Alaybey Askeri Tersanesi’nde dün havuzda yan yatan, Mersin bölgesinde görevli Donanmaya bağlı 'TCD Değirmendere' römorköründe 10 şehide otopsi yapıldı. Askerler Gaziantepli şehit Assubay Başçavuş Veysel Gündoğdu, şehit erler Çanakkaleli Süleyman Mert Paşalı, Uşaklı Fehmi Kocaman, Ispartalı Alican Bülbül, Erzurumlu Semih Sözen, Balıkesirli Serdar Baloğlu, Samsunlu Rıdvan Çöpçü, İzmirli Yavuz Arslan, İzmirli işçiler Cafer Kırbaş ve Ercan Biçer’in naaşları Büyükşehir Belediyesi Mezarlıklar Müdürlüğü’ne getirildi.

TERHİSİNE 5 GÜN VARDI

Değirmendere’de şehit olan er 23 yaşındaki Yavuz Arslan’ın Bayındır İlçesi’ndeki evine ateş düştü. Terhisine sadece 5 gün kalan Şehit Arslan’ın Sadıkpaşa Mahallesi Hacı Sinan Caddesi numara 11/6’da yaşayan annesi Neşe Arı’ya, acı haber uzun süre verilemedi. İki evlilik yapan ancak şuan çocuklarıyla yaşayan 4 çocuk annesi Neşe Arı bir yakınının hasta olduğu söylenip İzmir’e getirildi ve burada acı haber verildi.

Oğlunun şehit olduğunu öğrenince sinir krizi geçiren Neşe Arı, “Oğlum bana yılbaşı hediyesi getirdi. Oğlum artık Kadifakele Şehitliği’nde bana bir saray aldı. Artık oğlum orada yatacak” diye gözyaşı döktü. Neşe Arı oğlu ile kazadan bir gün önce konuştuğunu söyleyip, “Onu bir daha göremeyeceğim” diye ağladı.

Askerler şehit Yavuz Aslan’ın tabutunun bayrağa sarıldığı sırada babası Zülfü Arslan ve yengesi Hatice Arslan tabuta kapanarak ağladı. Zülfü Aslan, “Oğlum sen nereye gittin?” diye ağıt yaktı.

Şehitlerden 21 yaşındaki Uşaklı denizci er Fehmi Kocaman’ın, Banaz İlçesi’ne bağlı Ovacık Köyü’ndeki yakınları da acı haberi alınca yıkıldı. Terhisine 30 gün kalan Kocaman’ın yakınları da gözyaşlarına boğuldu.

Erlerden Serdar Baloğlu’nun cenazesini almaya gelen babası Mehmet Baloğlu “Beş aylık askerdi. Çok üzüntülüyüm. Vatan sağ olsun” dedi.

İşçilerden 3 çocuk babası Cafer Kırbaş’ın geçmişte askerlikte gösterdiği başarılardan dolayı elde ettiği sınav avantajıyla 3 yıl önce tersanede çalışmaya başlamıştı. Diğer işçi Ercan Biçer de iki yılık evliydi ve 2 yıldır tersanede çalışıyordu.

Biçer’in eşi Serap Biçer, tabutun alınması sırasında “Sen nereye gidiyorsun? O artık melek oldu” diye ağıt yaktı.

TERSANEDE TÖREN

Şahitlerin ay- yıldızlı bayrağa sarılı naaşları saat 13.00’te yaşamlarını yitirdikleri Alaybey Askeri Tersanesi’ne tören için getirildi. Törene katılan şehit yakınları gözyaşı dökerken buradaki törene Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Ege Ordu Komutanı Orgeneral Abdullah Atay, Donanma Komutanı Koramiral Veysel Kösele, Güney Deniz Saha Komutanı Koramiral Hasan Uşaklıoğlu da katıldı.

Alaybey Tersanesi’ndeki törende şehitler için saygı duruşu yapıldı, İstiklal Marşı okundu. Tersane Komutanı Kıdemli Albay Murat Öztürk, "Çok üzücü bir olay yaşadık. Meskek hayatımın son günlerinde böyle bir olayı yaşamak büyük üzüntü ve acı veriyor. Şehit personelimize rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum. Silah arkadaşlarımın ve ailelerinin acısını paylaşıyorum" dedi.

