Menderes'de 17 dönümlük arazi üzerinde yaklaşık 50 yıldır anlaşamayan ve görülen davada bir çözüme ulaşamayan tarafların yaşadığı uyuşmazlık, arabuluculukla sona erdi. Menderes ilçesi Çatalca köyünde bulunan 150 dönümlük arazinin 17 dönümü üzerinde yaklaşık 50 yıldır "kadastro ve ayırma ihtilafları" nedeniyle anlaşamayan akrabalar, 2018 yılında "tapu iptali ve tescil" davası açtı. Davada bir çözüme ulaşılamaması üzerine 6 davacı ve 41 davalı, hızlı bir çözüme ulaşmak için mahkeme içi arabuluculuğa başvurdu. Konuya ilişkin açıklama yapan arabulucu avukat Metin Altmışkara, yaklaşık 150 dönümlük arazi üzerinde 4 kardeşin yıllar önce anlaşıp kendi yerlerini ayırdığını, aralarında rızaya bağlı taksim yaptıklarını ancak sonraki nesiller devreye girdiğinde birtakım ihtilafların çıktığını dile getirdi. Sonraki nesillerde değişik gerekçelerle "ben burayı satarım, burayı ekerim, burada benim de hissem var" şeklinde tartışmalar yaşanması nedeniyle tapu iptal ve tescil davası açıldığını ifade eden Altmışkara, davayla istenilen sonuca ulaşılamayınca konunun arabuluculuğa taşındığını belirtti.

İhtilafın kökeni 50 yıl

Büyük çoğunluğu köyde olan taraflar için gizliliği sağlayarak köy kahvesinde arabuluculuk toplantısı gerçekleştirdiklerini ifade eden Altmışkara, şunları kaydetti: "50 yıl önceden açılmış davalar var. Kadastro ihtilafları olmuş, ayırma ihtilafları olmuş, en son açılan dava, 1 yıl önce ise de ihtilafın kökeni 50 yıl. Burası 150 dönüm bir yer ancak başvurucular 17 dönümlük bir yerin kendilerinin olduğunu iddia ediyor. Başvurucular taleplerinde 'Biz zaten yıllardır burayı kullanıyoruz, diğer mirasçılar da hak iddia edebilirler. Bu nedenle tapumuzu ayırmak istedik.' diye mahkemeye ve dolayısıyla arabulucuya müracaat ettiler. Görüşmeler sonucu 6'sı davacı olmak üzere 47 kişi, bu 17 dönümü bağımsız tapu haline getirdiler. Tarafların talepleri arabuluculuk zaptı ile anlaşma belgesine bağlandı ve hakim de bu anlaşma belgesine göre karar verdi."

Oturup konuşarak karar verdiler

Tarafları uzlaşmaya çağırmak için aralarındaki duvarları kaldırmalarını, birbirlerini anlamaya çalışmalarını rica ettiğini dile getiren Altmışkara, görüşmeler sonunda tamamı akraba olan tarafların sorunu aslında oturup konuşarak çözebileceklerini gördüklerine dikkati çekti. Yaşanan örneğin arabuluculuk mekanizmasının toplumsal barışa katkı sağladığını da gösterdiğine işaret eden Altmışkara, sözlerini şöyle sürdürdü: "Rahat bir ortamda çay, kahve içerek duygu ve düşüncelerini anlattılar, 'kararı kendimiz verdik' dediler. 'Mahkemelere gittiğimizde 3 sonuçlu kararlar çıkıyordu, ya kazanıyorduk ya kaybediyorduk ya da kısmen kabul, kısmen ret oluyordu. Bir sürü paralar harcıyorduk' dediler. Bu olaydan sonra bir çoğu barıştı. Mahkemelerde davalı veya davacı olmanın huzursuzluğu yerine ihtilaflarını kendilerinin çözerek daha mutlu olmanın sonuçlarını yaşadılar."