TBMM'ye sunulan  “Milletvekili Seçimi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”ni  değerlendiren  Siyaset Bilimci Prof. Dr. Tanju Tosun, barajın yüzde 7’ye çekilmesinin sembolik olsa da bir öneminin olmadığını ve teklifin küçük partileri, ittifaklar içindeki büyük partilerin aday listelerinden aday göstermeye zorlayacağını söyledi. Tosun, bu kanun teklifinin tek amacının DEVA Partisi ve Gelecek Partisi'nin önünü kapatmak olduğunu da sözlerine ekledi

FATİH ÖZKILINÇ- Adalet ve Kalkınma Partisi(AK Parti) ile Milliyetçi Hareket Partisi(MHP), bir süredir üzerinde çalıştıkları ve kamuoyu gündeminde tartışılan seçim barajını yüzde 10'dan 7'ye düşürecek olan “Milletvekili Seçimi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”ni önceki gün Türkiye Büyük Millet Meclisi(TBMM)’ne sundu. 15 maddelik teklifin TBMM’ye sunulmasının ardından Siyaset Bilimci Prof. Dr. Tanju Tosun, kanun taslağına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Temsilde adaletsizliği artıracak

Seçim barajının yüzde 7’ye çekilmesinin temsilde adalet açısından hiçbir şey ifade etmediğini dile getiren Prof. Dr. Tosun, “Milletvekili Seçimi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nde ittifak oylarının devre dışı bırakılarak yüzde 7’lik bir baraj ve oyların sandalyeye dönüştürülmesi noktasında hesaplamada her partinin oyunun dikkate alınması en büyük olumsuz etkiyi küçük partilere yapacak. Kamuoyu araştırmalarında oyları yüzde 1 ile 4 arasında değişen küçük partiler en olumsuz biçimde bundan etkilenecek gözüküyor. Bu değişiklik özellikle küçük partileri ittifaklar içinde yer almaya ama aynı zamanda ittifaklar içinde büyük partilerin aday listelerinden aday göstermeye zorlayacak. Başka bir yöntem gözükmüyor. Küçük partilerin parlamentoda temsil edilmesi için mutlaka büyük partilerin aday listelerinde adaylarının yer alması gerekiyor. İttifak oylarının hesaplanmasına dayalı sistemde küçük partilerin büyük partiler karşısında pazarlık gücü daha fazlaydı fakat yeni düzenlemeyle pazarlık gücü tamamen kaybolmuş durumda. Seçim barajının yüzde 7’ye çekilmesi temsilde adalet açısından hiçbir şey ifade etmiyor. Yüzde 10 ile yüzde 7 arasında özellikle küçük partilerle büyük partiler arasında oy marjının çok açık olması ve küçük partilerin yüzde 7’nin altında kalması dolayısıyla barajın 7’ye çekilmesinin sembolik olsa da bir önemi yok. Oyların sandalyeye dönüşme yöntemi eğer partiler seçime tek başlarına katılmak isterlerse temsilde adaletsizliği arttıracak bir düzenleme” dedi.

Küçük partileri ittifaklarda önemsizleştiriyor

Teklifin bir oy oranı düşük bir siyasi partinin ayrı tüzel kişi olarak ittifak içinde seçime katılmasını ortadan kaldırdığını ifade eden Prof. Dr. Tosun, “Teklif ittifak içerisinde küçük partileri önemsizleştiren bir ittifak türüne kapı açıyor. Küçük partilerin adaylarının büyük partilerin listesinden aday gösterilmesi de bir ittifaktır” diye konuştu.

Küçük partilerin tek şansları var


Milletvekili Seçimi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin yasalaşması ve 2023 seçimlerinde partilerin adaylarının ortak liste içerisinde yer almaması halinde küçük partilerin parlamento içerisinde yer almasının çok zor olduğunu kaydeden Prof. Dr. Tosun, “Seçimlere 15 ay gibi bir zaman var. Küçük partilerin bu süreçte ciddi bir sıçrama yaparak yüzde 7’ye ulaşması mümkün görünmüyor. Bu teklif ittifak oylarının sandalyeye dönüşmesine de imkân vermediği için bir avantajı var. Özellikle AK Parti, MHP, BBP'nin yer aldığı Cumhur İttifakı’na birde Yeniden Refah Partisi’ni dahil edersek oylarını daha fazla artırma olasılığı mevcut koşullar içerisinde görünmüyor. Tabii ki bu durumda 20 yıllık iktidarın yıpranmışlık ve ekonomik kriz de etkili. Millet İttifakı’nda ise küçük partiler ortak liste ile İYİ Parti ya da CHP listelerinden aday olması durumunda parlamentoda daha fazla temsil edilme imkanı var. Bu değişikliğin amaçlarından bir tanesi AK Parti’den ayrılanların kurduğu DEVA Partisi ve Gelecek Partisi’nin önünü kapatmak. İkincisi de Millet İttifakı’na özellikle AK Parti'den kopan muhafazakar seçmenin yönelmesini önlemek. Çünkü küçük partilerin tek şansları var. O da ortak listeden aday göstermek. Ortak liste dışında bir alternatif bırakılmadığı için muhafazakar seçmen kendi partilerinin milletvekili adaylarının CHP listesinden gösterilmesine olumlu bakmaz diye düşünüyorlar. Ama İYİ Parti listelerinden aday gösterilmeleri durumunda tablo değişebilir. 2018 seçimi sonuçlarında partilerin aldıkları oy oranlarına göre hesaplandığında Millet İttifakı için dezavantajlı bir durum. Ama bugün gelinen noktada partilerin 2018’de aldığı oy dağılımında çok ciddi değişikler olduğu için ortak listelerlerle seçime gidildiği takdirde potansiyel olarak Millet İttifakı bileşenlerine olumlu yansıyabilir” şeklinde konuştu.

İzmir’de CHP ve İYİ Parti oylarını artırır

2023 genel seçimlerinde İzmir’de de Memleket Partisi, Deva Partisi,Gelecek Partisi gibi oy oranları yüzde 7'nin altında olan partilerin temsilcilerinin parlamentoya girmesi için CHP ya da İYİ Parti listelerinden seçime girmesi gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Tosun, bu durumun CHP ve İYİ Parti oylarının daha da yükselteceğini ve parlamentoda daha yüksek temsili sağlayacağını söyledi.