Karşıyaka Müftüsü'nün törene katılanlara dua ettirmesinin ardından aileler şehitlerinin bulunduğu tabutlara sarılırken, törene katılan askerlerin gözyaşlarını tutamadığı gözlendi.

Törenin ardından İzmir dışına gidecek şehitlerin naaşları Çiğli Ana Jet Üs Komutanlığı’na götürülüp, burada bekleyen askeri uçaklarla memleketlerine gönderildi.

GEMİYİ TERKETMEMİŞLER


Bir ikmal astsubay, 7 asker ile 2 sivil işçinin yaşamlarını yitirdiği facianın ayrıntıları ortaya çıkmaya başladı. Olay sırasında gemide bulunan personelin, ilk sarsıntıda iskele yönüne yatan gemiyi terk etmeyip, doğrultmak için çaba sarf ettiği, ancak 'Takarya' adı verilen takozların kaymasıyla geminin 20 saniyede, sancak yönüne devrildiği ve gemideki yangın söndürme sisteminin devreye girip, 10 personelin bulunduğu bölmeleri karbondioksite boğduğu ortaya çıktı.

Mersin bölgesinde görevli olan 'TCG Değirmendere' römorkörü, rutin bakım için geçen Kasım ayında İzmir Tersane Komutanlığı’na getirildi. Aynı dönemde, 'A6' adlı şamandıra gemisi de bakım için tersaneye geldi ve iki gemi Havuz-8’de bakıma alındı. İlk etapta su altı bakımları yapılan iki gemi, dün öğle saatlerinde denize indirilmek istendi.

'Takarya' denilen besleme takozlarıyla desteklenen ve havuzun güvertesine kaynak yapılarak sabitlenen iki geminin denize indirilmesi için gerekli önlemler alındı. Geminin bakımda olması nedeniyle ikiye ayrılan gemi personelinin olay günü görevli olanlar ve Deniz Tesfiye Fabrikası Tesfiye Atölyesi’nde çalışan iki sivil işçi suya indirildiğinde sızıntı kontrolü yapmak için gemiye girdi.

BESLEME TAKOZLARI KAYDI


Su alan havuz, deniz tabanına doğru yaklaştıkça ilk olarak 'A6' adlı şamandıra gemisi desteklerden kurtulup denize ulaştı. Çekiciler tarafından gemi havuzdan çıkartılırken iddiaya göre, bir sarsıntı yaşandı. Bu sırada, 'TCG Değirmendere' römorkörünün besleme takozları kaydı ve iskele yönüne yattı. Bu noktada, gemi personelinin 'Gemiyi terk et' sinyali doğrultusunda, dışarı çıkmaları gerekirken bunu yapmayıp balans ayarıyla gemiyi dengeye getirmeye çalıştı. Bu sırada, tersanede bulunan yaklaşık 10 kişilik Sualtı Onarım Timi (SOT) dalgıçları müdahale için hazırlık yaptı ve gemiye çıktı. Yaklaşık 20 dakika boyunca doğrultulmaya çalışan gemi, biranda büyük bir gürültüyle bu kez sancak yönüne doğru devrildi.

HER ŞEY 20 SANİYEDE OLDU


Geminin hızla devrildiği sırada, güvertesinde bulunan bazı asker ve dalgıçlar havuza düştü. Yaklaşık 20 saniyede, daha kulaç atmaya bile fırsat bulamayan 17 kişinin üzerine dev gemi devrildi. Bazıları hafif yaralı, bazılarında hayati tehlike yaratmayan kırıklar bulunan 17 kişi askerler tarafından kurtarılıp ambulanslarla hastanelere kaldırıldı.

YARALI ASTSUBAY ASKERLERİ İÇİN FERYAT ETTİ

Olay sırasında yaralanan bir astsubayın, kendisine müdahale edilmesine izin vermeyip, “Benim 7 askerim gemide. Beni bırakın onlara yardım edin. Onları kurtarın” diyerek feryat ettiği öğrenildi.

Yardım çığlıkları arasında yaralı dalgıçlar, kendi yaralarına aldırmadan gemiye girmek istedi. Can pazarının yaşandığı tershanede görevli komutanlar, bir yandan askerleri sakinleştirirken diğer taraftan yardım çağrısında bulundu. Tersaheneye, çok sayıda dalgıç sevk edildi.

