Çiğli Belediye Başkanı Metin Solak, işçi eylemi ile ilgili açıklama yaptı. Solak açıklamasında şu ifadelere yar verdi: "Çiğli Belediyesi Kafesan işçilerinin bir kısmı cuma günü maaş alamadıkları gerekçesiyle iş bırakma eylemi başlatmışlardır. Ancak cuma itibariyle işçi kardeşlerimizin tek kuruş maaş alacakları yoktur.  Şöyle ki, eyleme konu olan alacak, işçilerimizin maaşı değil, mayıs ayında imzaladığımız toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan geriye dönük olarak 900 bin TL'lik fark alacağı mevcuttur. Cuma günü itibariyle zaten tüm işçilerimizin hesaplarına bin 200 ile 2 bin TL arasında ücret yatırılmıştır.

Sözleşmeye göre TİS farkı yılsonuna kadar ödenir

Çiğli Belediyesi olarak imzaladığımız son toplu sözleşmemiz, İzmir'in en iyi şartlarıyla imzalanmış toplu iş sözleşmesidir.  02 Mayıs 2013'te imzalan toplu iş sözleşmesine göre geriye dönük olarak 1 Ocak 2013'ten geçerli olmak üzere işçilerimizin maaşlarında artışa gidilmiş, geriye dönük artış farklarının da bir yıl içinde ödenmesi konusunda da anlaşmaya varılmış ve bu da toplu iş sözleşmesine eklenmiştir. Sözleşmenin Geçici Madde 1 bölümünde şu ifade yer almaktadır:

Geçici Madde 1
"Bu sözleşmenin 01.01.2013 tarihinden itibaren doğan tüm artış farkları imza tarihinden itibaren en geç yılsonuna kadar ödenecektir."

Amaç Belediye Başkanı'nı yıpratmak


Görüldüğü gibi yılsonu olmadan işçilerimiz oldukça manalı bir şekilde eyleme yönlendirilmişlerdir. Çünkü sendika eylem kararı aldığında yılsonuna 26 gün vardı. Yılsonuna 26 gün kala böyle bir eylemin yapılması, özellikle başkan adayı belirleme sürecine ve kamuoyu araştırmalarının yapıldığı bir döneme gelmesi manidardır. Üstelik işçinin yüzde 80'i bu işe karşı olmasına ve temizlik işleri bölümünde yasa dışı olmasına rağmen bu eylem yapılmıştır. Dolayısıyla yapılan eylem yersiz ve haksızdır.  Ancak seçim döneminde bu tür eylem yapılması, Belediye Başkanı'nın yıpratılması anlamına gelmektedir. İşçilerimizin üzerinden siyaset yapılmaya çalışılmaktadır. Aksi takdirde sözleşmede belirtilen süre dolmadan böyle bir eylem yapılmazdı. Çalışmak isteyen işçi arkadaşlarımızın çoğu da belirli bir azınlık tarafından tehdit edilerek çalışması engellenmektedir. Sonuç olarak önemli olan iş barışının korunmasıdır ve biz bu konuda gereken özeni göstermeye devam edeceğiz."