İzmir'de görülen uyuşturucu davasında çok ilginç bir karar çıktı. Geçtiğimiz 6 Şubat'ta polis bir ihbarı değerlendirerek bir otomobili durdurdu ve arama yaptı. Otomobilden 2 bin 860 ekstasy uyuşturucu hap çıktı. Araçta bulunan kişiler tutuklanarak hapise konuldu. Tutuklanan şahıslar hakkında 7.5 yıl ile 22.5 yıl hapis istemi ile dava açıldı ve sanıklar ilk duruşmadan önce serbest bırakıldı. Duruşmada ise sanıklardan birinin avukatı polislerin mahkemeden arama izni olmadan arama yaptığını ve izni Kaymakamlıktan aldığını belirtti. Davanın savcısı da aramanın usulsüz yapıldığını söyledi ve arama yapan polisler hakkında görevi kötüye kullanmak suçlaması ile suç duyurusunda bulunulması gerektiğini söyledi. Hakim de sanıkların tahliyesine ve polisler hakkında suç duyurusunda bulunulması gerektiği kararını vererek davayı sonlandırdı.

Geçen 6 Şubat'ta, bir ihbarı değerlendiren İzmir Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, Atatürk Stadı arkasında bulunan metro istasyonu önünde bir otomobili durdurdu. Otomobilde arama yapan ekipler, bagajda 2 ayrı poşette, 2 bin 860 ekstasy uyuşturucu hap buldu. Araçtaki Burak T., Ercan Y., Oğuz Şükrü T. ve Deniz Y. gözaltına alındı. Deniz Y. dışındaki üç şüpheli tutuklandı. Dört kişi hakkında 'uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama' suçundan 7.5  ile 22.5 yıl arasında hapis cezası istemiyle dava açıldı. Tutuklu 3 sanık da ilk duruşmadan önce tahliye edildi.

SUÇLAMAYI KABUL ETMEDİLER

İzmir 7'inci Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki davanın duruşmasına, tutuksuz 4 sanık ile avukatları Tolga Turgut, Feyzi Oylupınar, Arif Yiğen ve Mahmut Yılmaz katıldı. Sanık Burak T. suçlamayı kabul etmediğini belirterek şöyle dedi:

"Araba annemin. Olay günü kız arkadaşım olan sanıklardan Deniz, misafir olarak bana geldi. Ben gündüzden itibaren içmiştim. Bu yüzden arabayı Ercan kullanıyordu. Arabanın içinde de içmeye devam ettik. Ercan'ın bayan arkadaşı işten çıkacaktı, onu da alıp eğlenmeye gidecektik. Polisler bizi durdurdu. Ben çok alkollüydüm. Polisler aracın bagajından bir torba çıkardılar. Uyuşturucu maddenin burada olduğunu söylediler. Benim üzerimden bir şey çıkmadı. Bana ait olmadığını söyledim. Oğuz, arabaya binerken 'abi bagaj açık mı paltomu bırakacağım' demişti. Arabanın bagajında bulunan uyuşturucu ile benim bir ilgim yok."

'SEN BEKARSIN, CEZAEVİNDE SANA BAKARIM'

Sanık Oğuz Şükrü T. ise kendisine cezaevinde Ercan'ın, "Bana bak birader, bu işi birisi kabul edecek" dediğini, kendisinin ona "Ben zaten 10 yıl cezaevinde yattım, yeni çıktım, ben kabul etmem" dediğini öne sürdü. Ancak "Sen bekarsın, ben evliyim, ben sana bakarım' demesi üzerine onun yazdığı dilekçeyi imzaladığını, el yazısının Ercan'a, imzanın ise kendisine ait olduğunu söyledi, beraatini talep etti. Diğer iki sanık da suçlamayı kabul etmedi.

MAHKEME KARARI OLMADAN ARAMA YAPILMIŞ

Sanık Oğuz Şükrü T.'nin avukatı Tolga Turgut savunmasında, sözkonusu araçta mahkeme kararı olmadan arama yapıldığını belirterek şunları söyledi:

"Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 120'inci maddesine göre usulsüz arama suç olarak nitelendirilmiştir. Bu nedenle bu dellilere itibar edilmemesi gerekir. Elde edilen deliller yasak delil niteliğindedir. Bu nedenle delil olarak kullanılamaz. Kaymakamlığın bu konuda emir ve izin verme yetkisi yoktur. Bu sebeple tüm sanıklar hakkında bu hususun değerlendirilmesi gerekir. Benim müvekkilim hakkında beraat kararı verilmesini talep ediyorum."

SAVCI DA 'KANUNSUZ ARAMA' DEDİ POLİSLERİ SUÇLADI

Duruşma savcısı Berkant Karakaya mütalasında, savcı kararı ve mahkemeden arama kararı alınarak adli arama yapılması gerekirken, kanun ve yönetmenliklere aykırı olarak yetkisiz kaymakamlığın arama kararı ile kanunsuz delil toplandığını belirtti. Yargıtay Genel Kurulu kararlarında, delilin sadece kanunsuz aramadan ibaret olduğu durumlarda geçersiz sayılmasının irade olarak belirtildiğini vurguladı. Bu nedenle polisler hakkında görevi kötüye kullanmaktan suç duyurusunda bulunmasını, her ne kadar hakim kararına dayanmasa da çok vahim miktarda, 2 bin 860 adet uyuşturucu hap ele geçirildiğinden, sanıklardan Deniz Y. dışındakilerin cezalandırılmalarını talep etti.

SANIKLARA BERAAT, POLİSLERE SUÇ DUYURUSU

Hakim Cengiz Çoban başkanlığındaki mahkeme heyeti, sanıkların isnat edilen suçu işledikleri sabit olmadığından ayrı ayrı beraatlerine karar verdi. Sanıklara, cezaevinde yattıkları süre için tazminat davası açma haklarının bulunduğu hatırlatıldı. Polis memurları hakkında, TCK'nun 120'nci maddesi gereğince, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunulması, ele geçilen 2 bin 860 adet 'maymun kafası' şeklindeki uyuşturucu hapların müsadere edilmesi kararlaştırılarak, dava bitirildi.

Avukat Tolga Turgut, davanın başından beri, yapılan aramanın kanuna aykırı olduğunu belirttiğini, mahkemenin de sonunda istemleri doğrultusunda karar verdiğini, bu kararın emsal oluşturacağını söyledi.