Geçtiğimiz günlerde Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı Yıldırım Demirören ile Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Başkanı Hüseyin Aydın'ın Süper Lig kulüplerinin maddi cendereden kurtulmaları için yaptıkları çalışmaları okudum.
Okuduktan sonra faciayı daha da net öğrenmiş oldum.
"Sadece Türk futbolu değil Türk sporu kurtulacak" konulu bu çalışmaların bir milat olduğunu açıkladı iki teşkilat.
18 kulübün artık kredi almalarının mümkün olmaması nedeniyle yapılandırma hareketi başlattıklarını, borcu olmayan kulüplerin de yarın borçlanmayacakları diye bir şey olmadığını, tek çarenin bu olduğunu belirtiyorlar.

Yüzde 985 artış gerçekleşmiş

Süper Lig kulüplerinin 2009 yılında toplam borcu 825 milyon TL borcu iken, yüzde 895 artışla 2018 yılını 9 milyar 441 milyon TL ile kapatmışlar. Bu arada sportif gelirleri de 4 milyar 93 milyon olarak gerçekleşmiş.
Bu borcun 8 milyar 129 milyon TL'si yani yüzde 86'sı, 4 büyük kulübe Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonspor'a aitmiş.
Toplam borcun yüzde 14'ünü teşkil eden 1 milyar 312 milyon 625 bir TL'si ise diğer 14 kulübün.
Finansal, piyasa borçları ve futbol ailesine olan borçlar nedeniyle özellikle 4 büyükler tam bir kıskacın altına girmiş.
Yani, transfer yasağı, Avrupa kupalarına katılamama yasakları "Demokles'in kılıcı" gibi tepelerinde duruyor.
Sadece Futbol A.Ş değil, derneklerin de borçları yapılandırılacak ve amatör branşlar da bunun içine girecekmiş,
18 kulüp federasyon tarafından denetlenecek, lisans alamayan da Avrupa'ya gidemeyecekmiş.
UEFA tarafından sıkı denetlenen kulüplere nefes alma projesi gibi görünen bu kurtuluş hareketi, belli ki önümüzdeki günlerde sofraya gelecek.

Yıllardır süren döngü

Şimdi; bu borç kısa dönem içinde ortaya çıkmadı. Yapılan transfer doğru veya yanlış kulüplerin bilançosuna hiçbir zaman artı olarak yansımadı. Yıllardır yapılan yanlışlar bir çığ gibi büyüyerek bugünlere geldi. Gelen yönetimler, günü kurtarmak adına yaptıkları hareketlerle borcun büyümesine destek verirken, nasıl kurtuluruz diye düşünülmedi.
Gelen; borçlarla geldi, giden de borçlarla gitti.
Federasyon ile bankalar birliği bu dağları aşan bu borçları kulüplerin aşamayacağına görerek, mecburen devreye girdi.
Tüm borçların yapılandırıldığını ve kulüplerin uzun vadede taksitle ödeme planına yönlendirildiğini düşünürsek, borçlarını ödeyemeyen bu kulüplerin önümüzdeki yıllarda yeni hareketler anlamında duvara toslayacakları kesin görünüyor.
Bence bu proje, ölüm döşeğindeki bir hastaya serumdan ileri gitmeyecek de.
Yok kredi alamayacaklar.
Aksatmaları halinde, cezai şartlar uygulanacak.
Var olan hiçbir kredi silinmeyecek.
Tamam da...
Borçlar altında ezilen bu kulüplerin yeniden doğacak kredilendirme sonrasında kredi faizleri ne olacak.
Bankalar da bu paraları kulüpleri çok sevdiği için vermeyecek.
Amaçları yine para kazanmak olacak.
Bugün bankaya gidip, taşıt, ev veya tüketici kredisi kullanmak için ödenecek bedeller ortada iken.
Küçücük rakamlar için bile ödenecek bedeller altından kalkılacak gibi değilken.

Faizi hesaplayan var mı?

Peki kulüplere bu nasıl aksedecek.
Kimse bunun farkında değil.
Farkındalar da...
Hiçbir banka "Babasının hayrına" bu projeye destek vermez.
Kulüplere kurtuluş imkanı, bir milat olarak sunulan bu proje; aslında bankaların kurtuluş projesidir.
Son dönemlerde verilen batıkların, Süper Lig kulüpleri üzerinden miladıdır.
Bankalar, Türkiye'nin en önde kulüplerini kurtarma için ellerini taşın altına sokmak için harekete geçmiş gibi görünse de..
Bana göre; atak kulüpler için değil.
Bilançoları bu kadar kötü görünen bir işletmeye yaklaşmazlar bile aslında.
Yıllardır kulüpler için bu tür atakları gördük.
Vergiler silindi, yapılandırıldı.
Ödenmedi, yeniden yapılandırıldı.
Sonuç; 9 yılda borçlar yüzde 985 arttı.
Ne yapıldıysa, azalacağına arttı borçlar.
Bir de Türkiye'de sadece 18 futbol kulübü mü var.
Alt liglerde borçlarından dolayı eksi puan cezası alan, ligden çekilmek zorunda kalan kulüpler var.
Bunu Türk sporunun kurtuluşu olarak görmek kadar sığ bir düşünce olamaz.
Para vererek, kredi vererek, borçları yapılandırarak kurtuluş ışığı aramak, TFF gibi günü kurtarmak için uğraşan, futbolu sadece Süper Lig kulüplerinde ibaret gören bir teşkilata yakışır ancak.
Siz Türk futbolunu değil, Süper Lig kulüplerini kurtarmaya çalışıyorsunuz,
Gerisi tu-ka-ka..
Yapılan; borçları indirmek, bitirmek değil, artırmak ve bankaların gelirlerini yükseltmek içindir.
Alttakilerin ölüm fermanı devam ediyor.
TFF'nin böyle bir derdi de yok gibi.
Kurtuluş borçları yapılandırmak değil, borçlanmadan eldeki borçları kapatıp, Türk çocuklarını unutmadan, yabancı oyuncuları vazgeçilmez görmeden, kendi yağınla kavrulabileceği bir sistem yaratmaktır.
TFF'nin yaptığı, yeni borçlara kapı açmak ve kulüplerin yapacağı yeni transferlerle birlikte yeni borçların kapısını açmaktan başka bir şey değildir. Her ne kadar transferi borç-alacak hesaplarıyla ilişiklendirseler de, yolu borçları kredilendirerek açmış olacaklardır.
Sonuç; Türk futbolunun ölüm ilanının yayınlanmasıdır.
Proje, mezarlıklar müdürlüğünden ölmeden önce yer satın almaya benziyor.
Hem de kredili...