Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik'in, Soma'daki maden faciasında hayatını kaybeden işçilere, 1 gün dahi sigorta primi yatması halinde ölüm aylığı bağlanabilmesi için çalışma başlattıklarını açıklamasının, hayatını kaybeden 301 kişinin geride kalan yakınları için olumlu bir yaklaşım olduğunu ifade eden İzmir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Merdan Hekimoğlu ile İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Meltem Öztürk, aynı düzenlemenin iş kazası nedeni ile hayatını kaybeden tüm işçi yakınları için geçerli olması gerektiğini söyledi.

Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hekimoğlu, “TBMM'ye düşen görev, ölüm aylığı konusundaki hak kazandırıcı yasal mutasavver düzenlemeyi sadece Soma ile sınırlamamak; aksine bu kapsamda yer alan bütün işçiler bakımından genişletmek olmalıdır. Kapsam yönünden eksik yasal düzenlemenin giderilmesinde esas görev yasama organının olup TBMM müstakbel yasal boşluğu, anayasal eşitlik ilkesinin tam anlamıyla hayata geçirilmesi bakımından, aynı hukuksal statüde yer alan herkesi buna dahil etmek suretiyle şimdiden doldurmak zorundadır. Aksi halde 'eşitlik ve hakkaniyet ilkeleri' ciddi yara alacaktır" dedi.

Ölüm aylığında aranan şartları Soma için aramamanın bu aylığı uzun vadeli sigorta dalından çıkaracağını da belirten Yrd. Doç. Dr. Öztürk, “İş kazası riski aslında işe başlar başlamaz gerçekleşebilecek bir risktir. Aslında genel bir düzenlemeyle iş kazasına bağlı ölümlerde kısa vadeli sigorta dalından ölüm geliri dışında uzun vadeli sigorta dalından ölüm aylığı bağlanmasına tamamıyla son verilmesi düşünülebilir. Ancak ölüm geliri, mevcut düzenlemeye göre ölüm geliri ve ölüm aylığını birlikte alan hak sahiplerine sunulan edimlerin düzeyine çıkartılmalıdır ki sigortalılar bu değişiklikten olumsuz etkilenmesin. Böylelikle iş kazasına bağlı ölümlerde 5 yıllık bekleme süresini dolduran ve prim şartına sahip olan sigortalıyla olmayan sigortalının hak sahiplerine aynı düzeyde edim sunulmuş olur. Bu konuda Almanya'daki iş kazası, meslek hastalığı sigortası örnek alınabilir. Sadece Soma'ya özel düzenleme yapmak ise diğer iş kazalarına bağlı ölümlerde yakınlarını kaybedenleri üzebilir. Soma'da ölen maden işçisi ile Zonguldak'ta ölen işçinin bir farkı yok" dedi.

Öztürk ayrıca, yaşanan kaza sonrası sakat kalan maden işçilerinin durumlarına da dikkat çekti. Sürekli işgöremezlik gelirinde 506 sayılı kanunda bulunan alt sınırın, 2008'de yürürlüğe giren 5510 sayılı kanunda olmamasının yarattığı maddi eşitsizliğe de dikkat çeken Öztürk, “İş kazası sonucu aynı iş göremezlik oranına sahip olan bir sigortalı eski uygulama ile 800 TL alabilecekken yeni uygulama ile 150 TL aylık alabilmektedir. Dolayısıyla Soma'da sakat kalan işçilere bağlanacak gelirin miktarı da ciddi bir sorundur. Bu gelir, devletin engellilere bağladığı aylıklardan bile az olabiliyor. Hazır böyle bir düzenleme tartışılırken sürekli işgöremez hale gelenler için 506 sayılı kanunda yer alan alt sınırın yeniden getirilmesi de olumlu bir yaklaşım olacaktır" dedi.