Karşıyaka evinde konuk ettiği Nevşehir Belediyespor'u 4-2 yenmeyi başardı.

Sezonun 2. yarısının ilk maçıydı. Karşıyaka yeni transferleriyle boy gösterecekti. Kısa hazırlık döneminde takıma nasıl uyum sağlayacakları merak konusuydu. Takım iyi oynamıyordu ve futbol anlayışının değişmesi de gerekiyordu.
Nevşehir 9 haftadır yenilmiyordu ve bu özgüvenle galip gelip Play-Off hattına girmek istiyordu. Çekişmeli bir karşılaşma olacağı belliydi.
***
Müsabakaya Karşıyaka iyi başlayan taraftı. 3. dakikada Ali Say karşı karşıya kaleciyi geçemedi. Konuk takım ilk kez kaleye gidip, korner kazandı ve 11. dakikada öne geçti. Bu golün ardından müsabakaya denge geldi. Nevşehir çok iyi paslaştı. Öyle ki 2 hatta 3 kişi baskı yaparken bile bir şekilde pasla o presi aşmayı başardı. 24. dakikada beraberlik geldi ancak 27. dakikada Dilaver'in ortasına kimse dokunamayınca skorda denge yeniden değişti.
2. yarıya Nevşehir önde başladı ama futbol olarak arkada. İlk yarıdaki güzel paslaşan takım sahada yoktu. Tam tersi olarak daha çok koşan, daha sert oynayan, daha çok isteyen bir takım kimliğine bürünmüştü rakibi. Böyle olunca tek kale bir müsabaka izlemeye başladık. Yetenekli ayaklar sahneye çıktı, 3 gol attı ve maç 4-2 yeşil kırmızılıların üstünlüğüyle sona erdi.
***
İki takım arasında bazı farklar vardı. Takım oyunu olarak Nevşehir daha iyiyken, bireysellikle ve fizik üstünlükte Karşıyaka üstün olan taraftı.
***
Karşıyaka'nın orta sahası olmadığını ve ileriye mecburen uzun toplarla çıkmak istediğini her yazımda belirtmiştim. Ama bu mücadelede bunu bir nebze aştığını gördük. Yeni transferlerden sol orta saha Ali Say ve sağ orta saha Yılmaz defansa yakın oynayarak ileriye çıkılmasında oldukça yardım ettiler. Bunların yanında Mustafa Aşan'a yardımcı olarak Onur da geriye gelerek orta sahayı kalabalıklaştıran isimlerin arasına girdi. Ali ve Yılmaz'ın ayaklarının iyi olması, rahat adam eksiltmeleri de eklenince 'bu takım başarılı olur' dedirtti. İkisinin performansı bu ligin üzerindeydi.
Nevşehir için söylenecek şey çok iyi pas yapmaları olacak. Ama 2. yarı sanırım 2-1 önde olmaları oyunlarını etkiledi. Skoru koruma derdine düştü, rakibi de vites yükseltti, yenilmek kaçınılmaz oldu. Bunların yanında sert oyuna yeterince cevap veremediler, hakemle çok oynamaya başladılar. Ve neticesinde 80'de Gökhan İravul 2. sarı karttan oyun dışı kaldı. 3-2 yenik durumdaydı ve tepki vermesi beklenirdi, bu kırmızı kart yüzünden teslim olmak durumunda kaldı.

Göztepe havlu mu attı?

Öğle Karşıyaka'nın maçını stattan izledikten sonra akşam da Göztepe Gürsel Aksel Stadyumu'ndaydım. Göztepe seyircisi ceza sebebiyle yerini alamasa da Sakarya taraftarları kendilerine ayrılan yeri tıka basa doldurmuşlardı. Az sayıda ve tam köşede olmalarına rağmen stadı inlettiler dersem yanlış olmaz. Maçtan hemen önce her iki takımı da tribüne çağırıp alkışladılar. 35. dakikada maç oynanırken Göztepe lehine tezahürat de yaptılar. Çok iyi hazırlanmışlardı diyebilirim.
***
Geleyim maça... Yenilen taraf büyük bir darbe alacaktı. Çünkü Play-Off hattının biraz uzağında kalmışlardı ve yaklaşmaları gerekliydi. Önemi büyüktü. İki takım da birbirine üstünlük sağlayamadı. Defansta çok dikkatliydiler. Kale ve ceza alanı önlerinde kalabalık durdular, az pozisyon verdiler. Sürekli sürekli pas yaptılar, açık aradılar ama defansta kalabalık durduklarından pek fazla bulamadılar. Ekstra işler yapacak birinin çıkmasından başka seçenek yoktu galibiyet için, çıkmadı. Gol elle oynama sebebiyle penaltıdan geldi. Başka türlü eşitlik bozulacak gibi değildi.
En çok dikkat çeken şey Göztepe’nin 2 kez kaleden pasla çıkmak istemesi ve bunu başaramaması oldu. Ceza alanı içerisinde prese rağmen pas yaptı, ilkinde taca çıkardı, ikincisinde ise kornere. Beceremediler yani. Yerlerde biraz fazla kaygandı. Bu tür zeminde kısa mesafe paslar yapmak zor olur.  Tabii kısa pasları yapabilmek için çok teknik olmak gerekir. Dünyanın hiçbir takımının defansı tekniği iyi oyunculardan oluşmaz. Bu özellikte oyuncular ise orta sahada oynatılır.
Sarı kırmızılılarda ligde 6 maç oynayıp, 234 dakika süre almış olan Tuğbey Akgün ilk 11'de sahaya çıktı. 19 yaşındaki genç oyuncu pek sırıtmadı ama hedef Süper Lig'se orta sahanın ortasında deneyimli oyunculara yer vermesi gerekir. Daha alt liglerde biraz pişmesi bana göre daha iyi olur. Ama amaç bu sene deneyim kazanmak, Süper Lig'e çıkmak değilse, oynatılabilir. Bu konuya değinmemin sebebi 1-0 mağlupken oyuna son dakikalarda giren 19 yaşındaki Tuğbey Akgün oldu. Altyapısından çıkan bu genç oyuncunun yeterli deneyimi yok. Skoru değiştirme olasılığı az. Bu seçimler bende bu sezonun deneyim kazanma sezonu olduğu düşüncesini doğurdu. Gerçi transfer dönemi var. Alınacak oyuncuları takip etmek gerekir tam bir fikir yürütmek için.