Kaya, "Devecilik kültürü yaklaşık 240 yıldan beri devam ediyor. Bu kültürün hiçbir kimseye zararı yok" dedi. TBMM Hayvan Hakları Araştırma Komisyonu, başta Ege Bölgesi olmak üzere Marmara ve Akdeniz bölgelerindeki birçok ilde yapılan deve ve boğa güreşlerinin yasaklanmasına yönelik rapor hazırladı. DEGÜF Başkanı Aytekin Kaya, rapora tepki gösterdi. Sadece Aydın'da 537 deve olduğuna dikkat çeken Kaya, "Devecilik kültürü yaklaşık 240 yıldan beri devam ediyor. Bu kültürün hiçbir kimseye zararı yok. Hayvanın birbirine zararı yok. Ağızları bağlanarak güreştiriliyor. Güreş sezonu boyunca da milyonlarca insan toplanarak güreşi izliyor. Türkiye'de futbol seyircisinden fazla, deve güreşi seyircisi var" diye konuştu.

Yasaklanması felaket olur

Deve ve boğaların, sahipleri için evlat gibi olduğunu belirten Kaya, "Bölgede deve güreşlerinden ekmek yiyen binlerce insan var. Çulcu, keçeci, hatapcı, havancı, yularcı, kolancı, kölesteci, ağız bağ ipi, yular ipi ve buna benzer 40 çeşitten ekmeğini çıkaran var. Burçak dikilmiyordu, develer burçakla besleniyor diye birçok yerde üretim yapılmaya başlandı. Bunun yanında güreş arenasında köfteci, sucukçu ve buna benzer çok sayıda esnaf gelir kazanıyor. Bu yasak gelirse develer sucuk ve köfte olur. O zaman bu nesil tükenir. Hayvanseverlerden ricamız, deve ve boğa güreşleriyle uğraşmasınlar. Deve güreşinin yasaklanması durumunda bu iş bir felaket olur" dedi.

Zorla güreştirmiyoruz

Baba mesleği deveciliği sürdüren çiftlik sahibi Cengiz Yavuz da "Develeri biz kesinlikle zorla güreştirmiyoruz. Saha içine gelen deve güreşmek istemiyorsa kaçar. İstemezse zaten orada bizim bir mekanizmamız var. Orta hakem, ayırıcı, ağız bağcısı, saha komiserinden herkes görev alıyor. Develeri kesinlikle işkence, zorlamak ve asla kan olayımız yok. Sadece bir kedi, bir süs köpeği beslemekle hayvanseverlik olmaz. Burada bir sürü tavuğu, köpeği, ineği ve devesi ile iç içe yaşıyoruz. İşte hayvanseverlik budur. Biz karşılık beklemeden cebimizden para harcayarak bunlara bakıyoruz. Güreşlerden para kazanmıyoruz. Oradan elde edilen gelirlerle cami, okul ve benzeri hayır işlerine harcıyoruz. Biz zaten hayvanseveriz. Bunları gelecek kuşaklara aktaramazsak bilin ki Türkiye'nin sonu gelmiş demektir. Bunların yasaklanması insanların evine ekmek götürememesine neden olur" diye konuştu.
Tahsin Kaykı ise "Bu işi atadan, babadan beri yapıyoruz. Severek, zevk alarak yapıyoruz. Deve kültürü bambaşka bir kültür. Türk kültüründe yüzyıllardan beri gelen bir gelenek. Bunlar bizim için çok değerli ve çok anlamlı hayvanlardır. Özel bakım isteyen bir hayvan. Allah'ın bir hikmeti. Develer bırakın eziyeti, gözümüz gibi bakıyoruz" dedi.