Gamze Geçer- 40 yıldır kaligrafi sanatını icra eden ve İzmirlilerin el sanatlarına gereken değeri vermediğinden yakınan Hamza Gönül, İzmir'de hiçbir kurum ya da kuruluştan da maddi ve manevi destek görmediklerini, ayakta kalmak için bütün mücadeleyi kendi başlarına sürdürdüklerini söyledi. 1956 yılında İzmir'de doğan ve öğrenim hayatını burada tamamlayan Hamza Gönül, kaligrafiye (güzel yazı sanatı) 1976 yılında askerde görüp başladığını, teknolojinin o zamanlar bu kadar ileri olmadığından değer verilen bir sanat olduğunu belirtti.
 

40 yıldır yazıyor


Kaligrafi sanatına ilk önce askeriye duvarlarında asılı olan 'yangında ilk kurtarılacaklar, ilk yardım çantası' gibi yazıların dikkatini çekmesiyle başladığını belirten Hamza Gönül, 'Araştırmam sonrasında ise yazan kişinin bir astsubay olduğunu öğrendim. Yanına gittim ve bu sanati öğrenmek istediğimi söyledim. Hiç kursa da gitmedim. Askerde başladım ve 2005 yılına kadar da yazdım. Askerden geldikten sonra 8-10 yıl kadar tekvando yaptım. Milli de oldum. Sonrasında ise 16 yıl Bayraklı'da kırtasiye işlettim. Kağıt ve kalemle olan bağım hiç kopmadı. Eşe dosta hep isimlerini yazar hediye ederdim. Yazamadığım, pes ettiğim anlar tabi çok oldu. Ama hiç yılmadım. 40 yıldır da yazıyorum. Yaptığım işte kendimi 12 yıldır da profesyonel olarak nitelendiriyorum. Hamdım, piştim ve yandım diyebilirim. Bu iş aslında gönül işi. Kimseye zorla öğretemeyiz. En büyük suçlu ise gelişen teknoloji ve özellikle akıllı telefonlar. Yeni nesil emek vermeden bütün bilgilere ulaşıyor. Bu durum ise beni çok üzüyor' dedi.

 

İzmir'de beş kişiyiz


Günümüzde gelişen teknoloji nedeniyle el emeğiyle yapılan sanatların önemini iyice yitirmeye başladığını vurgulayan Gönül, şöyle devam etti: 'Bu duruma karşı çıktığım için emekli olmama rağmen hala mücadele ediyorum. İzmir'de kaligrafi sanatını tam anlamıyla yapan kişilerin sayısı bir elin parmağını geçmiyor. İzmir'de toplamda 5 kişiyiz. Şu an 100 kişi öğrenmek için gelse 95'i 'öğrenip para kazanayım' derdine düşer. Geri kalan 5 kişi ise en iyi şekilde öğrenir ve sanatı gelecek nesillere aktarmaya çalışır. Ben para almadan öğretmeyi istiyorum. O nedenle de öğrenmek için gelenler ikinci defa gelmiyor. Kemeraltı'nda bu işi yaptığını zannedenler var. Ama tek yaptıkları taklit. Ve tek amaçları da az emekle çok para kazanmak. Sosyal medyada da görüyorum. Uçuk fiyatlarda emeksiz ürünler ortaya çıkarılıyor. Bu sanatın internet üzerinden satışının yapılması ise sanatçılarının yok sayılmasına neden oluyor. Önümüzdeki 10 yıl içerisinde azalacak ve biteceğiz. Ömrüm yettiğince de yapmayı sürdüreceğiz.'

 

Kırlangıçların kanat hareketleri


Yazıyı yazdıran kişinin enerjisiyle bütün olduklarını ve eserin öyle ortaya çıktığını söyleyen Gönül, 'Önceden hattatlar dağların tepe noktalarına çıkıp, kırlangıçların kanat hareketlerini takip ederek hata yansıtırlarmış. Harflerin altından üstünden uzanan o desenler öylelikle ortaya çıkmış. Bu kadar özenle ortaya çıkan sanat eserleri varken günümüzde sadece tabak, kağıt ve anahtarlıklara yazılıyor. Bu durum çok üzücü. İstanbul ve Bursa'da çeşitli sergiler düzenlenirken İzmir'de böyle bir imkan bile sağlanmıyor. Ziyarete gelenler ya da tesadüf eseri görenler çok az kişi kaldınız, iyi ki varsınız diyerek gidiyor. Sözlü desteğin daha da aktifleşmesiyle kamçılayıcı etki yaratıp, bu alana destek olması ise en büyük temennim' diye konuştu.