KARBONDİOKSİT BOĞULMASI


Dalgıçların bir bölümü gemi altında araştırma yaparken, bir bölümü de geminin içinde bulunan 1 ikmal astsubay, 7 asker ve iki sivil işçiye ulaşmaya çalıştı. Geminin su alma ihtimali yüksek bölgesi olan şaft yolu ve makine dairesinde bulunan 10 kişiye ulaşmaya çalışan dalgıçlar, gemilerde bulunan Acil Yangın Söndürme Sistemi’nin devreye girdiğini belirledi.

Yangın durumunda otomatik olarak ya da elle devreye sokulan sistemin, çarpışma sırasında, oluşan basınç nedeniyle devre girip şaft yolu ile makine dairesini korbondiositle doldurduğu ileri sürüldü. Görüş mesafesinin oldukça düşük olmadığı makine dairesine giren dalgıçlar sekiz er ve iki sivilin üzerlerine bakım sırasında kullanılan malzemelerin devrildiğini gördü. 10 kişiyi, saatler süren çalışmanın ardından güçlükle çıkartabildi. Askeri savcılık sabah kadar tersanede inceleme ve soruşturmaya devam etti


ÜÇ ŞEHİDE İZMİR’DE TÖREN

Öte yandan Alaybey Tersanesi’ndeki kazada şehit olan 42 yaşındaki işçi Cafer Kırbaş ve 23 yaşındaki deniz er Yavuz Arslan için ikindi vakti Bostanlı Beşikçioğlu Camii’nde tören düzenlendi. Törene protokolün yanısıra Genelkurmay eski Başkanı emekli Orgeneral Hilmi Özkök de katıldı. Tören öncesinde Cafer Kırbaş’ın 9 yaşındeki kızı Esranur Kırbaş, babasının Türk Bayrağı’na sarılı tabutunun önünde foğraf çektirdi, ardından cep telefonuyla kendisi de görüntüledi. Kırbaş’ın annesi Azime Kırbaş, tabutun üzerindeki karanfilleri koklayıp, “Oğlum da böyle kokardı” diyerek gözyaşı döktü. Kırbaş’ın eşi Gülcan Kırbaş da kızları 9 yaşındaki Esranur ile 4 yaşındaki Nisanur’un ellerini bıran olsun bırakmadı. Namazın ardından iki cenaze bir süre omuzlarda taşınıp cenaze araçlarına konuldu. Bu sırada acılı eş Gülcan Kırbaş kızlarıyla cenaze aracına asker selamı verdi.

Terhisine 5 gün kala şehit olan Yavuz Arslan’ın annesi Neşe Arı, babası Zülfü Arsan ve ailesi de tören boyunca gözyaşı döktü.

Şehit Er Yavuz Arslan Kadifekale Hava Şehitliği’nde, işçi Cafer Kırbaş da ailenin isteği üzerine Doğançay Mezarlığı’nda toprağa verildi.

DÖRT YILLIK EŞİ BAYGINLIK GEÇİRDİ


Alaybey Askeri Tersanesi’nde iki yıldır çalıştığı öğrenilen sivil işçi 31 yaşındaki Ercan Biçer’in cenazesi, İzmir’deki askeri törenin ardından Torbalı İlçesi’ne getirildi. İlk olarak, Ertuğrul Mahallesi 3003 Sokak’taki evinin önüne getirilen Biçer, burada helallik alınmasının ardından Şehitler Mahallesi’ndeki baba evine götürüldü. Biçer’in dört yıl önce yaşamını birleştirdiği 30 yaşındaki eşi Serap Biçer, Türk bayrağına sarılı tabuta kapanıp, “Hayatım ben sensiz ne yapacağım, beni bırakıp nerelere gittin. Ben sana doyamadım” diye feryat etti. Bir süre sonra acıya daha fazla dayanamayan talihsiz kadın baygınlık geçirince, sağlık görevlileri müdahale etti. Ardından cenaze Şehitler Camii’ne getirildi. Buradaki törene, Biçer’in yakınları, Jandarma Ulaştırma Bölge Komutanı Tümgeneral Ali Şahin İşleyen, Kaymakam Aydın Memük ve yaklaşık bin kişi katıldı. İkindide kılınan cenaze namazının ardından Biçer, Şehitler Mezarlığı’nda gözyaşları arasında toprağa verildi.