İzmir Aliağa’da 13 Eylül sabaha karşı Gülseren Süngü cinayete kurban gitti. İzmir Cinayet Masası ekibinin çapraz sorgusu sonrası kadının kızları Şeyda P. (19) ve B.P (17) ağlayarak cinayeti işlediklerini itiraf etti. Cezaevine gönderilen iki kız kardeşle ilgili fezleke de hazırlandı. Soruşturmayı yürüten savcı tarafından hazırlanan iddianameye göre, kızlar hakkında, yakın akrabayı öldürme suçundan  ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle dava açıldı.  Davanın Karşıyaka 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmesine karar verildi.  Savcılık cinayetin hunharca ve tasarlayarak mı yoksa ani gelişen olaylar üzerine haksız veya meşru savunma etkisiyle mi işlendiğine kovuşturma ile ortaya çıkabileceğini ifade ederek yargılama sırasında, TCK’nın haksız tahrik ve meşru müdafaa hükümlerinin  uygulanmasını  da istedi.

‘KIZLARINI OYNATIYOR’

Savcılık fezlekesinde anne Gülser Süngü’nün barlarda konsomatris olarak çalıştığı ve eve gelen erkeklerle para karşılığı birlikte olduğu, kızlarını da eve gelen şahısların karşısında oynattığı,  tanıştığı kişileri ikna ederek kendi adına kredi çektirdiği, paralarını almak konusunda çeşitli tertiplerde bulunduğu ve evine giren çıkan insanların çok olması nedeniyle iyi olarak tanınmadığını da büyük harflerle belirtildiği görüldü. Adli Tıp Raporu’na da yer verilen fezlekede, cinayette kullanılan bıçağın ev gereci olduğu ve yasak niteliği haiz bıçaklardan olmadığının belirlendiği  ifade edilirken;  Gülseren Süngü’den alınan sürüntü örneğindeki  meni lekesinde en az birisi erkek cinsiyete sahip birden fazla şahsa ait DNA profili bir arada karışık olarak elde edildiği  24 adet kesici delici alet yaralanması mevcut olduğu ve toplamda 17 tanesinin öldürücü nitelikte olduğu tespit edildiği kaydedildi.

‘Şok cihazı işe yaramadı’


Şeyda P. , ifadesinde korkunç cinayetin detaylarını da anlattı. Sabah yaşadıkları tartışma sırasında kız kardeşinin korkarak şok cihazını eline alması karşısında annesinin de mutfaktan bıçak getirdiğini söyleyen Şeyda P. şöyle devam etti: “Elektroşok cihazı hiçbir işe yaramadı.  Elindeki bıçağı sanırım şok cihazının etkisiyle düşürmüş olacak ki yine sağ eliyle saçımı tuttu. Yere eğilerek bıçağı almak istediğimde kardeşim B. şok cihazını elinden bırakarak yere düşmüş olan bıçağı alıp annemin göğsüne vurdu.  Kardeşim arbede sırasında bıçağı yere düşürdü. Ben de panikleyerek bıçağı alıp anneme rastgele saplamaya başladım. Kardeşim annemin bağırmasını önlemek için annemin yatağında bulunan yastığı kafasına kapattı. Sadece annemin nefesinin kesilmesini bekliyordum.” (Hürriyet)