Doğancan Bingöl - Bornova'da bulunan Ege Kütüphanesi Cilt Evi'nde geçimlerini eski eserlere hayat vererek sağlayan 57 yaşındaki Salim Ertürk ve çalışma arkadaşları atölyede bulunan cilt kalıpları, fırçalar ve ciltler ile kitapların nesilden nesile ulaşması için emek harcıyor. Uzun emekler sonucu kitaplara yeniden can veren Ertürk ve arkadaşları yılda yaklaşık bin kitabı onarıp kitapseverlerin bilgi birikimlerine katkı sağlıyor.

Kitaplar çöpe değil, geleceğe gidiyor

Sanatın incelikleriyle ilgili bilgi veren Ertürk, maddi ve manevi olarak öğrencilerin sırtından yük aldıklarını belirterek, "Kitapları tamir ettğimiz zaman o kitaplar uzun süre raflarda yerini koruyor. Kitaplar çöpe deği, geleceğe gidiyor" dedi.
Onardığı kitapların fiyatlarının günümüzde 300 ile 500 lira arasında değişen eserler olduğunu anlatan Ertürk, bu sayede öğrencilerin maddi olarak büyük külfetten kurtulduğunu aktardı.
İşin manevi kısmına da değinen Ertürk, "Her kitap kolay tedarik edilmiyor. İşin manevi boyutu da ağır basıyor. O yıpranmış kitaplar tamir edilmediği zaman yeinisinin tedarik edilmesi için harcanan zaman ve emek öğrenci için büyük zahmet" diye konuştu.

Gazeteler, tarihe ışık tutuyor

Türkiye'de yayınlanan bazı gazetelerin kütüphanede arşivini tuttuğunu belirten Ertürk, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ciltlenen gazeteleri tek bir çatı altında topluyoruz. Gazeteler yapı itibariyle kolay yıpranan kağıt yapısına sahip olduğu için özenle korunması gerekiyor. Benim için bir gazete bile olsa tarih demek. Biz bunun bilincinde olarak hassas bir çalışmayla gazeteleri arşivliyoruz."

Bedeni değil kitabı koru

Yeni neslin kitaplara karşı sorumsuz olduğunun da altını çizen Ertürk, durumdan rahatsızlığını şöyle ifade etti: "Yağmur yağdığı zaman gençler kendilerine kitaptan şemsiye yapıyorlar. Bence yapılması gereken bedeni değil kitabı muhafaza etmek. Çünkü sen bir şekilde kurursun ama o elindeki kaynak zarar gördükten sonra telafisini yapmak çok zor. Bu yüzden elimizdeki kaynağın kıymetini bilmeliyiz. Ayrıca işin maddi yükü de çok fazla. Üniversitede öğrenciler bazı kitapları almak için çok ciddi rakamlar veriyor. Kitap zarar gördüğü zaman hem cebi hem de bilgiyi yakıyorsun. Ben bunun yanlış olduğunu düşünüyorum. Ama herkesin hakkını yemem doğru olmaz bazı insanlarda elindeki kitabın değerini biliyor. Evindeki kütüphanenin neredeyse her gün tozunu alıyor. Bence kıymetli olan bu."

Mesleğin son dönemi

Mesleğinin son demlerini yaşadığını ve tarih sahnesinde yok olacağı için üzüldüğünü dile getiren Ertürk, yaşadıkları bu dönemin mücellitlik mesleğinin son dönemleri olduğunu çırak yetiştirme konusunda sıkıntı çektiklerini gençlerin daha farklı meslekleri tercih ettiğini bu nedenle el emeğinin her geçen gün değerini kaybettiğini söyledi.

El emeğine değer verilmesi gerektiğini söyleyen Ertürk, "Yok olmak üzere olan mesleğimize birisi el uzatmazsa 5-10 seneye kalmadan artık Mücellit bulmak neredeyse imkansız olacak" ifadelerini kullandı.