Asıl adı Ekrem Şerif Uçak olan usta oyuncu, Ayşe Nuriye Uçak ile Türkiye'nin ilk uçak asker pilotlarından onbaşı Mazhar Uçak'ın oğlu olarak, 7 Mart 1932'de Ankara'da dünyaya geldi. Bazı kaynaklarda doğum tarihi 1934 olarak belirtilen sanatçı, verdiği bir röportajda 1932'de doğduğunu aktararak, "Ben 40 günlükken babam Eskişehir’de şehit düşmüş. Önyüzbaşı Mazhar Bey. Babam ilk uçan pilotmuş. Babam uçtuğu zaman Zeki Paşa diye bir Paşa varmış, 'Mazhar sen ilk uçan pilotsun, Yazıcıoğlu soyadını bırak Uçak koy soyadını.' demiş. Soyadımız öyle kalmış." demişti. Ekrem Bora, ilkokul ikinci sınıfta ailesiyle İstanbul'a yerleşti. Ortaokul yıllarında sinemaya ilgi duymaya başlayan sanatçı, Yıldız dergisinin 1953'te açtığı artist yarışmasına ailesinden gizli katıldı. Sanatçı, birinci olduğu yarışma sonrasında "Bora" soyadını aldı, ardından Erzincan ve Diyarbakır'da 2 yıl süren vatani görevini tamamladı.

Sinemaya hızlı giriş

Askerden döner dönmez 1955'te ilk filmi "Alın Yazısı"nı çeken sanatçının bu dönem gerçekleştirdiği ilk evliliğinden, kızı Sevil dünyaya geldi. Bora, iki yıl kamera karşısına geçmedi, 1958'de "Mavi Boncuk", "Bana Gönül Bağlama", "Tilki Leman" ve "Bir Kadın Tuzağı" filmlerinde rol aldı. Sinemaya hızlı bir giriş yapan sanatçı, 1959'da "Kanundan Kaçılmaz", "Üç Kızın Hikayesi", 1960'ta "Yeşil Köşkün Lambası", "Divane", 1961'de "Seni Benden Alamazlar", "Camp Der Verdammten", "Kahraman Üçler", "İnleyen Dağlar" filmlerinde rol aldı. Ekrem Bora, 1962'de "Çifte Kumrular" ve "Beş Kardeştiler" adlı yapımların yanı sıra Ayhan Işık ve Türkan Şoray'la başrolü paylaştığı "Acı Hayat" filmindeki performansıyla dikkatleri üzerine çekti. Bu yapımdan sonra Yeşilçam'da özellikle sert karakterlerin aranan yüzü oldu.

54 yıllık sinema hayatı

Ekrem Bora, 1990'da rol aldığı "Soğuktu ve Yağmur Çiseliyordu" filmiyle "28. Antalya Film Şenliği"nde "En İyi Erkek Oyuncu" ödülünü aldı. İKSV tarafından 2008'de "Yaşam Boyu Onur Ödülü"ne değer görülen sanatçı, 2009'da son filmi "Makber"de oynadı. Sanatçı, 1990'lardan yaşamının son yıllarına kadar "Gümüş", "Marziye", "Yeşilçam Denizi", "Kumsaldaki İzler, "Yadigar" ve "Kardelen"in de aralarında olduğu birçok dizide de rol aldı. Sinemaya adım attığı günden itibaren, 54 yıllık kariyeri boyunca 200'den fazla yapımda oynayan sanatçı, bir açıklamasında şu bilgileri vermişti: "Her zaman halk adına film yaptığımız için halka yakın olduk. Yakın olduğumuz için de halk bizi çok tuttu. Ben bu gizemdeydim bugüne kadar. Nereye gitsem, kötü olduğum zaman da iyi olduğum zaman da sevildim. Yani benim seyircim beni küstürecek bir şey yapmadı. Hep güzelliklerle karşılaşmışımdır. Çünkü ben halkın içinden geldim, halkla beraber oldum."

En güçlü karakterlerden

Ekrem Bora, 1 Nisan 2012'de 78 yaşındayken hayatını kaybederek, Zincirlikuyu Camisi'nde kılınan namazın ardından Zincirlikuyu Mezarlığı'na defnedildi. Sanatçı Cüneyt Arkın'ın "Türk sinemasının unutulamayacak kadar değerli bir ismiydi, kıymetli bir arkadaşımdı. İçimdeki burukluğu ve kırgınlığı anlatmamın imkanı yok. Onun eksikliğini her zaman hissedeceğim." dediği Bora için, Ediz Hun ise "Çok büyük bir dost, cana yakın bir arkadaştı. 15’ten fazla filmde birlikte çalışmıştık. Sigarayı bırakması konusunda her zaman kendisini uyarmıştım. Türk sinemasının kalkınmasında çok etkili olan bir sanatçıydı. O derin bakışları, mavi gözleri ile hoş bir tipti. Sanat camiası adına acımız çok büyük. Onu unutmayacağız." ifadelerini kullanmıştı.

Oynadığı bazı yapımlar

"Yasak Aşk" (1988), "Tapılacak Kadın" (1985), "Unutulmayanlar" (1981), "Aşkın Gözyaşları" (1979), "Baskın" (1978), "Cennetin Çocukları" (1977), "Çılgınlar" (1974), "Dikiz Aynası" (1973), "Bir Kadın Kayboldu" (1971), "Bir Vefasız Yar İçin" (1969), "Alevli Yıllar" (1968), "Ayşecik Canım Annem" (1967), "Avare Kız" (1966), "Aşka Susayanlar" (1964)