Güzel bir söz ilişmişti gözüme bir yerlerde: "Değişti artık devir, karnı tok olup küfür edeni de var, karnı aç olup şükür edeni de..."
Şöyle bir düşündüm de... Özellikle sosyal medyada karnı tok olup küfür edenlerin başı sonu yok.
Küfürü mü çok seviyoruz, her şeye ağlamak hoşumuza gittiği için mi dönüp dolaşıp küfüre geliyoruz? Yoksa insanlığımızdan yitirdiğimiz bir şeyler mi var?
Küfür deyince sadece ağız dolusu aile bireylerimize sıraladığımız güzel tümcelerden bahsetmiyorum tabii.
Sevmediğimiz kişilere sıraladığımız o güzel benzetmeler nefret söylemleri dahil.
Anlayamadığım şey de şu: Bu küfürbazların hiç mi vicdanları sızlamaz!
Elazığ ve Malatya'daki depremlerde 39 insanımız yaşamını yitirdi. Umarım daha fazlası olmaz.
Onlarcası yıkık çökükler altında can derdinde.
Doğal olarak üzülürüz, bir an evvel yaraların sarılmasını, acıların son bulmasını bekleriz.
Ama yok. Sosyal medyada acıları paylaşıp üzülen kadar, sağa sola küfür eden var. Kimimiz Kızılay'a sallıyor, kimimiz diyanete kimimiz de devlete. Vatandaşların acısından zevk alır gibi bazıları.
Geçmişten bugüne ne varsa yanlış veya eksik veryansın ediyorlar iktidara.
Yahu kime kızarsan kız. Kime ne söyleyeceksen koy heybene
eksik gedik her şey için.
Deprem etkisi geçtikten, yaralar sarıldıktan sonra yapış yakasına, kimin istersen. Ama insanların acılarını siyasi menfaatlerin, öfken için kullanma.
Gördüğün eksiği, yanlışı veya pisliği siyasi parti liderlerine, yargıya, güvenlik güçlerine basına bildir. Gereken yapılmazsa, o zaman isyan et.
Bak arkandan niceleri gelecektir haklı davan için.
Sadece ülkemizle de kalma.
Bak on altı yaşında İsveçli aktivist Greta Thunberg dünyanın en güçlü adamına nasıl kafa tutuyor. Tüm baskılara rağmen, birilerinin veya bir şeylerin ardına saklanmadan, açıkça.
Kaldı ki birilerine hakaret ederken, kimlerin karşımızda sıra dağlar gibi saflar oluşturduğunu ya görmüyoruz ya da anlayamıyoruz.

MEB'in yaptığı!

Tabii sosyal medyaya laf söylerken devletin Milli Eğitim Bakanlığının rehber öğretmenler için hazırladığı söylenen kitaba değinmeden de olmaz.
Oradaki görseller de bir anlamda insanları aşağılama, farklı bir kampa koyma değil mi! O görseller nefret uyandırmaz mı!
"Birçok resim içinde birkaç tane cımbızlanmış "dahi olsa.
Hani derler ya 'Sinek küçüktür ama mide bulandırır.'
Bakanlık bu aymazlığa karşı gerekeni, umarım, en kısa sürede yapar.