Bornova Belediyesi Sağlık İşleri Müdürü Dr. Doğan Demir, yaşlı, gebe, loğusa ve bebeklerine sosyal tabanlı hizmet projesini hayata geçirdiklerini belirtti. Yaşlılara yönelik sağlık kontrolü, yatak çarşafı değiştirme, ev temizliği gibi hizmetlerin Türkiye'de artık daha yaygın olarak sunulduğunu, ancak kendilerinin gebe, loğusa ve bebeklere yönelik hizmetlerinin de bulunduğunu anlatan Demir, temel hedefin hayat standardını yükseltmek olduğunu söyledi.

Türkiye'de bebek ve loğusa bakım hizmetinin 1961 yılından bu yana sosyal hale getirilmeye çalışıldığını, ancak Bornova Belediyesi olarak sosyal tabanlı bir projeyi uygulamaya koyduklarını kaydeden Demir, şunları anlattı: "Biz bu işi bir risk yönetimi olarak algılıyoruz. Evlenmek üzere olan bir genç kız, çocuğunu yeni dünyaya getiren bir anne olana kadar süreci kontrol ediyoruz. Öncelikle sağlık risklerini tespit ediyoruz ve bebeğin gelişimini izliyoruz. İhtiyacı olan her tür sağlık ihtiyacına anında cevap vermeye çalışıyoruz. Sağlık durumuna göre eve ziyaret sıklığını belirliyoruz. Kansızlık, yüksek tansiyon gibi sorunlar varsa 7 ebe arkadaşımızın evi ziyareti de daha sık oluyor." Ziyaretler sırasında evdeki yaşam koşullarını da kontrol ettiklerine işaret eden Dr. Demir, hiçbir desteği olmayan gebe ve loğusaların ev temizliği hizmetini de ebelerin çağırdığı belediye ekiplerinin karşıladığını dile getirdi. Doğan Demir bebeğin gıda ve kıyafete gereksinimi olması halinde sivil toplum örgütleriyle işbirliği yaptıklarını söyledi.
    

Yanlış inanışlar yok ediliyor

    
Bornova Belediyesi Halkın Üniversitesi Toplum Kalkınma Merkezi'nde hizmet veren 7 ebeden oluşan ekibin, anneye çocuk bakımını öğrettiğini de kaydeden Demir, bölgedeki bazı geleneksel uygulamaların çok ciddi sorun olduğunu ifade etti. Ebelerin geleneksel uygulamayla çatışmadan yeni uygulamaya geçişi de anlattığını kaydeden Dr. Doğan Demir, şöyle konuştu: "Yeni doğan bebeğin ileride ter kokmamasını sağlamak amacıyla bebeği tuza gömen bazı ailelerle karşılaştık. Bu da cildin tahriş olmasına neden oluyordu. Geleneksel uygulamayla çatışmayacak şekilde yeni uygulamaya geçişi arkadaşlarımız sağlıyor. 'Kadının olduğu her yerde ebe de vardır' anlayışını yerleştirmeye çalışıyoruz. Diş buğdayı gibi bazı törenlerdeyse anne ve bebeğinin yanında oluyoruz."
    

"Adını yazmayı öğrettim"

    
Loğusa ziyaretleri sırasında bebeğin boyunu, ağırlığını ve fiziksel gelişimini kontrol ettiklerini söyleyen Ebe Özgen Özveren, alt açma, ateş ölçme gibi konularda bebek bakım eğitimi verdiklerini dile getirdi. Öncelikle hizmet verdikleri Altındağ bölgesinde göçle gelen kişi sayısının çok yüksek olduğuna dikkati çeken Özveren, "Erken yaşta evlilikler de çok yüksek. Normalde yaşı 15 olan, evlilik için yaşı 18'e yükseltilen 2 çocuk annesi bir loğusa vardı. Okuma yazma bilmediği için adını yazmayı öğrettiğim zamanlar oldu. Hastaneye gittiğinde en azından imza atmasını istedim. Böyle yaşam hikayeleriyle de karşılaşıyoruz" şeklinde konuştu.

Ebe Özgen Özveren'in ziyaret ettiği 20 yaşındaki anne Nazlı Eryılmaz da bebek bakımı hakkında daha önce hiçbir şey bilmediğini söyleyerek, şunları kaydetti: "Ebe abla bana çok yardımcı oldu. Hamileliğim döneminde çok korkuyordum, korkmamam için elinden geleni yaptı. Bebeğe nasıl bakmam gerektiğini öğretti. Bizim buralarda bebeği tuzluyorlar mesela. Ebe abla tuzlamanın doğru olmadığını söyledi. Ben de istemedim ama çevremin baskısı nedeniyle az da olsa tuz koymak zorunda kaldım. Yine de bebeğim Aras'ı büyütürken onun bana anlattıklarını uygulamaya çalışacağım."