Mağazaları gezmeyi çok severim. Yeni çıkan ürünleri ve fiyatlarını araştırırım. Yolum spor mağazalarından da geçer. Çok zor beğenen biriyimdir. İstediğim gibi bir şey bulamamışsam almam. Bu sebepten bulana kadar devam... Durmak yok. Gözümden kaçabileceğini de hesaba katar, gezdiğim mağazalara tekrar tekrar giderim. 3 hatta 4 sene inatla araştırdığım olmuştur. Sadece mağazalara değil, internette de bakarım. Bu huyum arkadaşlar arasında dalga konusu bile oluyor. Ne yapayım, ben böyleyim. Her şeyi içime sine sine kullanmak isterim.
En uzun süre araştırdığım ürün halı saha ayakkabısı oldu. Çeşitlilik açısından çok ama çok az seçenek var. Ve seçeneklerin hemen hemen hepsi de rengârenk, gökkuşağı gibi ayakkabılar. Ya çocuksu ya da podyumda yürümek için gösterişli imal edilmiş türden. Çok az bir kısmı görünüş olarak 'eh' denilebilecek gibi ama kalite olarak hiç güven vermiyor. Spor yaparken ayakkabılara çok yük biner; hele ki ayakla oynanan futbolda çok çok daha fazla... Ayakkabı güven vermeli, kullanıcının içi rahat etmeli. Bu performansı çok arttırır.

***

Sadece halı saha ayakkabılarına bakmıyorum. Kramponlar da radarımda. Her ne kadar halı saha ayakkabılarına göre daha çok seçenek olsa da, onlardan da beğendiğim pek çıkmıyor. Halı saha ayakkabılarına göre, daha iyi yapılmış ve futbol oynamak için daha uygunlar. Tabii ki kastım sadece çim sahalar için. Halı sahada kullananlar da var. Ne yazık ki onlarla halı sahada futbol oynanmaz. Altındaki dişler büyük. Amacı çimlerim ve toprağın içine iyi girerek kaymayı önlemesi. Sert zeminde o koca koca dişlerin üzerinde oynamak ayak sağlığı için hiç uygun değil. Dahası rakip için de çok tehlikeli. Kramponlar sert malzemeden yapılıyor. Darbelerde ciddi sakatlıklara sebep olabiliyor. Sakatlık tekmeliklerle biraz olsun azaltılır ama halı sahalarda tekmelik takan neredeyse yok.

***

Diğer bir tehlike ise son yıllarda üretilen ayakkabıların tasarımı. Üst kısımları aynı bir kâğıt gibi. İncecik. Ayağında adeta ayakkabı yok gibi. Bu yüzden de basmalarda, darbelerde hiç bir koruma sağlamıyor. Bunun örneklerini futbol maçlarında görebiliyoruz. Çok sık ayağa basılıyor ve basılan oyuncu bir süre acılar içinde kıvranıyor. Bir kaç sene önce ayağa basmalar için hakemler uyarıldı, bu tür hareketlerin sarı kartla cezalandırmaları istendi. Sadece koruma kartla sağlanamaz. Ayakkabılar da biraz korunaklı yapılmalı ve kâğıt gibi ayakkabılar futbol liglerinde yasaklanmalı. Halı sahada oynayanlar da bunu dikkate alıp, ona göre ayakkabı tercihi yapmalı.

Denizlispor 2018 - 2019

Denizlispor lige kötü bir başlangıç yaptı ve ilk maçta sahasında mağlup oldu. Kısa süren bir inişli çıkışlı dönem yaşadı. Süper Lig konusunda kafalarda soru işareti bıraktı. 5. haftadan itibaren büyük bir çıkış başladı. Lig bitene kadar sadece 2 mağlubiyet aldı. Bu mağlubiyetlerden ilki, genel olarak da 3.'sü, teknik direktör Osman Özköylü'yü koltuğundan etti. Yerine Yücel İldiz geldi ve lig sonuna kadar sadece 1 mağlubiyet gördü.

