Önce Denizli ve Aydın'da başladı.  Aydın'ın "dağlarından yağ, ovasından bal akmaz" oldu. (1) Ardından Salihli, Alaşehir bölgesi delik deşik edildi, sıranın İzmir'e geldiği anlaşılıyor.

Kısacası JES olarak bilinen jeotermal enerji santrallerinden söz ediyorum. Hani yenilenebilir, temiz enerji olarak öğrendiğimiz, onu da kirletmeyi başardığımız enerji elde etme yönteminden.
İzmir Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı; Çeşme'den, Seferihisar, Urla, Bayındır, Foça, Menemen ve Bergama'ya kadar İzmir'in 16 ilçesinde 33 jeotermal sahasını kiraya vermek için ihaleye çıkarmış. Açık teklif artırma usulüne göre yapılacak ihaleler 14 Kasım 2019'da İzmir Valiliği'nde yapılacakmış. İhale, "İzmir'de 1 milyon dönüm tarım alanı tehlikede" şeklinde haber oldu. (2)

Kirlilik potansiyeli

Aydın ile başladı dedim ya! Aydın artık çürük yumurta kokuyor. Temiz enerji olarak bildiğimiz JES'ler de kirli enerjiye dönüşebiliyormuş. Aydın'daki projeler için açılan iptal davalarında alınan raporlarda JES'lerin kirlilik potansiyeli anlatılıyor: "...Jeotermal enerji üretim tesislerinin fosil yakıt kullanımından daha az atmosferik kirlilik yarattığı ve göreceli olarak daha temiz enerji kaynakları olduğu, ancak, her ne kadar çevreye duyarlı bir jeotermal geliştirme ve iyi uygulama kullanılsa da bazı olumsuz çevresel etkilerinin de bulunduğu, çevresel etkilerin çoğunun yüksek sıcaklıklı jeotermal sistemlerden kaynaklandığı, en büyük etkilerin yüksek sıcaklıklı alanlardan kaynaklanmakta olduğu, olası sorunların büyük çoğunlukla jeotermal akışkanların kontrolsüz olarak boşaltılmasından kaynaklanabilecek yüzey ve yer altı suları kirlenmesiyle, toprak kirlenmesi ve dolayısıyla tarımsal alanlara olabilecek etkiler olduğu, jeotermal atık suların yüksek miktarlarda tuz (örneğin Na, SO4, vb), ziraat için zararlı maddeler (örneğin bor), fiziksel zehirli maddeler (örneğin arsenik) ve su kirliliği yapan maddeler (örneğin NH4 +, NO2, NO3-) içerebildiği, bu yüksek derişimlerin hem kullanılan yüzey ve yeraltı suları için hem de toprak için tehdit oluşturmakta olduğu..." (3).

Artık durdurmak zor

Bu bilimsel tespitler sonucunda mahkemeler iptal kararları verdi, ancak yargı kararları JES'çileri vazgeçirmeye yetmedi. Şimdi Valiliğin ve DSİ'nin desteği ile mahkeme kararlarını bypass etmeye çalışıyorlar. Salihli'de, yoğun toplumsal tepkiye, yargı kararlarına rağmen jandarma korumasında santral kurulmaya çalışılıyor. Yani ihale edilmeye görsün, ondan sonrasında durdurmak çok zor.
Aynı şeylerin Çeşme'de, Seferihisar'da, Urla'da, Bayındır'da, Foça'da, Menemen'de, Bergama'da, İzmir'de yaşanmasını istemiyorsak, on gün sonra yapılacak ihaleler için bir şey yapmalıyız. Önüne geçilmezse "İzmir'in dağlarında çiçekler açar" mı, ovasında sağlıklı sebze, meyve olur mu! Bilemem.

1 https://www.haberekspres.com.tr/aydinin-daglarindan-yag-ovasindan-bal-akmiyor-makale,4058.html
2 http://www.sonkaleizmir.com/haber/Izmir-de-1-milyon-donum-tarim-alani-tehlikede-Cevreciler-ayaga-kalkiyor-/69317
3 Aydın-Ilıcabaşı Mevkii'ndeki Ken-2 Jeotermal Enerji Santrali (24 MWe) projesi için verilen 05/11/2015 tarihli ÇED olumlu kararının iptali davasından