Yıllar önce gelen bir teklifle yön değiştirdi akademik hayatım. Uluslararası bir projede yer alacaktım. Halk sağlığı alanında edindiğim bilgi, deneyim yanı sıra İzmir Türk Kolejinde öğrendiğim iki yabancı dilden birini aktif kullanacaktım. Türk Amerikan Sağlık Araştırma Merkezi işbirliğinde başlayan proje Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Kanser Araştırma Ajansı ve Kanser Kayıtları Birliği işbirliğinde sürdü. Derken kurucu delegeleri arasında yer aldığım Asya Pasifik Kanserden Korunma Organizasyonu işbirliğinde kanser kontrolüne de yoğunlaştım. Her iki kuruluşla uzun yıllar birlikte çalıştık. Bilimsel toplantılar düzenledik. İlk kanser kayıt sempozyum ve Asya Pasifik ilk bölge toplantısının Ege Üniversitesi organizasyonunda İzmir’de yapılmasını sağladık. Deneyimleyerek de öğrendim ki güvenilir kanser kayıt veri tabanı olmadan kanser kontrol programından söz edilemez.

Kanser görülme sıklığını saptayan en doğru yöntem nüfusa dayalı kayıt sistemidir. Yani, belirli bir nüfusta ve sürede saptanan yeni olgular (insidans) o nüfusta ikamet eden bireyleri temsil eder. Bu sistemde veri aktif yöntemle toplanır. Yani, hasta dosyasında yer alan bilgiler sertifikalı elemanlar (kanser kayıt elemanı) tarafından uluslararası kurallara göre irdelenerek toplanır. Toplanan veri, temel bilgilerin yer aldığı standart forma (özet form) rehber kitaplar (kodlama, evreleme) kullanılarak özetlenir. Özetlenen bilgi bilgisayar ortamında denetlenir, çift bildirimler giderilir. Kalite kontrolü yapılan veri analize hazırdır. İleriye dönük araştırma planlanabilir. Ulusal ve uluslararası karşılaştırmalar yapılabilir. Kanser kontrol programı oluşturulabilir. DSÖ kanser kontrol programında; önleme/korunma, erken tespit-tarama, tanı ve tedavi, palyatif bakım/destek adımları yer alır. Bu adımlardan en önemlisi kanseri önleme/ korunmadır. Sağlığı geliştirmekten yana girişimlerin yerine getirilmesiyle kanserden de korunmak mümkündür. Ancak, önleme/korunma kadar kanserde erken tespitte önemlidir. Vücutta normalden sapan bir durum fark edilir edilmez hekime başvurulması, tanı ve tedavinin zamanında yapılmasını sağlayarak hayat kurtarır.
 
Ülkemizde kanser 1982 yılında bildirimi zorunlu hastalıklar sınıfına alınmış olmakla birlikte kanser kaydına dair istatistiklerin güvenilirliği sağlanamadı. Sağlık Bakanlığı 1991 yılında Kanser Savaş Dairesi Başkanlığı sorumluluğunda başlattığı insidans projesi ile kanser kayıt verisinin uluslararası standartlarda toplanmasını sağladı. Amaç, ulusal ve uluslararası karşılaştırmalara olanak sağlayacak güvenilir kanser kayıt veri tabanı oluşturmaktı. İzmir pilot il seçilerek ilk Ege Üniversitesi Kanserle Savaş Uygulama Araştırma Merkezinde başlatılan proje bir yıl sonra İl Sağlık Müdürlüğü bünyesinde kurulan İzmir Kanser İzlem ve Denetim Merkezine devredildi. Ege Üniversitesi uzun yıllar İzmir yanı sıra Türkiye’nin diğer illerinde başlatılan projenin teknik danışmanlığını üstlendi. DSÖ kanser kayıt kurs programının ders programına dönüştürülmesinde öncü oldu. Kanser Kayıt Prensipleri ve Yöntemleri adı altında okutulan bu ders ile 2000 yılından bugüne, sağlık hizmetleri meslek yüksekokulu tıbbi dokümantasyon programından, uluslararası standartta kanser kayıt verisi toplamayı öğrenmiş tıbbi sekreterler mezun edilmektedir.

Ülkemizde güvenilir kanser istatistiklerinden söz ediliyor ise Sağlık Bakanlığı tarafından İzmir’de başlatılan projenin başarısı önemlidir. Bu başarıda başta Ege Üniversitesi olmak üzere, Metropol hastanelerinin kanser kayıt birimi koordinatör ve elemanlarının payı yadsınamayacak kadar büyüktür. DSÖ, 1993 yılında İzmir’i diğer illerde başlatılacak proje için referans il göstermiş, ilk oluşturulan kanser istatistik verisini Beş Kıtada Kanser kitabında yayımlamıştır. Türkiye’nin tüm illerinde nüfusa dayalı kayıt sistemine geçiş 2013 yılında tamamlanmış olup, ilk oluşturulan ulusal kanser kontrol programı 2009-2015 yıllarını kapsar.