FATİH ÖZKILINÇ- Kadına karşı şiddet ve kadın cinayetleri, Türkiye'nin kanayan bir yarası olmaya devam ediyor. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü bu yılda milyonlarca kadın buruk geçiriyor. Türkiye'de kadına yönelik şiddetten ölen kadınların anısını yaşatmak için internet üzerinden kurulmuş olan anitsayac.com verilerine göre 2020 yılında 408, yılbaşından bu yana ise 67 kadın, uygulanan şiddet sonucu yaşamını yitirdi. Ülkemizdeki kadına yönelik şiddet ve kadın haklarıyla ilgili açıklamalarda bulunan Kadın Haklarını Koruma Dernekleri Federasyonu Ege Temsilcisi Engin Demir, Türkiye’de karar aşamalarında yeterince kadının olmadığını ve görüşlerinin dikkate alınmadığı söyledi.

Türkiye’de kadın haklarının yasalarla korunduğunu ancak uygulamada sıkıntı yaşandığını ifade eden Demir, “Birleşmiş Milletlerin son kararlarında ele alınan en önemli konu kadına yönelik şiddet.  Her yerde kadına şiddet var ama Türkiye’de daha fazla. Ülkemizdeki yasalar kadına şiddeti önleyecek şekilde hazırlandı. 4320, 6284 numaralı yasamız kadına yönelik şiddeti önlemek için hazır. İstanbul Sözleşmesi ile birlikte anayasanın 90’ıncı maddesinde yapılan değişiklikle uluslararası sözleşmelerin iç hukukun üstünde olduğu ifade edildi. Anayasanın 10’uncu maddesi kadın, erkek eşitliğini sağlamak için gayet uygun ama kadına şiddet önlenemiyor. Şiddeti önleyecek her türlü tedbir alınmış ama uygulamalarda sıkıntı var. Uygulamada sıkıntı yaşanmasının en önemli nedeni; uluslararası kadın ve erkek eşitliğine uymayan düşünce yapısının hâkim olması” diye konuştu.

Söz sahibi olmak istiyor

Karar konumlarında yeterince kadının olmadığını vurgulayan Demir, “Parlamentoda, karar aşamalarında yeteri kadar kadın yok. Dünyada kadınlara seçme ve seçilme hakkı veren 17’inci ülkeyiz. Ancak yüzde 99 Müslüman olan ve kadınlarına bu hakkı veren ilk ülkeyiz.  Fransa, kadınlara seçme ve seçilme hakkını bizden sonra verdi. İsviçre’nin son kantonu kadınlara, seçme ve seçilme hakkını 1976’da verdi. Ancak meclislerinde uluslararası kadın derneklerinin sözü geçiyor. Her yasa kadınlar için uygun mu diye denetleniyor. Kadınlar ciddiye alınıyor, görüşleri soruluyor. Biz seçme ve seçilme hakkını neden istiyoruz? Söz sahibi olmak için istiyoruz. Bizim ülkemizde ise kadınlar es geçiliyor” dedi.

Kadınlar kadınları korumalı

Bazı kadın parlamenterlerin de siyasi gerekçelerle kadınların haklarını korumadığını dile getiren Demir, “Kadınlar ilk önce kadın olmayı bilecekler. Kadınların ihtiyaçlarına cevap verecek ve onları eşit hale getirecek konular üzerinde durmalılar. Bulundukları siyasi partinin ideolojisini destekleyebilirler ama öncelikle kadın olduklarını unutmamalılar” şeklinde konuştu.

Kadınlar bilgilendirilmeli

Medyanın kadınları bilgilendirmede etkin olması gerektiğini aktaran Demir, “Televizyon programlarını kadınlar çok iyi izliyorlar. Ancak yapılan programlarla kadınlar oyalanıyor. Kadınlara bilgi vermek gibi bir amaç yok. Kadınların haklarının duyurulması ile ilgili programların olmasını istiyoruz” ifadelerini kullandı. İçişleri Bakanlığı'nın kadına yönelik şiddeti önlemek için son derece önemli uygulamalarının olduğunu da kaydeden Demir, kırsal bölgelerdeki kadınların bu uygulamaları bilmediklerini ve bunların duyurulması gerektiğini dile getirdi.