FATİH ÖZKILINÇ-Konak Gençlik ve Spor Kulübü Derneği’nin "Bir Bilene Soruyoruz" programlarının ağustos ayı konuğu Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan oldu.  Aile içi iletişimin önemine değinen "Son Sığınak Aile" isimli söyleşi çevrimiçi olarak gerçekleştirildi. Moderatörlüğünü Konak Gençlik ve Spor Kulübü Derneği Başkanı Emre Şimşek’in yaptığı programa İzmir Demokrasi Üniversitesi Rektörü Bedriye Tunçsiper, İzmir Sivil Toplum Kuruluşları Platformu(İSTOK) Dönem Başkanı Ali Mamak ve İzmirliler katıldı.

 

Geleceği düşünmezsek hata yaparız


Programda zayıflayan aile yapısıyla ilgili endişe duyulması gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Çocuklarımız ve torunlarımız konusunda endişelenmemiz gerekiyor. Şu an her şey yolunda gidiyor gibi gözükebilir ama beş sene on sene sonra ne olacağını düşünmezsek hata yaparız. Bir Çin atasözü ‘Bir yıllık varlık istiyorsanız buğday ekin. On yıllık varlık istiyorsanız ağaç dikin. Yüz yıllık varlık istiyorsanız da insan yetiştiriniz’ diyor. İnsan yetiştirmek bir eğitim ve kültür işidir. Önceliklerimizi çok iyi belirlememiz ve ele almamız gerekiyor. Aileye neden son sığınak aile dedik? Çünkü toplumdaki sosyal duvarlar yıkıldı. Sosyal normlar bozuldu. Sosyal anomi var. Neyin doğru neyin yanlış olduğunu bilmiyoruz. Kültürel aktarımımızı mahalle yapmıyor. Sosyal normlar, aile yapmıyor. Kültürel aktarımımızı tamamen medya yapıyor. Böyle bir durum çocuğumuzun rahatlıkla zihinsel şartlanmaları değiştirebiliyor. Dünya görüşünün değiştirebiliyor, önlem ve önceliklerini değiştirebiliyor. Beyindeki ödül, ceza sistemini bozuyor. Neye ödül verilecek küçük yaşta öğreniliyor. Hayat yolunda ilerlemek beyindeki ödül, ceza sistemini yönetmektir. Bunu bozuyor ve gençlerde ödül yetmezliği sendromu oluşuyor. Bunun adı bağımlılıktır. Ödüle doymayan, hedonist bir gençlik geliyor. Tatmini yücelten bir insan tipi yaygınlaşıyor böyle durumlarda da çocuk ailede anne, babadan alacağı aktarımı sosyal medyadaki rol modellerden alıyor. Bizim çok güvendiğimiz ‘aile yapımız sağlam’ sözü maalesef 90 sonrası kuşak için geçerli değil” dedi.

Toplumsal değerler yıkıldı, aile yalnız kaldı

90’lı yıllar sonrasında dünyada yaşanan dijital dönüşümün küresel bir değişime sebep olduğunu ifade eden Prof. Dr. Tarhan, “Gençleri üçe ayırıyoruz x, y, z diye. Bazıları buna itiraz ediyor. ‘Gençleri neden etiketliyorsunuz?’ diyor ama ortada kavramsal bir tanımlama gereken bir durum var. X kuşağı radyo, y  kuşağı televizyon, z kuşağı da sosyal medya kuşağı. Yani hayata sosyal medya penceresinden bakıyorlar. Daha öncekiler televizyon ve radyo iletişim kuruyorlardı değişim o zamanlardan başladı ama sosyal medya hiçbir şeye benzemiyor. 90 öncesi gençlerin hangi dünya görüşünde olurlarsa olsunlar idealleri vardı. Toplum için bir şey yapmak diye idealleri vardı. 90 sonrası yetişen gençlerde sosyal ideal, sosyal hedef ve toplum için riske girme yok. Şimdiki gençliğin evim olsun, arabam olsun ünlü olayım isteği var. Para, şöhret ve cinselliğe yönelten bir durum ortaya çıktı. Önem ve öncelik piramidi değişti. Bu hızlı dönüşme anne, babalar uyum sağlayamıyor. ‘Bizim gençliğimiz de böyle değildi, niye bunlar böyle oldu’ diyorlar. Bugün kuşak çatışması çok daha hızlı ve şiddetli yaşanıyor. Aileyi koruyan toplumsal değerler yıkıldığı için aile yalnız kaldı. Bugün aile sosyal medyanın etkisi ile sarsılıyor. 20-30 sene önce çocuklarımıza yarım saat ayırıyorsak bugün bir saat ayıracağız. Birlikte zaman geçirmeyi daha çok arttıracağız. Bunlara önem vermezsek bu kuşaklar dünyada kayıp kuşak olacak. Çünkü popüler kültür çok acımasız” diye konuştu.