GPS (Global Positioning System/ Küresel Konum Belirleme Sistemi) navigasyon (yön güdüm/ yön bulma) araç-gereçlerini kullanmak artık kökleşmiş bir alışkanlık. Bizler gibi sürekli sınırlar ve kıtalar ötesi yolculuk yapanlar için büyük zaman kazandırıcı ve hayat kurtarıcı. Ancak birçoğumuz GPS ile navigasyonun dünyayı değiştirişinden önceki basit ve sade zaman dilimini de hatırlıyoruz. Hatta bir keresinde bir İngiliz kentinde arka sokaklarda kaybolup, Polaris'i (Kuzey Yıldızı) takip ederek bildiğim sokaklara döndüğüm günü bile hatırlıyorum.
Beyin çok güçlü bir navigasyon aracı. Kaybolduğumuzda yolumuzu bulmamızı veya belirgin görsel noktaları ipucu olarak kullanarak yön belirlememizi sağlar.
2017'de yapılan bir bilimsel araştırmada, Londra'nın Soho Bölgesi'ndeki sokaklarda birer 'sanal navigasyon'a çıkmaları istenen gönüllülerin beyin aktiviteleri gözlemlendi. Yardımcı bilgiler verilerek yönlendirilen deneklerin 'hipokampus'larındaki hareket, hiç yardımsız yol alanlarınkinden çok daha azdı. Hipokampus beynin konumsal navigasyondan sorumlu bölümü. Bu deneyde hipokampus sadece aktif olarak ve yardımsız kendi yönünü kendi bulma çabasında iken hareket gösteriyordu.  
Londra taksi şoförlerinin beyin hipokampus bölgelerinin daha büyük olduğu tespit edilen bir gerçek. Bu şaşırtıcı değil çünkü Londra'da siyah taksi ruhsatı (bizdeki sarı taksinin karşılığı)  alabilmek için her aday şoför Londra Polisi tarafından bir sınava tabi tutulmakta. Aday, sınavda başarı için sokak ve harita bilgisini kanıtlamak zorunda.
Sınavda adaya bir başlangıç adresi A, bir de varış adresi B verilmekte ve A'dan B'ye nasıl götüreceğini ayrıntılı bir biçimde anlatması istenmekte. A'dan B'ye giderken seçtiği yolları anlatırken her dönüşü, her sokak adını tek tek söylemek zorunda. Tahmin edebileceğiniz gibi bu o kadar kolay değil ve başarmak için Londra gibi dev bir kentin tüm sokaklarının haritasını ezberlemesi gerekiyor. Siyah taksi şoförlüğü ruhsat adayları bu sınav için hazırlanırken genellikle kurye olarak çalışarak hazırlanıyorlar ve tam harita bilgi seviyesine ulaşmaları ortalama iki yıllarını alıyor.
Son zamanlarda Uber ve diğer düşük maliyetli taksi servislerinin yaygınlaşmışken ve GPS navigasyonu bu kadar hatasız iken, bazen insan 'Artık neden akıl ve bilgi ile yol bulma zahmetine girişelim ki?' diye düşünüyor. Bazı nörobilimcilere göre cevap 'Sağlığımız için!'
Hipokampusta bozulma, zayıflama ile Post Travma Stres Bozuklukları ve Alzheimer da dâhil olmak ürere bir çok yıpratıcı hastalık arasında bağlantı var. Stres ve depresyonun hipokampusta yeni nöronların oluşum ve gelişimini azalttığı belirlendi. Hipokampusu uyarıcı harekete geçirici aktivitelerin bizi Alzheimer hastalığına karşı koruyucu etkisi olduğu anlaşılıyor.  
Yıllar önce başlayan 'beyin egzersizi' çılgınlığını hatırlarsınız. Bir yerde 'kaybolmak' da çok etkili bir beyin egzersizi olarak görünüyor. Ama sadece alışkanlık ile yol bulma yeterli değil. Bir parça gerçekten kaybolacaksınız ki beyninizin hipokampusu harekete geçsin. Sizi tekrar doğru yola döndürme çabası içinde beyin çalışmaya başlıyor ve yardımcı olacak bir iç harita çiziyor.
Bugünün çocukları, gereçler ile dolu yaşamlarında hafızalarından ya da basılı haritalardan yol bulmayı, daktilo kullanmak ya da el yazısı gibi eski moda bularak büyüyor olabilirler.
Belki de GPS'lerini tamamen kapatıp, onların yol ve yön bulma becerilerini artırmak özellikle onların çok daha yararına olabilir.
Bilmediğiniz bir kentte sadece harita kullanarak siz de körlenmiş yetilerinizi uyarabilir, hipokampusunuzu dürtebilir ona bir sağlık şerbeti içirebilirsiniz. Denemesi ücretsiz ve çok sağlıklı...

Not:  GPS: O da ne? Nasıl çalışır?
Global Positioning System, ABD savunma dairesi tarafından askeri amaçlarla geliştirildi ancak 1980'lerde sivil kullanıma açıldı. Düzenli olarak kodlanmış bilgi yollayan, dünya yörüngesinde konumlanmış 24 uyduluk bir ağda uydular bir gün içinde dünya etrafında 2'şer tam tur dönerler.
GPS cihazları, 7 gün 24 saat, uydularla aramızdaki mesafeyi ölçerek, üçgen yer tespiti ilkesine göre, dünyanın herhangi bir yerinde konumumuzu tam olarak tespit eder. Enlem ve boylam bilgisi için 3 uydudan bilgi alır. Ayrıca yükseklik bilgisi de isteniyorsa 4'üncü bir uydudan ek bilgi gerekir. Yanılma payı uydulardan değil kullandığımız cihazların ya da cep telefonlarımızın hesaplama hassasiyetindendir.  
Yerel ya da global navigasyon sistemlerinde, dağcılıkta, araç takip sistemlerinde, askeri operasyonlarda, uçaklarda, özel firmalarda (örneğin çalışanların günlük takibinde), cep telefonlarında, hatta güvenlik açısından çocuğunuzun her an nerede olduğunu tespit için ve daha birçok alanlarda kullanılır.
Siz tam yeriniz bilmeseniz bile, GPS'inize sorarsanız, o tam yerinizi bulur.