"Bağdat'ın Portakal Ağaçları"nın yazarı Leilah Nadir'in babası Iraklı, annesi ise İngiliz. Kanada'da doğan Nadir, Irak'a hiç gitmemiş. Yazar, hikayesini, yüz yüze sadece birkaç kez görüşebildiği akrabalarının hatıralarına, e-posta ve telefonla kurduğu bağlantılara dayanarak anlatıyor. Nadir'in anı kitabı "Bağdat'ın Portakal Ağaçları", "Sora sora Bağdat bulunur" sözüyle açılıyor. Ne var ki kitap, atalarımızın bu sözü söylediği zamanlardaki cennet bahçesini andıran kentin yerinde, bugün yeller estiğini anlatıyor. Önce İran-Irak Savaşı, ardından Körfez Savaşı, son olarak da Irak'ı özgürleştirmek adına gerçekleştirilen işgal, ülkeyi yaşanmaz ve tanınmaz hale getirmiş. İşin ilginç yanı, tüm bu savaşlar boyunca olanları bize aktaran, memleketi Irak'ı hiç görmemiş bir gazeteci. Yine de "Irak'ı iliklerimde hissediyorum" diyor ve ekliyor: "Oraya hiç gitmedim. Bağdat gecesine kokusunu veren bir yasemini veya portakal çiçeğini hiç koklamadım..."

2003 yılında, ABD ve Birleşik Krallık önderliğindeki Koalisyon Kuvvetleri her ne kadar "Irak'ı Özgürleştirme Operasyonu" adıyla yola çıksalar da, Iraklılar'ın gözünde bu tam bir işgaldi. Hem Iraklı hem de İngiliz kanı taşıyan Nadir, o dönem hissettiklerini şu sözlerle anlatıyor kitabında: "Savaş devam ederken uyuyamıyordum ve günlük hayatımın ritüellerini yaşayamıyordum. Annemin kültürünün, babamın kültürünü yok ettiğini anlamıştım. Şimdi savaşı izlerken, sanki bir yarım diğer yarımı işgal ediyormuş gibi hissediyordum. Sanki ben hem işgalci, hem de kurbandım. Ben hem düşman, hem müttefiktim..."

Nadir, kitabını yazarken akrabaları ile zaman zaman e-posta yoluyla, zaman zaman da telefonlaşarak ve mektuplaşarak bilgiler toplamış. Kitabın can alıcı noktalarından biri de Nadir'in kuzeni Karim'e telefonda sorduğu soruya aldığı cevap oluyor: "Saddam'ın düşürülmesinin ardından hiçbir şey iyi yönde değişmedi. Saddam hükümdarlığında yaşamaktan hiçbir farkı yok. Hergün başka bir problem çıkıyor. Elektrik yok, su yok. Her tarafımızda savaş var. Bugün damdaki yatağımızın içinde bir kurşun bulduk. Gece düşmüş olmalı. Sokaklarda her gün silah sesleri uyuyoruz..." (Vatan Kitap)