Doğrudan Süper Lig'e çıkma hattına yani 2. sıraya 13. haftada çıktı. Liderlik koltuğuna ise 19. haftada oturdu. 2. sıraya düştüğü oldu, tekrardan 1. sıraya çıktığı oldu. Son haftaya ise 2. sırada girdi. Gençlerbirliği'nin puan kaybetmesi sayesinde 1. Lig'in şampiyonu oldu ve Süper Lig'e doğrudan çıkma başarısı gösterdi.

Ziraat Türkiye Kupası

Kupaya 3. Tur'da başladı. Bozüyük Vitra'yı eledikten sonra, Sivas Belediye'ye elendi.

Lig'deki enleri

* 1. Lig'in en az mağlup olan takımı: 4
* 1. Lig'in en çok gol atan takımı: 67

Lig istatistiği

En farklı galibiyet: Karabükspor (6-0)
En farklı mağlubiyet: Altınordu (4-0)
Kadroya en çok alınan oyuncu: Mehmet Akyüz, Burak Çalık, Asil Güler (34)
En çok maçta görev yapan oyuncu: Mehmet Akyüz (34)
Dakika olarak en çok formasını terleten oyuncu: İsmail Aissati (2935 dk.)
En çok gol atan oyuncu: Mehmet Akyüz (15)
En çok asist yapan oyuncu: İsmail Aissati (8)
En çok sarı kart gören oyuncu: İsmail Aissati (7)
En çok çift sarı kart gören oyuncu: Marc Kibong Mbamba (1)
En çok kırmızı kart gören oyuncu: Alperen Babacan, Ziya Alkurt (1)

Altay 2018 - 2019

1. Lig'in yeni ekibi Altay, sezona hiç de kötü başlamadı. İlk 5 hafta hiç mağlubiyet yüzü görmedi, 3 hafta boyunca da ilk 6 içinde yer aldı. Sonraki 11 haftada alınan 8 mağlubiyet ile 14. sıraya kadar inildi. 10. hafta bitiminde Alper Avcı ile yollar ayrıldı, koltuğa Özden Töraydın oturtuldu.
Devre arası yapılan takviyelerle Altay bambaşka bir hava yakaladı. Üzerine bir de Sait Karafırtınalar teknik direktörlük görevine getirildi. İkinci yarı sadece 3 mağlubiyet alındı. 4 maçlık galibiyet serisi yakalandı. Bunun yanında 4 haftalık da beraberlik serisi vardı siyah beyazlılar adına.
26. haftada 10. sıraya çıktı ve lig bitene kadar toplam 9 hafta boyunca bu basamakta kaldı, sezon da böyle bitti.
34 hafta sonunda Marco Paixao, 1. Lig'in gol kralı oldu. 33 maç oynadı ve 29 gol attı. En yakın rakibi ise Adana Demirspor'dan Pote idi ve sadece 16 gol atabilmişti. Altay'ın Polonya ekibi Gdansk'tan transfer ettiği Paxiao, ilk önce bir sezonda en fazla gol atan yabancı oyuncu unvanını eline geçirdi, sonra da 2002/03 sezonundan bu yana 18 takımla oynanan ligde en fazla gol atan oyuncu olmayı başardı.

Türkiye Kupası

Ziraat Türkiye Kupası'na 3. Tur'da dâhil oldu. Kırşehir Belediyespor ve Kastamonu 1966'yı eledi fakat 5. Tur'da Kayserispor'a elendi.

Lig İstatistiği

En farklı galibiyet: İstanbulspor (5-0)
En farklı mağlubiyet: Gazişehir Gaziantep (3-0)
Kadroya en çok alınan oyuncu: Marco Paixao (33)
En çok maçta görev yapan oyuncu: Marco Paixao (33)
Dakika olarak en çok formasını terleten oyuncu: Marco Paixao (2932 dk.)
En çok gol atan oyuncu: Marco Paixao (29)
En çok asist yapan oyuncu: Anton Putsila (5)
En çok sarı kart gören oyuncu: Marco Paixao, Özgür Özkaya, Gençer Cansev (6)
En çok çift sarı kart gören oyuncu: Özgür Özkaya, Gençer Cansev, İbrahim Akın, Andreas Tatos, Helder Tavares, Anton Putsila (1)
En çok kırmızı kart gören oyuncu: -