Tire'deki kızılçam ormanlarıyla kaplı Kartal Dağı'na yıllık 500 bin ton kapasiteli mermer ocağı kurulması için ÇED başvurusunun yapıldığının ortaya çıkması üzerine köylüler kurdukları ‘Kartal Dağı Koruma Platformu’nda tepkilerini dile getirdi. Tire’nin Mehmetler, Üzümler, Küçükkale, Büyükkale, Alaylı, Kurşak, Hasançavuşlar ile Aydın'ın kırsal Habibler mahallesinde yaşayanlar doğaya zarar vereceğini iddia ettikleri maden ocağının açılmaması için mücadele başlattı.

Kartal Dağı Koruma Platformu’nun Akyurt Mahallesi’nde düzenlediği basın açıklamasına köylüler, 'Temiz hava hakkımızdır', 'Ormanlarımız madenden daha değerlidir', 'Kartal Dağı'na, asırlık köyümüze dokunma" yazılı pankartlarla katılırken; CHP İzmir Milletvekili Bedri Serter, Tire Belediye Başkanı Salih Atakan Duran, İYİ Parti İzmir İl Başkanı Hüsmen Kırkpınar, Akyurt Mahalle Muhtarı Zihni Çetin ve çevreciler hazır bulundu.  

'ACİLEN MİLLİ PARK VE SİT ALANI İLAN EDİLMELİ'

Kartal Dağı'nın doğası ve endemik yapısının korunması gerektiğini belirten Platform Sözcüsü Zeynel Aydın, tarihi kalıntılar nedeniyle bölgenin arkeolojik SİT alanı ilan edilmesi gerektiğini söyledi. Aralık ayında bir çam ağacı dalının usulsüz kesilmesinin ardından başlattıkları mücadelede bugün daha güçlü olduklarını ifade eden Aydın" “Bu mücadeleyi, inançla kazanacağız. Havamıza, doğamıza, toprağımıza, yaşam hakkımıza sahip çıkıyoruz. Müze müdürlüğü, alanda Helenistik döneme ait olduğu düşünülen bir tapınak ortaya çıkarttı. Henüz tescili yapılmadı. Kartal Dağı’nın acilen doğası ve tarihi eserleriyle birlikte koruma altına alınarak milli park ve arkeolojik sit alanı ilan edilmesini istiyoruz."

'YANLIŞTAN DÖNÜLMELİ'

Tire Belediye Başkanı Salih Atakan Duran da  "Bölge ağacıyla, bitki örtüsüyle, su kaynağıyla cennet. Atalarımızdan yadigar. Bizler de çocuklarımıza aynı şekilde bırakmakla yükümlüyüz. Çevreye duyarlı herkes bu yanlıştan dönülmesini istiyor" dedi.

'TEK GEÇİM KAYNAĞIMIZ BAĞIMIZ, BAHÇEMİZ'

Kartal Dağı Koruma Platformu üyelerinden Ümmü Akkor (53), maden ocağı faaliyete geçtiğinde köylünün tek geçim kaynağı incir ve zeytin ağaçlarının yetişmeyeceğini belirtti. Köylerinde maden ocağını istemediklerini ifade eden Akkor, “Gelir kaynağımız bölgede yetişen incir ve zeytin ağaçları. Bu ağaçları, maden ocağı için kestiğimizde başka gelir kaynağımız kalmayacak. Hayatımızı buradan kazandıklarımızla sürdürdük, çocuklarımızı okuttuk, evlendirdik. Zeytin ve incir ağacı tozu toprağı sevmez; ağaçlarımız kurur" diye konuştu.

‘İNCİR VE ZEYTİN AĞACINA DOKUNMA’

En önemli gelir kaynakları; incir ve zeytin ağacına kimsenin dokunmasını istemediklerini söyleyen mahalle sakinlerinden Emine Nizam (62) ise "Çocuklarımız hayatlarını nasıl kazanacak? Şehirde çocuklarımız ne yiyip ne içecek? İncir, zeytin buralarda bol yetişir. Maden ocağı açıldığında bu ağaçlar artık yaşayamaz, su kaynaklarımız kirlenir” ifadelerini kullandı.

Selfet Sönmez (60) de maden ocağı yapılmasına izin vermeyeceklerini hatırlattı.