Burcu Özkan-Üreticinin, ürettiği üründen hak ettiği payı alamadığını söyleyen Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Ferdan Çiftçi, "Şu anda domates, soğan ve patates başta olmak üzere fiyatlar inanılmaz yükselmiş durumda. Baktığımızda Türkiye'de hem sera hem de tarla domatesi var ama fiyatlar düşmedi. Neden düşmedi? Bir üretim kaybı mı var? Hayır. Üretim kaybı yok aslında. Bu Fiyatların yükselmesinin nedenlerinden en dikkat çekeni, girdi maliyetlerini fırsata çevirme gayretidir. Ülkemizdeki ekonomik sıkıntılar girdi maliyetlerini etkilemektedir. Aslında girdi maliyeti üreticidedir ama maalesef bu tüketicinin sofrasına geldiğinde çok yükseliyor. Mesela patates soğan üreticiden 1 liralık bütçeyle çıkarken bizim soframıza 5-6 liraya geliyor. Girdide yaşanan bu problemler, desteklemelerin yetersizlikleri ya da niteliksiz üretici destekleri ve üretim planlamasına olan yetersizliklerin sonuçlarını yansıtıyor. Geçen yıl patatesi bölgemizde 30 kuruşa çiftçiden kimse almadı. Ne yazık ki üretici tarlasında dekarlarca alan sürmek zorunda kaldı, hasat bile yapmadı" dedi.

Üretici borca batıyor

Tüm bunların önüne geçilmesi için bölgesel üretim planlaması yapılması gerektiğini belirten Çiftçi, "Ne yazık ki üretim planlaması çok yetersiz. Üretimden kopuş söz konusu ve şu anda üretici, 3 milyon hektarlık bir alanda üretim yapmaktan vazgeçiyor. Girdi maliyetleri de çok yükselmiş durumda. Hükümetin 16 yıllık politikası sonucu da maalesef düzeltilmiş değil. Girdi maliyetleri yüzde 450- 500'lere çıktı. Burada bahsedilen tohum, gübre, ilaç yani üretimde kullanılan her türlü girdiden bahsediyorum. Bu girdilerin maliyetinin yükselmesi üreticiyi üretimden koparıyor ve üretici sürekli savruluyor sonra da borca batıyor. Bu da kaçınılmaz olarak tüketicinin sofrasına yansıyor" ifadelerini kullandı.

El değiştirmeler dengeyi bozuyor

Üretici fiyatları ile tüketici fiyatlarının arasındaki farklılıklara aracıların neden olduğunu vurgulayan Çiftçi, "Şu anda patates, soğanda yaşanan üretici ve tüketici fiyat farkları 5 kata çıktı. Bu farkın açılmaması için üreticinin doğrudan pazarlama kanallarına sahip olması gerekiyor. Direkt pazarlamayı üretici kendisi yapmalı ve bunun için de örgütlü olması gerekli. Üreticinin ürettiği ürün 2-3 el değiştirdikten sonra tüketiciye gelmemeli. Bu el değiştirmeler fiyatların dengesini bozuyor. Burada zincir marketler de fiyat politikalarında etkili. Fiyatları arttırıyorlar. Üretimde planlamanın olmaması ve üretimin örgütsüz oluşu fiyat politikalarını etkiliyor. Türkiye'de üretim ve tüketim kooperatifleri kurulmalı. Bu kanallar kurulursa fiyatların bu ani dalgalanmaları yaşanmayacaktır. Üretici ile tüketici direkt buluşmalı, arada aracı olmamalıdır" diye konuştu.

