Türkiye'yi konu alacağını ya da Türkiye'de çekileceğini duyduğumuz her film, bizi heyecanlandırıyor. Türkiye'nin dünyaya en güzel haliyle tanıtılacağını düşünürken her defasında hayal kırıklığı yaşanıyor. Vatan Gazetesi'nden Pınar Tarcan'ın haberine göre, "Jackie Chan Türkiye'de film çekiyor"lu yıllardan "James Bond Türkiye'ye geliyor"a kadar, başlangıçta çok hoşumuza giden cümleler, çekimler yapıldıkça "Türkiye'ye hayran kaldı" şeklinde devam ediyor. Ancak heyecanla beklenen film, beyaz perdeye yansıdıktan sonra ortaya farklı bir manzara çıkıyor. Çekimler sırasında Türkiye'ye bayıldığını söyleyen yönetmenler ve yapımcılardan çıkan iş ülkemiz insanını memnun etmiyor. Tartışmanın son örnekleri İstanbul'da çekilen Taken 2' ve 'James Bond: Skyfall'. Vanity Fair dergisinin Taken 2' filmini örnek gösterek "Türkiye'ye gidiyorsanız ailenizi evde bırakın. Başınıza Iiam Neeson'unki (filmin ana karakteri) gibi şeyler gelebilir" ifadesini kullanması tartışmalara tuz biber ekti. Tartışmanın son örnekleri İstanbul'da çekilen Taken 2' ve 'James Bond: Skyfall'. 'Skyfall' ortaya çıkanın bir Kapalıçarşı koşuşturmacası olarak bulanların eleştirisini çekerken, Taken 2' hakkındaki genel kanaat ise İstanbul'un bir Arap kenti gibi gösterildiği. Peki ne oluyor da biz Batı sinemasındaki Türkiye'yi sevmiyoruz? Batı sineması manzarasına ve yemeklerine bayıldığı hatta tatil için de gelmeyi düşündüğü Türkiye'yi neden en iyimser haliyle sadece oryantalist özellikleriyle gösteriyor? Eleştirmenlere sorduk, ortak kanı; "Batı sineması için bir geçiş kapısı gibi olan Türkiye'nin, buraya gelip kafalarındaki portreyi görmeseler de izleyicilerine kaba bir Ortadoğu portresi aktarmak istediği" yönünde. İşte Batı sinemasında bizi kimine göre 'kötü' kimine göre 'yanlış' gösteren filmler...

'Uyuşturucu diyarı'
Jackie Chan'in başrolünde olduğu 'Altın Yumruk İstanbul'da' Kapadokya sahneleriyle konuşuldu. Kadınların sık sık çarşaflı görüntülendiği filmde Amerikalı muhabir Türkiye'yi, geçimini haşhaş ve uyuşturucu ile sağlayan bir 3'üncü dünya ülkesi olarak tanıtıyor.

'Türk'e güven olmaz'
Yunan Adasını işgale gelen bir grup İtalyan askerin hikayesini anlatan 'Akdeniz' filminde, kayıkla gelen Aziz adında Türk denizci herkese afyon içiriph bütün cüzdanlarını çalıyor. Ertesi gün Papaz ona şikayete gelenlere "Türkler'e hiç güven olmaz zaten" diyor. 

Batı sinemasından Türkiye detayları
-Türkiye'nin itibarını en çok sarsan film kuşkusuz 'Geceyarısı Ekspresi'. Film Türkiye'ye sevgilisiyle gelen ve iki kilogram haşhaş götürme teşebbüsüyle yakalanıp, cezaevinde işkence gören bir turistin hikayesini anlatıyor.

-Olağan Şüpheliler'deki azılı katil Kaiser Şose karakteri Türk'tü.

-Six Feet Under dizisinde Claire içinde bulunduğu durumun vehametini anlatmak için 'Türk hapishanesinden hallice' ifadesini kullandı.


Eleştiımenler ne diyor?

Serdar Akbıyık:
İstanbul casuslar şehri
İstanbul'a yabancı sinemanın bakışı açısından şöyle bir şey var. İstanbul onlar için bir geçiş kapısı. Gerçeğinde de öyledir. Böyle bir geçiş kapısını nasıl kullanacağınız tamamen sizin yaratıcılığınıza bağlı. İstanbul onların gözünde ajanların cirit attığı bir casus şehri.

Alin Taşçıyan:
Kötü değil yanlış!

"Öyle olmadıklarını bizzat gelip gördükleri halde burayı kendi izleyicilerindeki kaba ve yüzeysel Ortadoğu algısına oturtmak istiyorlar. Kent kültürü yüksek kültürün üreticisidir ve o zaman Batılı ile eşitlenmiş olunur ki bunu kesinlikle istemiyorlar.

Alper Turgut:
Kapalıçarşı filmleri

Taken 2'de İstanbul var ama o İstanbul İstanbul'dan çok bir Arap kentinde çekilmiş gibi. Amerika çekimlerinde gülen insanlar mutlu insanlar, mini etekli, bikinili kızlar varken İstanbul başka bir coğrafyada gibi çekilmiş bir film. İstanbul onlar için Kapalıçarşı'da otantik bir mekanda eğlence ve aksiyon turu.