Değerli okurlarım, Türkiye'de son günlerde yeniden ortaya çıkan beka tartışmasının ne kadar soyut bir içeriğe sahip olduğu ortada.
Beka sorununun varlığını ifade edenler, bekayı sağlamak adına hangi vaatlerde bulunuyorlar? Ortada bu bağlamda hiçbir vaat yok. Tamamen bağlamından kopartılmış bir kavram üzerinden garip bir seçim stratejisi üretilmiş durumda.
Beka kalıcılık, ölmezlik demek...
Beka meselesini Devlet Bahçeli ilk kez tartışmaya açmadı. 2015 yılında MHP, AKP'ye muhalif bir siyasi hareket iken ve Bahçeli, çözüm sürecini eleştirirken, beka kavramını sıklıkla kullanırdı. Zaman zaman da AKP'den tepkiler çekerdi.
Tepkilerden en serti dönemin AKP Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Şentop'tan gelmişti. Şu sözler 21 Nisan 2015 tarihinde Mustafa Şentop tarafından söylendi: "Tek ümitleri terör hadisesi artarsa, barış süreci sekteye uğrarsa MHP'ye oy bakımından bir kazanç getirir mi diye hesap yapıyorlar. Onun için bağırıp duruyorlar devletin bekası falan diye. Devletin bekası sorunu var da, bu bizim bildiğimiz Türkiye Cumhuriyeti devletinin beka sorunu değil; Devlet Bahçeli'nin beka sorunu var. Çözüm süreci başarılı olacak. Bahçeli de bırakıp gidecek" ("AK Partili Şentop: HDP Yüzde 10 Barajını Aşamaz", Sabah, 21.4.2015).
2015 yılında Devlet Bahçeli'nin "beka" vurgusu hakkında bu sözleri söyleyen Mustafa Şentop, bugün AKP'nin Meclis Başkan Adayı.
Peki, MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin Şentop'un adaylığına tepkisi ne oldu? 23 Şubat 2019 günü twitter hesabından yaptığı açıklamada bakın nasıl bir tepki ortaya koymuş: "Bugün aldığımız patlıcan, biber, patates bir kilogram az, iki kilogram çok olabilir. İşimiz yoksa yarın olur, yoksulsak gün gelir varlığa kavuşuruz. Yani konu az yedim çok yedim konusu değildir. Bunların hepsi aşılır ama beka giderse dünyamız gider, hayatımız söner... TBMM'nin 29'uncu Başkanı'nın seçileceği yarınki özel oturuma Milliyetçi Hareket Partisi tam kadro halinde katılıp AK Parti'nin değerli adayı Tekirdağ Milletvekili Sayın Mustafa Şentop'u eksizsiz destekleyecektir. Şimdiden hayırlı olsun..."
Beka için hayırlı olsun!
Beka sorunu yok diyenlere destekçi olarak beka sorununu çözmek...
Bu bir hezeyan değilse nedir?
Devlet Bahçeli'nin aynı dakikalarda attığı diğer tweet, aslında onun da yapılan hezeyanın (saçmalama) farkında olduğunun bir göstergesi gibi...
Şöyle diyor Bahçeli: "Beka tasarlanmış bir propaganda kavramı, dönemsel ihtiyaçlara cevap veren bir söylem aparatı, içi dolmamış bir ifade aracı, gerçeklerin maskelendiği hamaset sığınağı değildir. Aksi iddialar ise tamamen hezeyandır..."
Neyin ne olduğunu ve olmadığını anlamak için Freud'un Psikanalitik Kuramı zaman zaman önemli bir rehber olabiliyor. Bilinçaltı meselesi...
Sayın Şentop'a, Sayın Bahçeli'ye, Sayın Bekaya, Sayın "sorun benim beka sorunum" diyen, bugün aldığı patlıcan, biber, patates dün aldığı bir kilogramdan bir kilogram az olan" açlık noktasına taşınan yoksullarımıza hayırlı olsun...
Evet, konu az yedim, çok yedim konusu değil. Konu fildişi kulelerinde baki kalmaya çalışanların bilmediği bir sorun. İnsanca yaşama dair bir beka sorunu... Bırakın kendi karnını, çocuğunun karnını bile doyuramayan yüz binlerce ananın, babanın "beka sorunu"...
Bahçeli, bu "beka sorununu çözmek için", AKP'nin neoliberal iktisat politikasının hangi boyutuna kaç kez muhalefet etti bugünlerde?
Peki, bu muhalefetsizlik hali, kimlerin bekasını garanti altına almış; kimleri beka meselesi yaşamaya itmiş olabilir?
Doğrudur, ülkenin bütünlüğü bir beka meselesidir. Peki, halkın önemli bir kısmının insanca yaşayamayacak bir noktaya sürüklenmiş olması diğer bir beka meselesi değil midir?
Ülkenin bekasını düşünen kişinin yapacağı şey, iki beka sorununu da eşzamanlı olarak çözmeyi hedeflemektir. Sorunları doğru saptamak, çözümleri ise geçmişte "yanlış çözüm" arayışında olanlarda aramamaktır.
Ülkenin bekasını düşünen kişinin yapacağı şey net olmaktır. Tutarlı olmaktır. Savrulmamaktır.
Her şeyden önce Mustafa Kemal Atatürk'ü öyle ya da böyle unutmak ve unutturmak değil, anlamak ve anlatmaktır!