FATİH ÖZKILINÇ- İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, kentte 9-11 Eylül tarihleri arasında düzenlenecek UCLG (Birleşmiş Kentler ve Yerel Yönetimler) Kültür Zirvesi'nin tanıtım toplantısında konuştu. Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi'nde (AASSM) gerçekleşen programda İzmir ve Barselona'da kurulan stüdyolardan dijital bağlantı sağlandı. COVİD-19 pandemisinin kültüre etkisinin konuşulduğu etkinlikte zirvenin ana temaları da açıklandı. Toplantıda İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in yanı sıra; UCLG Başkanı Dr. Mohamed Boudra ile UCLG Genel Sekreteri Emilia Saiz, Bilbao Belediye Başkanı Juan María Aburto, Mexico City Kültür Sekreteri Vannesa Bohórquez, Buenos Aires Kültür Bakanı Enrique Avogadro, Lizbon Kültür Belediye Başkan Yardımcısı Catarina Vaz-Pinto ve UCLG-MEWA Kültür ve Turizm Komitesi Başkanı Nidai Güngördü de zirveye ilişkin açıklamalarda bulundu. Katılımcılara İngilizce olarak seslenen Büyükşehir Belediye Başkanı Soyer, “Kovid-19, iklim krizi ve biyolojik çeşitlilik kayıpları ile birlikte sürdürülebilir kalkınmayı da tehdit ediyor. Bunlar sınır tanımayan ortak zorluklarımızdır. Bu bağlamda, sürdürülebilir kentleşme konusunda küresel dayanışma, bu büyük zorluklarla yüzleşmede çok önemli. Kültürel canlılık, ekonomik refah, sosyal eşitlik ve çevresel sorumluluk ile birlikte sürdürülebilirliğin dört direğinden biridir” dedi.

 

Kültürel etkileşimlerle şehirler daha müreffeh hale gelebilir


İzmir’de yaşanan afetler üzerinden konuşmasına devam eden Soyer, “İzmir, son iki yılda kısa bir süre içinde büyük bir orman yangını, tsunami, deprem, kuraklık ve şiddetli sel gördü. Toparlanmak için kültüre yaslandık, çünkü o yerel topluluklarımızın can damarı. Kültür, günlük hayatımızın her alanındadır. Kültür, tarihimizi geleceğimize bağlar. Bu bizi benzersiz kılan şeydir. Yaratıcı ifademiz kim olduğumuzu ve kim olabileceğimizi tanımlamaya yardımcı olur. Kültür, içsel değerinin yanı sıra şehirlerimiz için önemli sosyal ve ekonomik faydalar sağlamaktadır. Öğrenmemizi geliştirir, toleransı arttırır ve başkalarıyla bir araya gelme fırsatları yaratır. Kültür, yaşam kalitemizi geliştirir ve hem bireyler hem de topluluklar için genel refahı artırır. Kültür, tüm yerel toplulukların canlılığı için önemlidir. Sosyal sermaye oluşturmaya yardımcı olur, toplulukları bir arada tutan bir yapıştırıcıdır. Kültürel faaliyetler insanları bir araya getirerek sosyal dayanışma ve uyum yaratır, onur ve hoşgörüyü artırır. Kültürel katılım, yoksulluğun azaltılmasında ve risk altındaki toplulukları destekleme stratejilerinde de önemli bir rol oynamaktadır. Kültür, şehirlerin ilgi çekici şehir anlatıları ve ayırt edici markalar geliştirmesine yardımcı olur. Kültürel açıdan zengin bölgeler, yetenekleri ve işletmeleri çekerek rekabet gücünü de artırır. Kültürel miras, turizmi ve toplumsal yenilenmeyi destekleyen kırsal kalkınmada da önemli bir faktördür. Bilgi ve yaratıcılığa dayalı büyümenin esas olduğu yeni bir dönemdeyiz. Kültürel ve yaratıcı endüstrilerin özellikle gençler için yarattığı ekonomik fırsatlar, bu geçiş döneminde daha fazla önem kazanmıştır. Bilgiye dayalı ekonomiler, yeniliği teşvik edecek fikirleri tercih eder, özelleştirilmiş hizmetler ve ürünler geliştirir. İzmir'i bir sanat, tasarım ve inovasyon kenti, biyo-kültürel çeşitliliği, çevre dostu üretim ve adil dağıtım modellerini besleyen bir kent olarak tasavvur ediyoruz. Bu bağlamda, topluluklarımız arasında ulusaltı, ulusal ve uluslararası düzeylerde kültürel etkileşimleri teşvik ederek sınır ötesi ilişkileri güçlendirmek istiyoruz. Bu kültürel etkileşimler şehirlerimizi daha müreffeh, demokratik, kapsayıcı, adil, eşit, güvenli ve sürdürülebilir hale getirebilir” diye konuştu.

