Nigar Nak - Dışişleri Bakanlığı Avusturya ile yaşanan diplomatik kriz sonrası 120 yıldan beri Efes kazılarını sürdüren Avusturya Arkeoloji Enstitüsü'nün kazı çalışmalarını durdurdu. Alınan bu karar ise tartışmalara neden oldu. Uzmanlar diplomatik krizlerir cezasını erkeolojik kazılara kesilmemesi görüşünde. Bayramda Konya'da 9 bin yıllık neolitik yerleşim yeri Çatalhöyük'te 17 santimetrelik, 1 kilo ağırlığında bir kadın heykelciği bulundu. Vücudunun tüm uzuvları eksiksiz ve işçiliği mükemmel olduğu için heykelciğe "eşsiz" deniyor. Biz diplomatik sürtüşme nedeniyle kazı durduruyoruz ama bu topraklarda "Eşsiz" şeyler saymakla bitmiyor çünkü Anadolu neolitik çağlardan, bronz, demir, antik çağlara sayısız medeniyet gördü. Sadece antik yerleşim merkezleri Yunanistan, İtalya, Tunus ve Fas'ın toplamından fazla.
Bu "eşsiz" yerlerden biri de Efes. Efes'in başına gelenler ise malum. Avusturya ile diplomatik sürtüşme nedeniyle Dışişleri Bakanlığı, Efes kazılarını yaklaşık 120 yıldan beri sürdüren Avusturya Arkeoloji Enstitüsü'nün kazı çalışmalarını durdurdu. Durdurmaya dayanak olarak geçtiğimiz aylarda Viyana Havalimanı'nda peş peşe yer Türkiye'yi aşağılayan pankart ve yazılar gösteriliyor. Uzmanlar ise Türkiye ile Avusturya arasında yaşanan diplomatik krizin faturasının arkeolojiye kesilmemesi  görüşünde. Öyle ki biz kazıları durdurup yıllardır emek veren arkeologları kazı alanından çıkartırken Kongo, Macaristan, Mali ve Fransa gibi ülkeler Efes Antik Kenti içil özel pul bastırıyor.

Büyük talihsizlik

Arkeologlar Derneği Efes kazılarının durdurulmasına tepki vererek durumu şöyle özetledi: Politikacıların diplomatik yollardan çözemedikleri sorunlar nedeniyle cezayı, kazılarını kapatma şeklinde bilim üreten kişi ve kurumlara kesmeleri büyük talihsizliktir. Dernek, dış politikanın, ülkedeki arkeoloji camiasının yansıttığı uluslararası çalışma potansiyelini baltalamak yerine örnek almasını diliyor. Türkiye'nin imajının, algının iyi olmadığı bir dönemde pek yerinde bir dilek.
Ülkemizde arkeoloji ortamı kimlik gözetmeksizin birlikte çalışan, çeşitli dallardan saygın bilim insanlarından oluşan bir yapıya sahip. Dil, din ve ırk gözetmeyen bu yapısı sayesinde ülkemizde arkeoloji konusunda önemli bir birikim oluştu. Türkiye'de kazılar sürdüren pek çok yabancı kazı başkanı bulunuyor. Çatalhöyük'te Prof. İan Hodder, Truva'da Prof. Manfred Korfmann, Sagalassos'ta Prof. Marc Waelkens, Efes'te Doç. Dr. Sabine Ladstatter, Aslantepe'de Prof. Marcella Frangipane, Gaziantep'teki Tilmen Höyüğü'nde Prof. Nicolo Marchetti kazı başkanlığı yaptı.
Hatta şimdi kazı başkanlığını bırakan Prof. Waelkens "Sagalassos sağlığıma mal oldu" demişti. Osman Manfred Korfmann, Göbeklitepe'yi dünyaya tanıtan Prof. Klaus Schmidt ağır koşullarda sürdürdükleri kazılar nedeniyle aramızda erken ayrıldılar.

Maddi imkanlar kısıtlı

Türkiye'nin pek kısıtlı maddi imkanları ve teknolojik donanımı var. Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu antik Nysa kentini gezerken şöyle demişti: Nysa çok önemli bir antik şehir. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın buraya ayırdığı bütçe çok düşük. Yılda 60-70 bin lira. Bu bütçeyle torunlarım bile görmez burayı. Belediye olarak kazılara taraf olmak istiyoruz.
Arkeolojik kazıların yerli-yabancı güçlü sponsorlara, yerli-yabancı üniversitelerin bilimsel desteğine ihtiyacı var. Bu zenginlikleri Türkiye'nin tek başına ortaya çıkarma konusunda maalesef yeterli bilgi imkan yok. Bu nedenle diplomatik krizler kazılar üzerinden cezalandırma ile çözülmemeli. Çünkü Kazı durdurmak ülkeye bir şey kazandırmadığı gibi çok şey kaybettiriyor. Bunların başında da uluslararası itibar geliyor. Geçtiğimiz yıl UNESCO'nun dünya mirası listesine giren Efes için sunumu, Efes Antik Kenti Kazı Başkanı Sabine Ladstatter yapmıştı. Kongo, Macaristan, Mali ve en son Fransa'nın Efes için özel pul çıkarttığı günlerde, biz diplomatik kriz nedeniyle kazıları durdurup, Doç. Dr. Sabine Ladstatter gibi yıllardır Efes'in güzelliklerini ortaya çıkarmak için emek vermiş arkeologları kazı alanından uzaklaştırdık.