FATİH ÖZKILINÇ- Türk Tabipler Birliği’nin çağrısı ile 81 ilde “Yaşam Hakkımızdan Vazgeçmiyoruz, Ölümleri Durdurun” başlıklı ortak basın açıklaması yapıldı. Basın açıklamasının İzmir ayağında İzmir Tabip Odası Genel Sekreteri Nuri Seha Yüksel ve Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Süleyman Kaynak, İzmir Tabip Odası Konferans Salonu’nda basın açıklamasını gerçekleştirdi. Pandeminin 400’üncü gününde 403 sağlık çalışanının hayatını kaybettiği ve her gün 1 sağlı çalışanının yaşamını yitirdiği dikkat çekildiği açıklamada, iktidara uyarı, topluma ve bilim insanlarına çağrıda bulunuldu.

 

Tedbirler paketi halkı oyalama paketidir

Basın açıklamasını okuyan İzmir Tabip Odası Genel Sekreteri Nuri Seha Yüksel, iktidarın pandemi sürecini yönetemediğini belirterek, “Pandemi yoksulları ve işçileri vurmaktadır. Her gün bir uçak dolusu yurttaşımızı toprağa veriyoruz. Her gün ortalama bir ilimizin nüfusu kadar yurttaşımızı hasta eden pandemiyle ve pandeminin kötü yönetimiyle karşı karşıyayız. İktidar bilimin, meslek örgütlerinin sesine kulağını tıkamakta, sermayenin çıkarlarına uygun kararları uygulamaktadır. Bu tedbirler paketi halkı oyalama paketidir. COVID-19 pandemisi üçüncü ve en büyük pikini yapıyor. Günlük vaka sayıları 60 bini aştı, can kayıpları gerçek rakamların ancak üçte birini yansıtan resmi rakamlarda bile 300’e yaklaştı. Hastanelerimiz COVID-19 hastalarıyla doldu, yeni açılan servisler dahi ihtiyacı karşılamaya yetmiyor, yoğun bakımlarda yer bulunamıyor. Her gün çaresizlik içinde yeni ölümlere tanıklık etmekten tükeniyoruz. Bu tablodan sadece COVID-19 hastaları değil, COVID-19 dışı hastalarımız da mağdur oluyor, ertelenemez sağlık sorunları için gereken hizmete ulaşamıyorlar” dedi.

İktidara uyarı!

İktidarı uyarmak, topluma çağrıda bulunmak için “Yaşam Hakkımızdan Vazgeçmiyoruz! Ölümleri Durdurun!” dediklerini ifade eden Yüksel, uyarı ve önerilerini sıralayarak şöyle konuştu:  Mevcut sağlık politikalarının başarısızdır,  yeni bir sağlık sistemi kurulmalıdır. Pandemi ile mücadele, derhal geniş katılımlı yerel pandemi kurullarına devredilmelidir. Bilimsel kriterlere uygun filyasyon çalışmalarına hızla başlanıp salgının ilk kaynağına ulaşılmalı, bireyler hastalanmadan veya hastaneye gelmeden gerekli adımlar atılmalıdır. Çalışanlar sosyal ve ekonomik hiçbir kayba uğratılmadan işyerleri derhal kapatılmalıdır. En az 14 gün, tercihen 28 gün zorunlu üretim alanları dışında çalışanlar hiçbir şekilde mağdur edilmeden çarklar durdurulmalıdır. Uluslararası dolaşım en aza indirgenmeli ve yalnızca çok gerekli şartlarda olmalı, yurtdışı seyahatlerinde 14 gün karantina uygulanmalıdır. Aşılamada hedef toplumsal bağışıklık olmalıdır. COVID-19’un meslek hastalığı kabul edilmeli, halen atanmayı bekleyen ve KHK ile gerekçe gösterilmeden ihraç edilmiş tüm sağlık çalışanları hızla salgınla mücadelede yerlerini almalı ve sağlık çalışanları dinlendirilmelidir.”

Topluma çağrı

Topluma ve bilim insanlarına çağrıda bulunan Yüksel, “Bilim insanlarına çağrımızdır: Verilerin kamuoyu ile paylaşılmadığı, bağımsız bilimsel çalışmaların engellendiği şartlarda sınırlı sayıda da olsa eldeki mevcut verileri ile ülkenin, bölgelerin, risk gruplarının özgün durumlarının gösterilmesi gerekir. Bilim insanları yayın üretme konusunda Bakanlığın çizdiği çerçevenin dışına çıkmalıdır. Hekimlerin meslek örgütü TTB bilimsel sorumluluğu almaya hazırdır. Topluma çağrımızdır ise, sosyal haklarımızın korunması, temel gıda, su, ısınma, barınma, temizlik ihtiyaçlarınızın karşılanması salgınla mücadelede iktidarın görevidir. Temiz hava, güneş ve fiziksel hareketliliğinizi sağlayacak alanlar ve düzenlemeler organize etmek yine iktidarın sorumluluğundadır. Ekonomik çıkarlar için sağlığımızı hiçe atarak çalıştırıldığımız işyeri ortamlarına gitmemeyi talep etmek en doğal sağlık hakkı talebimizdir. Hareketliliği azaltıp bulaşı önlememiz için ekonomik destek, zamanında aşılanma, şeffaf bilgi edinme yurttaşlık haklarımızdır” ifadelerini kullandı.