Geçen hafta iki gün Samanyolu TV seyrettim. İsyanlarını, dehşetlerini, çırpınmalarını. Çok uzun bir zaman öncesi değil 2 yıl önce, tam bir ay da Halk TV'nin ekranı önünde, geceli gündüzlü, yeşili korumak adına gençlerin, insanların coplandığı, gazlandığı, hatta üzerlerine ateş açılarak öldürüldükleri Türkiye'nin, dış dünyanın tepkilerini izlemiştim. Ne garip? Bu sefer de konu yeşil. Ama doğa değil, rantın yeşili! Beraberce Türkiye'nin üstüne çullanan bu belanın, dönüp şer odağını iki parçaya ayrışmasını. Tam 12 yıldır büyük bir dayanışma gösteren, 7 yıldır bizi televizyonların başına çakan. Bu arada çaktırmadan hayal ettikleri yeni Türkiye (!) için, din kisvesinde birleşip, mezhep ayrılıklarını, bölücülüğü, şeriatı bayrak yapan. 
***
Bu uğurda ülkemizin aydınlarını, gazetecilerini, ordusunu darmadağın edip, hapislere tıktıran bu gücün temsilcileri neredeyse salya sümük ağlaşıyorlar ve bağrışıyorlar. Hatta bazen yalvarıp bazen tehdit ediyorlar. O zaman çok üzülmüştük, şimdi de. Çünkü bizler insan haklarına saygılı, aydınlık, ülkemizin çıkarlarını, birlik ve beraberliği özümsemiş insanlar olarak; bu gidişin hayra alamet olmadığını biliyorduk. Umarım bugün herkes kendi dersini almıştır. Bu, dövülen partnerin mensupları, yazarları diyor ki: "Sessiz kalanlara da sıra gelecek, muhalefet, iş adamları hukukla cevap vermeli, AKP ile iyi geçinilmez, bir kenarda durulmaz" buyuruyorlar, Ahmet Altan, Cem Koçer gibi yazarlar. Ha bir gazete basılmış, ha evin basılmış.
***
Derken bilinçaltım devreye giriyor. Türkan Saylan gibi değerli hocalar, paşalar, bürokratlar, gazeteciler; evleri darmaduman edilip götürülüyorlar, yıllarca ortada bir delil hatta suçlama olmadan yıllarca hapiste sağlıklarını, hayatlarını kaybediyorlar. Hatta en önemlisi onurları ile oynanmış; kimisi intihar ediyor, kimisi kanser ediliyor. Üniversiteler çöküyor, müsebbibi kendi ameliyatı için attırttığı hocayı getirtiyor. O hocadan öğreneceği çok şey olan asistanlar, öğrenciler ve şifa alacak çok insan kimin umurunda? Ertuğrul Günay dayanabildiği kadar AKP'li olmuştu. Diyor ki "Akıl tutulmasında birleştik". Biz susarsak tarih, vicdan susmayacak. Spiker yorum yapıyor, "Sırtlanlar, sürüleri görmeye çalışıyorlar. Samanyolu TV'nin önünde herkesin toplanması lazım, bir gazeteyi kapatmak halk düşmanlığıdır. Nürnberg'i unutmayın, işbirlikçiler sonunda cezalandırıldılar". Tam da bu noktada ayni fikirdeyiz. Bir gün tüm sorumlular hesap verecek.
***
Dağlıca bir milat olmalı. Uzun zamandır her gün şehit cenazelerinin kalktığı, çatışmaların durmadığı, ekonominin yalpaladığı Türkiye Cumhuriyeti'nin meclisi tatilde, yargısı tatilde, ordusu içerde, eşbaşkan ve yandaşlarının kararı ile PKK her yerde. Dün bir ton patlayıcı ile Türkiye'yi dinamitlediler. Sorumlular ve suçlular orada değil ki... Son sözüm tüm siyasilere, liderlere, yüzümüze nasıl bakacaksınız? Kızınızın, oğlunuzun, torunlarınızın da...