Zeynep Kaya- İzmir Kadın Emeği Platformu sözcüsü Hazal Beytaş, müftüye nikah yetkisi verme yasasıyla ilgili 'Makyaj ve göz boyamayla getirilmek istenen yasa, tecavüz yasasıdır' diye belirterek, 'Bu yasalarla çocuk yaşam boyu tecavüze uğrayacak. Yakın zamanda bizim ülkemizde tecavüzün suç olup olmayacağını tartıştığımız sürece girmiştik. Ben buna ortaçağ karanlığı diyorum. 14 yaşında bir çocuk evlendirilemez. 14 yaşında bir çocuğa tecavüz eden kişi suçludur. Tecavüzcüye yeterli ceza verilmediği gibi bir de yasallaşması söz konusuydu. İptal oldu. Ama biz bu yasayı başka kılıflarla önümüze getireceklerini biliyorduk. Birkaç ay önce bazı kanunlarda değişiklik yapılmasıyla ilgili yasa tasarısı sunuldu. Bu tasarı il ve ilçe müdürlüklerine evlendirme yetkisi veriyor. Bu yasa tasarısı sadece erken ve zorla yaptırılan evliliklerin önünü açmıyor, çocuk tecavüzlerinin de önünü açıyor. Kadınlar olarak bunu kabul etmiyoruz. Ülkemiz adına bunlar modern dünya önünde utanç verici bir mesele' diye konuştu. Beytaş, kadınlarla ilgili konuların gündemde çokça tutuluyor olmasının kadınları rahatsız ettiğini belirterek, 'Ülkede çözülmesi gereken onlarca mesele varken kadınlarla neden ilgileniliyor? İstihdam alanlarında ve din konularında çıkarılan yasalarla tüm yetkiler erkeklere verilmek isteniyor. Kadınlar eve hapsedilecek obje değil. Kadınlar güçlü bir varlık. Kadın özgür olsa yer yerinden oynayacak. Kadının eli kolu yasalarla bu kadar bağlanmasa ve istihdama tam olarak katılabilse, erkeklerin kendi alanları biraz azalacak. Kadın  işte o zaman kendi gücünü gösterebilecek. Bu sistemi tam olarak oturtamadık. Benimsettik ama yeteri kadar düzene oturtamadık' dedi.


'Devredilemez Ebeveyn İzni' İstiyoruz


Mevcut politikaların laik ve demokratik haklara saygılı anlayış yerine din kılıfı içerisinde empoze edildiğini söyleyen Beytaş, 'Baskıcı, dayatmacı, istismarcı bir anlayışın getiriliyor olması biz kadınları üzüyor' diye belirterek, 'Kadınların günümüzde kazanmış olduğu konum yetersiz. Çünkü kadınlar halen mücadele ediyor. Kadınların doğuruyor olması, ona annelik rolünün biçilmesine yetiyor. Kadın doğurmuşsa çocuğa da o bakacak gibi dayatılıyor. Biz doğum sonrasında aileye 'devredilemez ebeveyn izni' hakkının verilmesini istiyoruz. Doğum sonrasında çocuk 4,5 yaşına gelene kadar kadına, kısmi izin hakkı veriliyor. Bu annelik izni diye adlandırılıyor. Bu hak aslında devredilemez ebeveyn iznidir, annelik izni değildir. Doğumdan sonra yasalarda annenin de babanın da çocuğa bakma yükümlülüğü olmalı. Yalnızca anneye yüklenmemeliyiz. Doğan çocuğa karşı babanın da bakmım yükümlülüğünün olduğunu tüm toplumun anlaması gerek. Ebeveyn izni olduğu zaman  çocuğa sadece anne bakıyor ama 'Devredilemez Ebeveyn İzni' olduğu zaman çocuğa bir süre anne bir süre ise baba bakıyor. Anne bu süreçte sadece emzirmekle yükümlü kalıyor. Tüm toplum kadın ve erkeklerden oluşuyorsa her alanda paylaşımcı olmalıyız' diye konuştu.


'Yeni müfredat kadını incitiyor'


Yeni müfredat içerisinde kadınlarla ilgili incitici konulara yer verildiğini vurgulayan Beytaş, 'Ateistle evlenmeyin, evlilik iffetli bir toplum olma yolunda önemli bir adımdır, inançlı, dindar ve ahlaklı kişilerle evlenin, gizli nikah zinadır, dindar aile kurun gibi birtakım kadına yönelik saldırılar yer alıyor. Bunlar eğitim modeliyle çocuğun beynine yerleştiriliyor. Çıkarılan yasalarla kadını hedef aldıkları gibi, çok tartışılan bu yeni müfredatla da kadın düşmanı bir toplum yaratılmaya çalışılıyor. Biz bu kadın düşmanı yasalara karşı 2 Ekim'de İzmir, İstanbul ve Ankara'da kadınlar olarak eş zamanlı eylem yapacağız' diye açıkladı.