Soyer’den kültür zirvesine davet


İzmir'deki UCLG Kültür Zirvesi'nde dünya şehirlerinin kültür ve kentsel dayanıklılık arasında bağ kurmak için birlikte çalışacağını ifade eden Başkan Soyer, “Yerel sürdürülebilir kalkınmanın anahtarı olan miras, yaratıcılık, çeşitlilik ve bilgi konularında kültürel politikaları teşvik etmek için deneyimlerimizi ve fikirlerimizi paylaşacağız. Kültürü, kalkınmanın dördüncü direği ve küresel dayanışmanın temel bir bileşeni olarak destekleyeceğiz. İzmir'de buluşacağız, paylaşacağız ve birlikte istediğimiz ortak geleceği yaratacağız. Bu bağlamda, Roma Sözleşmesi doğrultusunda çalışacak ve daha iyi bir toplum için bir koşul olarak kültürel yaşama katılma hakkını destekleyeceğiz. Kültür politikalarına birlikte yatırım yapacağız. Diyalog, bir arada yaşama ve özgürlük için araçlarımızı güçlendireceğiz. Bu değişim için deneyimleriniz ve uzmanlığınızın yanı sıra topluluklarınızın aktif katılımı gereklidir.  Yerel, ulusal ve uluslararası düzeylerde kültürün açık yönetimi üzerine tartışacağız. İnsan yaratıcılığını, insan deneyimini, ilerlemeyi ve yeniliği teşvik edeceğiz. Bu şekilde şehirleri ve yerel yönetimleri 2030 Gündemi'nin uygulanması konusunda daha aktif hale getirmek için çalışacağız. Yerel yönetimlerden kültür kurumlarına, uzmanlardan vatandaşlara bu Eylül ayında 4. UCLG Kültür Zirvesi'ne davet ediyoruz. İzmir'de görüşürüz!” şeklinde konuştu.

Kültür Zirvesini İzmir’de organize etmekten son derece mutluyuz


Kültür Zirvesi’nin 4’üncüsünü Eylül ayında İzmir’de organize edecek olmaktan dolayı çok mutluluk duyduğunu dile getiren UCLG Başkanı Dr. Mohamed Boudra ise bu yıl ki zirvenin özel bir bağlamda gerçekleşeceğini belirterek, “Eylül ayında İzmir’de yapacağımız zirve ile temel konuları tartışma ortamı sağlayacağız. Zirvelerimiz dünya çapında şehirlerin bölgelerin yerel yönetimlerin bu alanda çalışana temel aktörlerin bir araya geldiği zirvelerdir. Sürdürülebilirlik ve kültür alanında çalışma yapılıyor. Bu yılki zirvede farklı ve özel bağlamda gerçekleşiyor. Temel hizmetlerin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Aşının her yerde ulaşılabilir olduğunu, dayanışmanın önemli olduğunu görüyoruz. Derin bir şekilde insanların kültüre ihtiyacı duyduğunu görüyoruz. İnsanlar aidiyet duygusunu güçlendirmek için kültüre yöneliyorlar. Mevcut kriz bize kültürel alanda çalışan kişilerin çok güvencesiz bir alanda olduğunu gösterdi. Bu kriz sadece ekonomik ve sağlık alanında aldığımız tedbirlerle aşamayız. Bunu topluluklar ilgili gelişmelerle kültürü toplumun panzehiri olarak kullanmamız gerekiyor. Kültürel hakların temel haklar olduğunu düşünüyoruz. Kültürel hakları siyaset ve politika ile şekillendirilmeli. Gelişimin önemli 4 ayağında birinin kültür olduğunu söylüyoruz. Kültürü bir motor olarak kullanmalıyız. Kim olduğumuzu, insanlarla nasıl ilişkiye girdiğimizi bu gibi kriz dönemlerde nasıl tepkiler verdiğimizi görüyoruz. Kriz tarafın sorgulanıyoruz. İzmir, Akdeniz’in incisi, medeniyetlerin bir araya geldiği, buluştuğu bir yer. Eylül ayında İzmir’de Kültür Zirvesini organize etmekten son derece çok mutluluk duyuyoruz” dedi.

“Kültürün dönüştürücü bir araç olduğuna inanıyoruz”


UCLG Genel Sekreteri Emilia Saiz de “UCLG olarak kültür sadece bizim ana unsularımızdan bir tanesi değil. Kültürün çok önemli rol oynadığını biliyoruz. Çeşitliliğinde çok önemli rol oynadığını biliyoruz. Kültürün birleştirici olduğunu biliyoruz. Kültürü artırmak yeniyi yaratmak ve şekillendirmek için dönüşümü oluşturmak için önemli rol oynuyor. Politika oluşturmakta, eğlence konusunda ve de özellikle değerlerimiz açısından şehirlerimizi daha iyi hale getirmek için çok daha önemli olduğunu biliyoruz. Zirveler her zaman şehirler ve dünya için önemli etkinliklerden biridir. Sorunların tartışılması anlamında güzel platformlar sağlarlar. Kültürün dönüştürücü bir araç olduğunu inanıyoruz. Kriz her zaman çok önemli bir fırsattır, alışılmışın dışında düşünmeliyiz. Farklı şekilde düşünmek gibi bir görevimiz olduğunu biliyoruz” diye konuştu.