Bayraklı ilçesindeki Eski Smyrna Kazı Alanı içinde yer alan antik çeşme, Batı uygarlığının günümüze ulaşmış en eski taş çeşmesi olarak kabul ediliyor.

Dikdörtgen plana sahip yapı giriş eşik taşı, yürüme koridoru, su toplama haznesi, eşik taşı ve su boşaltma kanalından oluşuyor. Uzun bir koridor biçiminde inşa edilen ve 2,5 metre yüksekliğinde olan çeşmenin koridor uzunluğu 5 metreyi geçiyor.

Eski Smyrna Kazı Başkanı Prof. Dr. Cumhur Tanrıver yaptığı açıklamada, İzmir'de ilk şehir yapılanmasının 3 bin yıl önce "Smyrna" adıyla bugün Bayraklı sınırları içinde kalan alanda görüldüğünü, Smyrna'nın MÖ 300 civarına kadar burada kaldıktan sonra Kadifekale'deki yeni yerine taşınması nedeniyle de Bayraklı'daki yerin Eski Smyrna olarak adlandırıldığını anlattı.

Antik kentin güneydoğu kısmında, surların dışında bulunan antik çeşmenin milattan önce 7. yüzyıl sonlarında inşa edildiğini belirten Prof. Dr. Tanrıver, çeşmenin şehrin hemen dışındaki su kaynağı üzerine inşa edildiğini söyledi.

Prof. Dr. Tanrıver, insanların bu bölgeye yerleşmeyi tercih etmesinde bu su kaynağının etkili olduğunu düşündüklerini ifade ederek, "O dönemlerde insanlar stratejik olarak önemli yerleri seçiyorlar. Yerleşim için su olması gerek. Herhalde insanları buraya yönlendiren de bu çeşmenin suyu. O dönemde suyu alıp şehre taşıma olanağı yok, kaynak neredeyse çeşme oraya yapılmış." diye konuştu.


Mimaride öncü


Çeşmenin şehirdeki hayat için çok önemli olduğunu mimarisinden anladıklarını dile getiren Prof. Dr. Tanrıver, şöyle devam etti:

"Bu suyun ne kadar önemli olduğunu 2 bin 700 yıl önce böyle bir çeşme yapılması bize gösteriyor. O dönemde tapınaklar yok. Surlar, evler var ama büyük mimari öğeler başlamamış yapılmaya. 5 metreden fazla, derin, üzeri kapalı bir koridor oluşturulmuş. Üzeri o dönem için ilklerden sayılabilecek sahte kemerle kapatılmış, taşlar kaydırılarak oluşturulmuş bu kemer. Burası sahte kemer taşları kaydırarak kemer oluşturmanın öncü örneklerinden birisi. Bu örnekler çok değil. Bunlardan 400 yıl sonra kemerler görülmeye başlanıyor."

Tanrıver, o dönemki şehrin nüfusunun 3-5 bin arası olduğunu tahmin ettiklerini dile getirerek, evlerin bahçelerinde de su kuyuları olduğunu ancak kamusal alan olan bu çeşmenin tüm şehir için yaşam kaynağı olduğunu söyledi.
 

2 bin 700 yıldır akıyor


Antik çeşmenin 300 yıl boyunca aktif kullanıldığını aktaran Tanrıver, "Aradan geçen 2 bin 700 yılda su hatları bozulmuş olabilir. Ama hala kaynak suyu çeşmede akmakta inat ettiğine göre demek ki kesilmeyen bir su kaynağıydı ve insanları buraya çeken su kaynağıydı." dedi.

Antik çeşmenin eski ve özellikli bir yapı olduğunu vurgulayan Tanrıver, şunları kaydetti:

"2 bin 700 yıllık çeşmeyi dünyanın her yerinde göremezsiniz, örnekleri var, bu kadar iyi korunmuş değil. Bir elin parmaklarını geçmez. Bu kadar eski bir çeşmenin yanına kadar gidip suyunu akar vaziyete görmek herkese nasip olmaz. Burada antik dönem insanı ne görüyorsa onu görüyorsunuz. O dönemin insanının çeşmeye girdiği gibi çeşmeye giriyorsunuz. Bu kadar eski çeşme Türkiye'de yok. Yunanistan'da eski dönemlerden bir, iki çeşme biliniyor. Atina'da MÖ 6. yüzyıldan bir çeşme var ama mimarisi böyle değil. Atina'da başka bir çeşme var bundan biraz daha eski 3 bin 200 yıllık ama böyle korunmuş değil. Sadece temelleri var."

Tanrıver, Eski Smyrna'nın ören yeri statüsüne kavuşturulması için çalışmaların sürdüğünü, o planlamalar içinde ziyaret noktalarından birisinin de bu çeşme olacağını sözlerine ekledi.