Atatürk Stadı ve Karşıyaka ile Çatalcaspor düellosu. Ilıman geçen günlerin birden bire soğuğa döndüğü gün... Yağmur bir taraftan, rüzgâr bir taraftan, soğuk bir taraftan, ıslak zemin bir taraftan. Futbol oynamak da izlemek de işkence gibi. Soğuklar önceden başlamış olsa, uyum sağlamak kolay olurdu ama birdenbire başlamasına uyum sağlamak kolay olmuyor.

***
Karşılaşmaya öncesi bilet gişesi önü. Bir taraftar, içlerinde deli dolu akan kanın kurbanı olmuş sanırım, çamurun içine düşmüş. Elbiselerindeki çamurdan kurtulmak için yağmurdan oluşmuş ufak su birikintisine girmiş, avucuna aldığı su ile temizlenmeye çalışıyor. Dolayısıyla elbiseleri ve ayakkabıları su içinde. Takımına olan aşkı için neler çekiyor.
Hazır su birikintisine değinmişken de, stadın yanındaki inşaat alanına da değinmeden geçmek olmaz. Yıllardır burada koca koca borular var. Tam da stadın önüne konmuş ve unutulmuş gibi. Pas içinde kalmışlar. Bir de yağan yağmurdan oluşmuş bir göl var. Stadın girişine ulaşmayı zorlaştırıyor. Stada yaya girmek isteyenler mecburen araç trafiğine açık yolun ortasından yürümek zorunda kalıyor. Bu rezil durumun bir an önce düzeltilmesi gerekiyor.
***
Karşıyaka alt sıralardan kurtulmaya çalışırken, Çatalcaspor'da hedef, zirveye yaklaşmaktı.
Oyun olarak her iki takım da ikiz kardeş gibiydi. Tıpa tıp benzer bir oyun sergilediler. Her iki takım da birbirine üstünlük sağlayamadı. Koştular, bastılar, çabaladılar ama hiç bir sonuç alamadılar. Sanırım kafalarda galip gelmek değil de, yenilmemek vardı ilk önce.
***
Zaman zaman güzel paslaşmalar olsa da çok fazla pas hatası yapıldı. Özellikle ceza alanı yakınlarında hiç bir pas yerini bulmadı. Rüzgârlı bir hava idi ancak zaman zaman esmeyi kesiyordu. İsabetli uzun pas yapmak da bu şartlarda çok zordu. Rüzgâr havadaki topu savuruyordu. Başarısız paslar neticesinde ne kanatlardan bindirmeler yapılabildi ne de ortalar. Karşıyaka başta olmak üzere pas tercihlerinde de hatalar yapıldı.
Baskılı oyun nedeniyle çok fazla uzun top oynamak zorunda kaldılar, bunlardan sadece 1 kere verim aldılar. 37. dakikada Karşıyaka, rakip yarı alanının orta sahaya yakın yerinden faul atışı kullandı. Ceza alanı içerisine gönderilen topu Hakan kafasıyla Harun'un önüne çok güzel bıraktı. Önünde seken topa var gücüyle vurdu, üstten çok farklı bir şekilde auta attı. Oysa topa bir kere dokunup önüne alsa ve sakince uzak köşeye isabetli bir vuruş yapsa, gol atabilirdi.
***
Kaleciler topu oyuna sokarken ağır hareket ettiler ama hiç bir oyuncu zaman geçirme uğraşı içine girmedi. Bir takım skor üstünlüğünü eline geçirse böyle olmazdı büyük ihtimalle.
Çok kısır bir maç izledik. Gol pozisyonu bir kaç taneydi sadece. Bir tanesine değinmiştim. Karşıyaka adına, bir tane de direkten dönen top vardı. 26. dakikada Onur'un kullandığı serbest vuruşta top, baraja çarptı ve yan direkten geri döndü. Karşılaşmanın son dakikalarında da Harun'un golü kaçırdığı noktadan bu sefer Çatalca'dan Deniz bomboşken vurdu, auta attı.
Sonuç olarak kalecilere neredeyse hiç iş düşmedi, üşümek dışında ve maç da golsüz beraberlikle sona erdi.
***
Karşıyakalı oyuncuların dikkat etmesi gereken bir detay var. Rakip presi yiyince, topu mecburen taca atmak istedi. Ancak gereksiz ayak uzatışlar ve gereksiz faullerle top rakibe geçmiş oldu. Her topa, gözünü kapatıp girmek olmaz.
***
Karşılaşmada Mustafa Aşan çok çaba gösterdi, bir şeyler yapmaya çalıştı ama her zaman 2-3 oyuncu ile mücadele etmek zorunda kaldı. Top ne zaman ayağına gelse kalabalık içinde kaldı.
Bazen tek bir pozisyonun bile önemi vardır, oyuncuyu değerlendirmek için. Çatalcalı oyuncunun geri pası biraz kısa düştü. Kaleci çıktı. Hemen Karşıyaka'dan pres geldi. Hakan sahanın diğer tarafındaki rakip oyuncuya doğru koşmaya başladı. Çünkü koştuğu kişi bomboştu ve normal şartlarda kalecinin ona pas atması lazımdı. Kaleci oraya atmasa da, hiç bir pozisyon olmasa da, Hakan'ın bunu görmesi, anlaması ve oraya koşması takdir edilecek bir hareketti. Bu aklını kullanan bir oyuncu olduğunu gösteriyor.
Harun kötü bir günündeydi. Çok pas hatası yaptı. Çok tutuktu.
***
Duraklama süresi gösterildi, her iki takım da oyuncu değişikliği yaptı. Neden duraklamaları beklediler, anlamadım. Bu tür değişiklikler genellikle zaman geçirmek için yapılır.