Son günlerde alengirli işlere bulaşan sözde gazetecileri hep birlikte izliyoruz. Bu tür ifşaların ortaya çıkmasının mesleğimizin onurunu zedelediğini düşünmüyorum. Daha demokratik ve çağdaş bir ülke istiyorsak tüm kurumların bağırsaklarını temizlemeliyiz. Medya başta geliyor.

Geçtiğimiz günlerde Ödemiş, Tire, Bayındır havzasının yıllardır haberlerini üreten, vatandaşın ve haklının yanında olan Gazeteci arkadaşımız Dilek Acar Güleç, İzmir Damızlık ve Sığır Yetiştiricileri Birliği Başkanı Ahmet Kocaağa'nın adamları tarafından tehdit edildiğini öne sürerek, Ödemiş Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu.

İtibarsızlaştırmaya çalıştılar ama medya büyük bir güç. Bunu hepimiz kabul ediyoruz. Bu gücün halkın ve kamuoyunun yararına çalışması gerekiyor. Sorunları mevcut yönetimlere, iktarlara aktarıp çözüm yolunda önemli bir adım atılmasını sağlar. Medyaya yapılan saldırı aslında topluma ve kamusal alana yapılmış bir saldırıdır. Arkadaşımız Güleç’in yaşadıklarını kendi ağzından dinleyelim, “1 yıldır Küçük Menderes Havzası’n da yayın yapan Yerelgüç olarak günlük yayın akışımızı sürdürüyoruz. İzmir Damızlık ve Sığır Yetiştiricileri Birliği seçim sürecinde Yerelgüç olarak duyuru ve haberlerinin yayınlanmasını talep eden ve yardımcı olmalarımızı isteyen Tuncer Öztürk ve ekibinin haberlerine diğer haber siteleri gibi bizde sayfalarımızda yer veriyoruz. En son yayınladığımız 12 bin üyenin 9 bin üyesinin Küçük Menderes Havzasında olan bir birliğin önce seçimi Ödemiş’te yapılacağının duyurulması sonra İzmir’e alınması ile ilgili yazımız ve ardından büromuza Ahmet Kocaağa tarafından bizi tehdit etmesi için gönderilen kişilere verdiğimiz OLUMSUZ yanıt sonrası sosyal medya hesaplarından bize karşı tarafla anlaşmışız satın alınmışız gibi tavırlar içerisine girerek Yerelgüç’ü itibarsızlaştırma ve karalama paylaşımlarında bulunmuşlardır. Bu paylaşımları yapanlar ile ilgili suç duyurusunda ayrıca bulunuldu.