Çözüm politikayı yönetmekte

Planlı bir üretim politikasının tüm fiyat dalgalanmalarını yönetebileceğini ifade eden Ferdan Çiftçi, "Bir üretim planlaması gerekiyor. Bunun için de güvenilir istatik verilerine ihtiyaç var ve doğru politikaların uygulanması gerekiyor, mesela üreticinin nitelikli olarak desteklenmesi buna bir örnektir. Tarım kanununun belirlediği gayri safi milli hasılanın yüzde 1'inden az olamayacağı hükmünün yerine getirilmesi lazım. Şu anda üretici binde 5 destek alıyor. Bu desteğin dağılımı ve hangi ürüne ne kadar destek verileceği son derece önemli. Öncelikle ülkede kendi yurttaşlarının ihtiyacına göre üretim belirlenmeli ve ondan sonra ihracata yönelinmelidir. Öncelikli olarak bizim kendi yurttaşlarımızın sağlıklı, güvenli gıdaya uygun fiyatla ulaşmasını sağlamamız gerekiyor" dedi.

İklim fiyatları etkiledi

Pazarda fiyatların fazlaca yükselmesini, uzun süren kurak hava ya da ani doludan dolayı tarlalarda ve serada üretimin azalmasına bağlayan Pazarcılar Odası Başkanı Hamdi Erişen, "Domates tarlada iklim şartlarından dolayı zarar gördü ve üretim azaldı, bununla birlikte serada da üretim normalin altına düştü. Tüm bunlara ek olarak bir de ülkemizde domatesin ihraç edilmesi, fiyatların yükselmesine neden oldu. Patatese bakacak olursak, fiyatın şu an 6 liraya çıkmasının iki nedeni olduğunu söyleyebiliriz. İlki tabii ki olumsuz hava şartları oldu ama en önemli ikinci nedeni, geçen yıl üretimin fazla olmasıyla üreticinin elinde mal kalmasıydı" şeklinde konuştu.

15 gün sonra fiyatlar düşecek

Geçen yılın etkisinden dolayı bu yıl üreticinin ekimi azalttığını belirten Erişen, "Ege'de birçok bölgedeki üreticilerle irtibat halindeyiz. Üreticiler, domates ve patatesin fiyatlarının düşmesi için 10 - 15 güne ihtiyaç olduğunu söylüyorlar. Fiyatların bu kadar yükselmesi, üreticinin elinden çıkan malın birçok yere uğramasından kaynaklanıyor. Burada esas sorumlu devlettir diyebiliriz. Bugünkü mazot fiyatlarının artması üretimin pazarlama aşamasında nakliyede de fiyatın iki katına ulaşmasına neden olabiliyor. Bu döngünün içerisinde devletin kendisi de sorumludur" şeklinde konuştu.

KUTU

Rekolte düşük, ürün yetmiyor

Yağışın azalıp üretimin yavaşlamasından dolayı ithalatın artmasıyla fiyatlarda artış gözlendiğini vurgulayan patates ve soğan üreticisi Özer Özyürek, "Geçen sene İç Anadolu'nun Niğde, Nevşehir bölgesinde üreticiler patatesten çok büyük zarar ettiler. Maliyetinin altına bile satamadılar. Birçoğunun deposunda hala duruyor ürünler, tabii bunlar insanların yiyeceği türden bir ürün değil. Hayvan yemi olarak kullanılıyor olabilir. Dolayısıyla üretim miktarı alan olarak düştü. Şu an patates, Adana ve Ödemiş'ten çıkıyor, başka bir yerde yok. Önümüzdeki 2 - 3 haftaya kadar başka bölgelerde de çıkmaya başlayacaktır. Bu zamana kadar herhangi bir düşüş yaşanmayacaktır. Afyon'da çıkmaya başlayan patatesin alan başına düşen rekoltesi yüksekse o zaman biraz fiyatlar durur ve geriler. Sonra İç Anadolu Bölgesi'nde de çıkmaya başlar ve fiyatlar düşer. Soğan kışın aşırı yağıştan dolayı hastalık yaptı. Adana'da soğanın giriş miktarı azaldı, rekolte düşük, ürün yeterli gelmiyor. Bunun fiyatını düşürecek üretim yeri şu anda Amasya'dır. Arkasından Polatlı ve Ankara takip edecektir." dedi.