Olten Filarmoni Orkestrası'nın kurucu "annesi" olan Fatma Olten, Bostanlı semtindeki bir apartman dairesinde faaliyet gösteren Filarmoni Sanat Okulu'nda Olten Yaylı Çalgılar Dörtlüsü'nün verdiği mini konser eşliğinde AA muhabirine açıklamalarda bulundu.

Eşi Ceyhan Olten'in de kendisi gibi mühendis olduğunu, elektrik sektörüne yönelik işler yapan şirketlerinin bulunduğunu anlatan Olten, geçen yıla kadar klasik müzikle iyi bir dinleyici olduklarını ifade etti.

Bir dost sohbeti sırasında ülkedeki tüm klasik müzik orkestralarının devlet tarafından kurulduğunu, bir kaç holding dışında bu alana özel girişim desteğinin hiç bulunmamasından yakındıklarını bildiren Olten, orkestralarının kuruluş hikayesini şöyle anlattı:

"Eşim Ceyhan Olten'in 'neden kendi orkestramız olmasın' sözlerine İzmir Devlet Senfoni Orkestrası Vurma Çalgılar Grup Şef Yardımcısı ve eski müdürü Akgün Çavuş'un destek vermesiyle bu yola girdik. O dönemde hayalimizi anlattığımız bir çok insan bize güldü. Klasik müziğin ciddi bir iş olduğunu, çok güçlü grupların desteğiyle yapılabileceğini söylediler. Akgün Çavuş'un emeği ve tecrübesiyle çok değerli sanatçıların bir araya geldiği bir platform oluşturduk. Senfoni orkestralarının temeli sayılan yaylı çalgılar dörtlüsünü kurarak işe başladık. Daha sonra bize destek veren sanatçıların da katılımıyla bir filarmoni orkestrası ortaya çıktı.

Bu orkestraya kendi soyadımızı verdik çünkü çocuğumuz gibi görüyoruz. İki çocuğumuz vardı bu orkestrayla ailemiz büyüdü. Olten Ailesi, bu orkestranın sponsoru demek doğru değil, sadece mali destek verip köşemize çekilmiyoruz, emek ve zaman harcıyoruz. Yaptığımız işe ruhumuzu üflüyoruz. Kendimi bu orkestranın annesi olarak tanımlıyorum. Orkestranın her bir bireyi de bu ailenin bir parçası. Tamamen bu ruh ve heyecanla çalışıyoruz."

Sanatçıların maaşı okuldan

Ailenin verdiği desteğin yanında orkestranın kendi ayakları üzerinde durabilmesi için özgün bir model geliştirdiklerine dikkati çeken Olten, kadrolu sanatçıların maaşlarının ödenmesi için Filarmoni Sanat Okulu'nu kurduklarını kaydetti.

Müzik eğitimi almak isteyen her yaştan insana hizmet veren okulda eğitimlerin orkestra üyesi sanatçılar tarafından verildiğini söyleyen Olten, "Çalıştıkları yerin fon yaratıyor olması sanatçılarımızın kaygılarını giderdi ve sanatlarına daha iyi konsantre olmalarını sağladı. Kurduğumuz okula ilgi de çok büyük oldu. Henüz ilk yılımızda kapasitemizi doldurduk ve yeni bir binaya ihtiyaç duyar hale geldik" dedi.

Ünlü isimleri İzmir'e getirdi

Akgün Çavuş'un koordinasyonunda, kemanda Elif Nihal Akın ve Gülce Karagözcük, viyolada Ercan Atasoy, viyolonselde Beste Başçı ana kadrosuyla başlayan orkestra kurulduğu ilk yılında İbrahim Yazıcı ve Cem Mansur gibi önemli şeflerin yönetiminde dünyaca ünlü isimlerle konser verdi.

Keman sanatçısı Charlie Siem, soprano Anne Rodier, piyanist Gülsin Onay ve Ferhan & Ferzan Önder kardeşlerle birlikte konserler veren orkestra, yaşayan en ünlü viyolonsel sanatçılarından Nathalia Gutman ile verdiği konserle yetkinliğini uluslararası anlamda kanıtladı.

Konserlerinin ses getirdiğini, özellikle Avrupa'da klasik müzikle ilgilenen çevrenin İzmir'de özel bir filarmoni orkestrası olduğunu öğrendiğini anlatan Olten, en büyük amaçlarının müziği toplumun geniş kesimlerine sevdirmek olduğunu, bu amaç kapsamında devlet orkestralarına göre çok daha rahat ve özgün bir programla hareket edebildiklerini vurguladı.

Olten Yaylı Çalgılar Dörtlüsü'nün İzmir'deki hastanelerin onkoloji ve hematoloji servislerinde tedavi gören çocuklara ve huzurevlerinde kalan yaşlılara özel konserler verdiğini belirterek her konserlerinde yaşlılar ve konservatuvar öğrencileri için ücretsiz kontenjan açtıklarını ifade etti.

Komedi ve klasik müzik birarada

Olten, henüz bir yıldır faaliyette olan orkestranın İzmir sanat hayatında farklı projelere imza attığını, 2015 yılı için de çok ilgi göreceğini umdukları programlar organize edeceklerini dile getirdi.

Özellikle Mayıs ayında İzmir'e gelecek Aleksey Igudesman ve Hyung-ki Joo ikilisiyle verecekleri konseri heyecanla anlatan Olten, klasik müzikle komediyi tiyatral bir şovla harmanlayan grubun dikkati çekici bir performansa sahip olduğunu belirtti. Olten, video paylaşım siteleri üzerinde 35 milyon izleyicisi bulunan grupla verecekleri konsere İzmirliler'i çocuklarıyla birlikte beklediklerini kaydetti.

Üniversite hedefi

Fatma Olten, 1 yıl gibi kısa bir sürede kurulup büyüyen ve dünyaca ünlü isimlerle tamamen dolu salonlara seslenebilen bir yapıya kavuşan Orkestra'nın bir akademi ve ardından da özel bir üniversiteye dönüşmesi yönünde hedeflerinin bulunduğuna da işaret etti.

Konservatuvar mezunlarına sanatlarını icra edebilecekleri bir platform sunmak istediklerini ifade eden Olten, halen bir elin parmakları kadar olan kadrolu sanatçı sayısını yüzler mertebesine çıkarmayı hayal ettiklerini dile getirdi.

"Torunlarımıza miras"

Olten, klasik müziğin aileleri için fazla pahalı bir tutku haline gelip gelmediği yönündeki soru üzerine ise şöyle konuştu:

"Aileler, kazançlarıyla evlerini, arabalarını değiştirirler, ya da tekne alabilirler. Biz bunların yerine çok ciddi bir bütçeyi sanat için ayırdık. Çocuklarımıza değil torunlarımıza miras bırakmak istedik. Olten soyadının bir orkestrada isimlenmesi geleceğe bırakacağımız en güzel mirastı. Orkestraya çok ciddi bir enerji harcıyoruz. Kendi işlerimizi aksatmadan sanat organizasyonunu da yürütmeye çalışmak çok zor. Ama aldığımız geri dönüş bize moral veriyor."