Bugünlerde, sadece ülkemizde değil, tüm dünyada insanların ilişkilerinin değiştiği, farklı şekillendiği, daha doğrusu moral ve kültür erozyonuna uğramış, çıkar ilişkilerinin ön plana çıktığı, bazılarına göre TV’lerdeki bilinç altı kurgulamalarla karakteri şekillendirilmiş bir insan kategorisi ile karşı karşıyayız. Belki de tüm dünyanın huzursuzluğu bununla da bağlantılı. Z kuşağı adı verilen yeni gelen nesle ümit bağlanmış görünüyor. Aslında ikinci dünya savaşından sonra doğan bizim neslimiz, örnek alınası bir nesilmiş. Nüzhet Altınel’e ait olduğunu öğrendiğim aşağıdaki satırları size aktarmak istedim.

*

Bizler ilkokulda yurttaşlık bilgisi, lisede mantık, sosyoloji, felsefe, okuyan nesiliz.. onun için biz ''kim milyoner olmak ister?'' yarışma programında 15 bin lirayı hiç joker kullanmadan %90 kazanabilen nesiliz.. Biz 3 yazılı 1 sözlü imtihan olan nesiliz.. Biz kopya çeken ama kopya hazırlarken öğrenen bir nesiliz.. biz Endonezya'nın ihracatını, Surinam'ın ithalatını bilen nesiliz.. Biz anasını babasını bakım evine terk etmeyen nesiliz.. Biz babasının cenazesine tatildeyim diye gelmeyen nesil değiliz.. Biz şahsiyet sahibi olması için terbiyesinden vazgeçilen kendine özgüveni olan ama etrafa saygısı ve sevgisi olmayan sadece kendisine yaşayan egoist nesil değil, sevgiyi saygıyı fedakarlığı dostluğu vefa duyusunu yerine göre başkalarının yasamı için kendi yasam tarzından fedakarlık eden nesiliz.. Arkadaşımızın ailesini kendi ailemiz kabul eden namus anlayışını buna göre dizayn eden nesiliz.. Biz psikologlarla, pedagoglarla şekillendirilen değil, psikolojik sorunlarını aile, mahalle ilişkileri içinde bedava çözen nesiliz...

*

Olaylara, çözmek için atılan, onları ''bana ne'' deyip pas geçmeyen nesiliz... Anasına babasına ailesine egosundan fedakarlık edip maddi manevi kol kanat geren nesiliz... Biz bugün 30-40 yıllık arkadaşlarını köşe bucak arayan onlarla birliktelikten zevk alan nesiliz...

Öğretmeninin elini öpmek için yarışan nesiliz..

Yıllarca arkadaş biriktirebilmiş bir nesiliz...

Semt çocukluğunu mahalle terbiyesini büyüklere saygıyı görmüş bir nesiliz....

Kabadayı dediğimiz mahallenin bilekli delikanlısını, bizi soyan değil bizi koruyan kollayan olarak bilen bir nesiliz.. Misketi, çemberi, uçurtmayı, birdirbiri, topacı, uzun eşeği, saklanbacı, beş taşı, kaptanı, çelik çomağı, müsellesi, kovalamacayı, ip atlamayı, sek seki, üçgen ( şeytan uçurtması ) uçurtmayı, çivili futbolu, 9.taşı, bakkal amcalara kese kağıdı yapımını, yakan topu oyun olarak bilen bir nesiliz... Futbolu, voleybolu, basketi, yüzmeyi tüm imkansızlıklara rağmen spor olarak yapan bir nesiliz..

*

Akşam üstleri şekerli ekmek, salçalı karabiberli ekmek yiyen ama çikolatayı, pastayı, turtayı, şekerlemeyi tanımayan bir nesiliz.. Dışarıda yemek yemenin ayıp olduğu, ağız oynatmanın bile ayıplandığı, her lokmanın eşit paylaşıldığı, çay bardağındaki şekerin, kaşıkla karıştırırken çıkan sesin ayıp olduğu, hatta bu Eylemin kahvelerde yapıldığında kahvecinin; ''hoop deve kervanımı geçiyor'' diye ikaz ettiği bir nesiliz.. Ebevenylerimizin öğretmenimize; ''eti sizin kemiği benim'' diye teslim ettiği, öğretmenlerimizin bu emaneti gözlerinden sakınarak koruduğu, kulağımızı çeken öğretmenimizi evde şikayet edemediğimiz öyle bir durumda babamızdan da azar işiteceğimizi bildiğimiz bir nesiliz..

Hele öğretmenin çocuğa bir siteminde anne, baba, dayı, hala enişte, bacanak hep birlikte okul basıp; sen bizim çocuğumuzun psikolojisini nasıl bozarsın diye öğretmen döven bu nesille uzaktan yakından bir ilişkimiz yok.. Öğretmen benim neslimin en kutsal varlıklarındandı.. Ataerkil babanın sözünün geçtiği ama babanın da analarımıza değer verdiği fikir paylaştığı, aileleri olan bir nesiliz.. En az serseri, hırsız, dolandırıcı, cani, uyuşturucu bağımlısı, rüşvetçi, sapık çıkaran bir nesiliz.. Lise mezunu arkadaşlarımızın bugünkü üniversite mezunlarının yanında doktora yapmış bir insan kalitesinde olduğu bir neslin çocuklarıyız..

*

+65 diye bu günlerde (belki de bilinçli şekilde) dışlanan, kısıtlanmaya çalışılan, bizim nesli küçümsemeyin. Bence, bizim nesle benzemeye çalışın, Belki o zaman bu ülke ve dünya  kurtulur...