İstanbul’da yaşayan Ayça Alemdar’ın oğlu Kaan Alemdar'a 2 yaşındayken otizm teşhisi konuldu. Teşhis konulduktan bir süre sonra eşinden boşanan Ayça Alemdar, oğluyla Uşak’taki annesinin yanına taşındı. Uşak’taki komşuları ile iyi ilişkiler kurmalarına rağmen, burada eğitim kurumlarının fiyatının çok yüksek olması nedeniyle anne ve oğlu bir sene boyunca Kaan'ın eğitimi için her hafta İzmir’e gitmek zorunda kaldı. Alemdar ailesi, geçen ağustos ayında İzmir’e taşındı. Ancak bu defa da Kaan'ın eğitim aldığı eğitim kurumu kapandı. O günden beri, apartmandakiler tarafından kabul görmeyen Kaan büyük zorluklar yaşamaya başladı. Komşuları, iddiaya göre, Kaan’ı apartmanda istemedi, çocuklarıyla oynatmadı. Okula gidemediğinden çoğunlukla evde olan Kaan, oyuncaklarıyla oynayıp, koltukların üzerinde zıplayarak ve renkli kalemlerle duvarlara sayılar çizerek vakit geçirmeye çalışıyor. Sık sık attığı çığlıklar nedeniyle rahatsız olan komşuları ise apartman yöneticisine sürekli şikayette bulunuyor. Yine iddiaya göre, ev sahibi ise Ayça Alemdar’a komşuların sürekli şikayet ettiğini ve daireden çıkmalarını istediğini söyleyerek baskı yapıyor. Tüm bunların üzerine, iki hafta önce sokağa çıkma kısıtlamasında bir pazar günü oğlunu parka götüren Alemdar, 40- 45 yaşlarında bir kişi tarafından oğlu bağırdığı için darbedildiğini öne sürdü. Alemdar, sosyal medyadan bir paylaşım yaparak yaşadığı zorluğu dile getirdi. Konya’da Sobe Vakfı’na kayıt olduklarını ve sıra beklediklerini söyleyen Alemdar, “Konya’ya taşınmak istediğimi söylediğimde sosyal medyadan Konya Belediye Başkanı bana ulaştı. Selçuklu Otizmli Bireyler Eğitim Vakfı'ndan (SOBE) ve Konya Spor Kulübü’nden aradılar. SOBE’ye kayıt olduk şu an sıra bekliyoruz. Sosyal medyadaki paylaşımımdan sonra Haluk Levent de ulaştı, vakıftaki sıra konusunda yardımcı olacağını söyledi" dedi.

İzmir çağdaş görünüyor ama...

Kaan’ın İzmir’e geldikten sonra gördüğü tepkileri anlatan Ayça Alemdar, “Uşak halkı çok başkaydı, insanlar Kaan’ı çok seviyordu. Parkta, sokakta kimse Kaan’ı aşağılamadı. İzmir çok çağdaş, çok medeni, çok Atatürkçü görünüyor ama ağustos ayında buraya taşındığımızdan beri problemler var. Apartmanda istemiyorlar, sokakta Kaan’ı çocuklarıyla oynatmıyorlar. Otobüse bindiğimizde, ‘Ne kadar güzel çocukmuş ama yazık’, ‘Yeter artık sussun’ gibi cümleler duyuyorum. Anlatmaya çalışıyorum ama kimse anlamıyor. İlk sokağa çıkma kısıtlamasının olduğu hafta sonu, pazar günü oğlumu parka götürdüm. Kaan çığlık atıyor diye, 45- 50 yaşındaki bir beyefendi beni darbetti. Karakola bile gitmedim, şikayet etmedim. Çünkü oğlumla karakola gitsem oralarda uğraşmam zor olacaktı" dedi.

Sürekli çığlık atıyor

Kaan’ın çığlık atmaya bir ay önce başladığını söyleyen Alemdar, "Çünkü bu apartmanda istenmediğimizi hissediyor. Deprem olduğu gün bile bizi rahat bırakmadılar. Sürekli alt kattan oklavayla duvara vurdular. Anlatmaya çalışıyorum, yalvarıyorum. Yöneticinin kapısında hüngür hüngür ağladım. Hala, 'Ev bulun, biz eşyaları taşımaya yardım ederiz' diyor. 'Yardımınıza ihtiyacım yok. Benim ve oğlumun sadece sevginize ihtiyacı var' dedim. Saat 03.30'a kadar üst katımdaki komşumuzun çocuğu koşturuyor, alt katımdaki hanımefendinin köpeği havlıyor. Ben tek kelime etmem, onlar da can. Ama onlar beni istemiyor" diye konuştu.

 Kimsem kalmadı

Ev sahibinin daireden taşınmaları için baskı yaptığından bahseden Alemdar, "Zaten taşındığımız günden beri şikayet geliyor. Otizm deyince, insanlarda bir önyargı oluşuyor. Hiç param yok. Zaten buraya Anadolu Otizm Vakfı için taşındım. Tunç Soyer imza atmıştı. Biz buraya taşındık, okul kapandı. Burada eğitim veren kurumlar yarım gün için aylık 10 bin TL’yi bulan paralar istiyorlar. O kadar üzgünüm ki dün çok ağladığım için çocuğum da kriz geçirdi. Saat 21.00'e kadar sokakta yürüdük. Ben ağladım, o çığlık attı. Bize bunları yaşatmaya kimsenin hakkı yok. 5 yaşındaki bir çocuğu bu kadar üzmeye hakları yok. Sadece sosyal medyadan destek verdiklerini söylüyorlar ama hepsi bana yalan geliyor. Benim akrabam, arkadaşım kalmadı. Beni çok seviyordu herkes. Hiç kimse yok çevremizde, neredeler şimdi? Canım çok yanıyor. Otizmli bir oğlum olduğu için zaten zorluk yaşıyorum, çünkü evladım tarafından sınanıyorum. Beni oğlum değil, en çok dışarıdakiler üzüyor. Bu kadar kötülüğü anlamıyorum. Ama umarım gideceğiz, onlar da rahat etsinler artık" diye konuştu.