine Roman kökenli Metin Özçeri ve AKP İzmir Milletvekili adayı Cemal Bekle'yi Romanların sorunlarına daha fazla eğilmeye davet eden Abdullah Cıstır, açıklamalarını şu şekilde sonlandırdı: CHP'li milletvekilimiz Özcan Purçu'nun bu konu ile ilgili araştırma önergesi vermesi için çağrı yapıyoruz. Metin Özçeri'ye AKP'li kimliğinden çıkıp sorumlu bir vatandaş ve Roman gibi davranmasını ve bu işin peşine düşmesini istiyoruz. AKP'den milletvekili adayı olan sayın Cemal Bekle'nin de şımarık davranışlarından çıkıp, sorgulayan ve bu işin gereğini yapan bir davranış içine girmesini bekliyoruz. AKP Roman toplumunun zihninde devrim yaratmıştır. Bu nasıl bir devrim diye sorguluyoruz. Okula devamsızlık devam ediyor. Sistem bu devamsızlığı manipüle ediyor. Kendisini de sorumluluğa davet ediyoruz. Siyaseten cümle kurmak kolay, gereğini yapsınlar. Sorgulamanın gücüne inanıyoruz. Bardağın dolu tarafında her kurumla işbirliği yaparız ancak bardağın boş tarafındaki sistemsel sıkıntı ve sorunları da çekinmeden dile getiririz.'